Gizem KARADAĞ/ANKARA, () - Doç. Dr. Alev Eken, uzman bir dermatolog tarafından uygulanacak doğru tedavi ve düzenli takiple akne sorunundan kurtulmanın mümkün olduğunu belirtti.

Kıl ve yağ bezelerinin iltihaplanmasından dolayı oluşan akne sorununun genetik, hormonal, stres, gıda, ilaç, kozmetik ve çevresel faktör kaynaklı olabileceğini belirten Güven Hastanesi Dermatoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Alev Eken, aknenin başladığı yaş, şiddeti, yağ bezlerinin sayısı ve büyüklüğünün hastanın genetik özellikleriyle ilişkili olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Eken, “İnsülin direnci akneye neden olabilmektedir.  Kilo artışıyla birlikte aknenin şiddeti artar ve azalması ile şiddetinde azalma olur. Yumurtalıklarda kist olarak bilinen polikistikover sendromu ve erkeklik hormonu androjenin artması da akneye yol açabilmektedir” dedi.

“ERİŞKİN AKNESİ 50’Lİ YAŞLARA KADAR DEVAM EDEBİLİR”

Aknenin sadece ergenlik döneminde olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Eken, erişkin yaşta da devam edebileceğini ya da başlayabileceğini söyledi. Ergenlerin yüzde 95’inde sivilce olduğunu söyleyen Doç. Dr. Eken, “’Ergenlik sivilcesidir, büyüyünce geçer’ düşüncesi yanlıştır.  Akne sorunu mutlaka tedavi edilmelidir. Ergenlikte erkekleri daha sık etkiler. Erişkin yaşlarda ise, kadınların korkulu rüyasıdır. 25-30 yaş sonrası meydana gelen akneler, çoğunlukla ağız ve çene etrafında deri altında şişlikler şeklindedir, ağrılı ve kaşıntılıdır. Erişkin aknesi 50’li yaşlara kadar devam edebilir” diye konuştu.

“TEDAVİDE EN ETKİLİ İLAÇ A VİTAMİNİ TÜREVLERİDİR”

Aknenin tedavisi için mutlaka bir dermatologa başvurulması ve tıbbi tedaviye başlanması gerektiğini kaydeden Doç. Dr. Eken, her hastanın akne tedavisi kişiye özel planlandığını belirtti. Tedavi yönteminin kişinin hormonal ve genetik yapısı ile sosyal konumuna göre değiştiğini belirten Doç. Dr. Eken, şunları söyledi:

“Akne sorunu cilt bakımları, siyah noktaların temizlenmesi veya dıştan sürülen ürünlerle tam tedavi edilemez. Tedavisi için mutlaka bir dermatologa başvurup, tıbbi tedavi olunmalıdır. Tedavi deneyimli uzmanlar tarafından yapılmalıdır. Dıştan cilde uygulanan kremler hafif şiddetteki aknede etkili olabilir. İleri akne sorunlarında ağızdan ilaç kullanılması gerekebilmektedir.  Tedavide en etkili ilaç A vitamini türevleridir. Ancak tedavide kür yoktur, tekrarlama oranı yüzde 32’dir. Tedavi uzun sürelidir, takip gerektirir.  Sabırlı olunmalıdır. Tedaviden en az 2-3 ay sonra sivilceler azalmaya başlar. Devam tedavisi gerekir.  Komşulardan veya arkadaşlardan alınan öneriler; sosyal medyadan güvensiz ve asılsız kaynaklara dayanılarak yapılan uygulamalar tedavisi güç izler bırakmaya ya da sivilcenin artmasına neden olabilir.”

“TELEFON, YASTIK KILIFLARI DA BAKTERİ YERLEŞİMİNİ ARTIRMAKTADIR”

Akneleri sıkmaya çalışmak, koparmak, yüzü fırçalamak, liflemek veya ovalamak iltihaplı lezyonların yayılmasını kolaylaştırdığını belirten Doç. Dr. Eken, bu uygulamaların iyileşme süresini uzattığını ve kalıcı iz oluşuma neden olduğunu söyledi. Normal cildin bakteri, virüs ve parazitlerden oluşan kendine özel bir florası olduğunu ifade eden Doç. Dr. Eken, “Sivilcelerin oynanması, eldeki dirençli bakterilerin kıl kökü ve yağ ünitesine yerleşmesine neden olmaktadır. Bu durumda iltihaplı kistik ve ağrılı sivilceler oluşmaktadır.  Aynı şekilde telefon, yastık kılıfları da bakteri yerleşimini artırmaktadır. Hijyene ve tahrişe dikkat etmeyenlerde akne lezyonlarının geçmesi mümkün değildir. Yüzünde akne olan erkekler, tıraş makinesi kullanmalıdır. Jilet iltihaplı sivilceyi patlatarak, bakterilerin yayılmasına neden olur” dedi.

“BALIK, TAZE MEYVE VE SEBZE AKNEYE KARŞI KORUYUCU BESİNLERDİR”

Aknenin yüzde 20 oranında iz bırakarak iyileştiğini ve özellikle koyu renkli ciltlerde daha fazla iz bıraktığını söyleyen Doç. Dr. Eken, şöyle devam etti:

“İz gelişimini engellemek, psikolojik etkilenmeyi azaltmak için tedaviye erken başlanmalıdır.  İzlerin tedavisi akne tedavisinden bağımsız düşünülemez. İzleri tamamen iyileştiren tek bir yöntem yoktur. Kombine tedaviler uygulanır. Akne, kişinin beslenme düzeninden etkilenir. Düzenli ve dengeli beslenme önemlidir. Özellikle, kan şekerini hızla yükselten,  glisemik indeksi yüksek gıdalar, süt ve süt ürünlerinin tüketimi akne şiddetini arttırır. Abartılmadan tüketilmelidir. Balık, taze meyve ve sebze akneye karşı koruyucu besinlerdir.”

“AKNENİN ŞİDDETİ DE İÇİLEN SİGARA MİKTARIYLA ARTAR”

Akneli ciltte yüz yıkandıktan hemen sonra nemlendirici sürülmemesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Eken, şunları söyledi:

“Yeni yıkanan cilt gerilir, nemlendiriciyi fazla çeker. Yağlanma artar. Yıkandıktan 15 dakika sonra cilt normal yapısına gelir, ihtiyacı kadar nemlendiriciyi kabul eder. Akne ile sigara kullanımı arasındaki ilişki tam bilinmemektedir. Ancak, sigara ve sigara dumanı her şekilde cilde zararlıdır. Erişkin yaşlardaki akneyi arttırdığına ilişkin güçlü veriler de vardır. Aknenin şiddeti de içilen sigara miktarıyla artar. Düzensiz ve yetersiz uyku stres hormonlarını arttırarak akneyi şiddetlendirir. Unutulmamalıdır ki akne tedavisi sabır gerektirir. Uzman bir dermatolog tarafından uygulanacak doğru tedavi ve düzenli takiple akne sorunundan kurtulmak mümkündür. Yanlış tedavi, uygun olmayan kozmetik ürünlere yönelmek ise iyileşme sürecini uzatacaktır.”