Dizlerimiz vücudumuzun en fazla yükünü taşıyan eklemlerimizdir.Bu nedenle diz problemleri de yaşamımızı olumsuz şekilde etkileyebilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç.Dr.Cengiz Bahadır konu ile ilgili bilgiler verdi.

Diz eklemi vücudun en fazla yük taşıyan eklemidir. Bu nedenle diz kıkırdaklarına ve de özellikle diz kapağı kıkırdaklarına aşırı yük biner. Bu yük çömelme, merdiven inip çıkma gibi hareketlerde kişinin ağırlığına göre birkaç yüz kiloya kadar çıkabilir. Bu nedenle vücudun en kalın kıkırdak tabakası diz kapağı arkasındadır.

Dizden niye ses gelir?

Diz ekleminin bu yükleri ağrısız bir şekilde taşıyabilmesi kıkırdaklar arasındaki sürtünmenin çok az olmasını  gerektirir. Hangi sebeple olursa olsun kişinin diz kapağının arkasını döşeyen kıkırdağın yıpramasının ilk bulgusu dizden ses gelmesidir. Bu sesler diz hareketleri sırasında özellikle çömelip kalkarken ortaya çıkar ve daha çok “çıtırdama” şeklindedir. Bu ses büyük oranda diz kapağı kıkırdağının yüzeyinin bozulması ve hareket halinde bu bozuk yüzeyin karşı kemiklere sürtmesinden kaynaklanmaktadır. Bu durum tıpta “kondromalzai patella” olarak adlandırılır. Bazen meniskus yırtıklarından da ses gelebileceği unutulmalıdır. Bu durumda dizden gelen sesler daha çok “kütleme” şeklindedir.

 Dizden  ses gelmesi önemli midir?

Dizden ses gelmesi genellikle orta ve ileri yaşlarda olur. Bununla beraber gençlerin dizinden de ses gelebilir.  Dizden ses gelmesi özelikle orta yaşlarda(30-45) ortaya çıkarsa erken kireçlenmenin habercisidir. Sesle birlikte ağrı varsa ve bu ağrı özellikle oturup kalkmalarda ,diz kırarak yapılan aktivitelerden sonra oluşuyorsa mutlaka araştırılmalıdır. Bu aşamada yapılacak en doğru hareket bir fizik tedavi uzmanına başvurmaktır.

Tanı nasıl konabilir?

Bu tip olgularda ağrı olmasa dahi dizden inceleme gereklidir. Seçilecek yöntem kıkırdak dokuyu ve menisküsleri çok iyi göterebilmesi nedeniyle manyetik rezonans(MR) incelemesidir. MR ile diz kemiklerinin kıkırdakları ayrıntılı bir şekilde görülebilir.

Ne zaman tedavi edilmelidir?

Dizden ses gelmesi her zaman bir patolojiye delalet etmez. MR’da kıkırdak hasarı yani kondromalazi patella varsa  ağrı olmasa bile tedavi uygulanmalıdır. Aksi takdirde diz yavaş yavaş da olsa kireçlenmeye gidecek ve hasar kalıcı hale gelecektir.

Dizdeki erken kıkırdak hasarı nasıl tedavi edilmelidir?

Bu hastaların tedavisinde 3 temel prensip vardır. İlki, hasta dizine iyi bakacaktır. Yani çömelm,e merdiven inip çıkma, uzun süreler dizleri kıvırarak oturma, bağdaş kurma gibi hareketleri mümkün olduğunca az yapacaktır.   İkinci prensip; hasta dizi kuvvetlendirecek egzersizler yapacaktır ve sonuncusu kilo almayacak, kilolu ise verecektir. Bu temel prensipler dışında bu dizlerde kıkırdak iğneleri ve fizik tedavi uygulamaları işe yarayabiir. Son yıllarda PRP (trombositten zengin plazma) tedavisi başarılı bir şekilde kullanılmaktadır.

PRP tedavisi nedir ?

PRP tedavisi dünyada son 4 yıldır,Türkiye’de ise son 2 yıldır kullanılan bir yöntemdir. Hastadan damar yolu ile yaklaşık 20 cc kadar kan alınır ve bu kan özel bazı işlemlerden geçirilerek içerisinde çok sayıda trombosit hücresi içeren PRP elde edilir. Kandan elde edilen trombositten zenginleştirilmiş plazma sıvısı doğal bir ilaç gibi etki gösterir. Enjeksiyon ile eklem içine verilen trombosit hücrelerinden çıkan doğal hormonlar yaralanmanın ve zedelenmenin olduğu bölgede kıkırdak gibi yapıların hücrelerini uyararak  o bölgedeki iyileşmeyi hızlandırır. PRP tedavisi ayda bir kez toplam 3 defa uygulanır

PRP tedavisi kıkırdak zedelenmelerinde etkin bir tedavidir?

İki yıldır çok sayıda diz hastasına uyguladığımız PRP yöntemi özellikle kıkırdak zedelenmelerinde son derece başarılı sonuçlar vermektedir. Yan etkisinin olmaması en önemli avantajıdır.

Dizdeki erken kıkırdak zedelenmeleri temel prensiplere bağlı kalarak yapılan PRP tedavisi ile son derece etkin bir şekilde tedavi edilebilmektedir. Unutulmaması geren nokta; erken müdahale edilirse “kireçlenme kader değildir”.