Doğru beslenmenin vücudunuzun en büyük organı olan cildinizin yaşını da belirlediğini biliyor muydunuz? Hastane Derindere Beslenme ve Diyet Uzmanı Meltem Şeniz Toksoy’la sağlıklı yaşlanmanın anahtarlarından biri olan beslenmenin önemi ile ilgili önemli ip uçları verdi.

Yaşlanmayı yavaşlatmak mümkün mü?

Yaşlanma, 35-40'lı yaşlardan itibaren vücutta iş gören hücre grubunda kayıplarla başlar ve hücrelerin görevlerinde aksamalar görülür. Ancak yaşlanmayı bir hastalık olarak görmemek ve doğal bir süreç olduğunu kabullenmek gerekir. Önemli olan uzun yaşamak değil; sağlıklı ve başarılı yaşlanmaktır. Sağlıklı kalmak ve uzun süre sağlıklı yaşamak kişilerin tutum, aktivite ve ilişkileriyle yakından ilgilidir. Hayatınıza dahil edeceğiniz doğru beslenme yöntemleri vücudunuzda hücrelerin yaşlanma ya da ölmesine neden olan serbest radikallerin zararlı etkilerinden hücrelerinizi koruyarak yaşlanmanızı geciktirir.

Yaşlanmanın ipuçları…

• Egzersize karşı isteksizlik hissediyorsanız,
• Düzenli egzersiz yapmanıza rağmen zayıflayamıyor; aksine kilo almaya devam ediyorsanız,
• Temponuz aynı ya da daha az olmasına rağmen, günün sonunda yorgun ve bitkin hissediyorsanız,
• Eskisi kadar rahat uyuyamıyorsanız,
• Cildinizde kırışıklıklar ve sarkmalar oluşmaya başladıysa
• Cinsel isteğiniz azalmaya başladıysa hayatın dönemlerinden biri olan yaşlanma sürecine girmeye başlamışsınız demektir.

Yaşlanma etkilerini geciktirmek mümkün!

• Kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, şeker hastalığı gibi kronik ve metabolizmayı yıkıcı hastalıklardan korunun.
• Alkol ve sigaradan uzak durun.
• Günde en az 8-10 bardak su için.
• Düzenli egzersiz yapın.
• Alüminyum içeren deodorantlardan, eskimiş plastik su damacanalarından ve alüminyum kaplardan uzak durun.
• Östrojen içeren cilt bakımı ürünlerinden kaçının.
• Plasenta hormonu içeren kozmetiklerden uzak durun.
• Stresinizi ve öfkenizi kontrol altına alın.
• Kaliteli uyumaya özen gösterin.
• Sağlıklı kilonuzu koruyun.

Genç görünmenin sırrı besinlerde…

• Vitaminlerden E ve C vitamini, Beta karoten, minerallerden selenyum ve çinko güçlü antioksidan etkiye sahiptir. Çilek, limon, portakal, zeytinyağı, balık, yeşil çay, domates, üzüm, kiraz, karpuz güçlü antioksidan içeren besinlerdendir.
• Keten tohumu, kefir, yoğurt, çekirdekli siyah üzüm, elma, kayısı, cildin genç görünmesini sağlar ve kolajen doku sentezinde önemlidir.
• Kuru baklagiller, tam tahıllar, sebze ve meyveler, yağlı tohumlar, posa yönünden zengin besinlerdir. Posa; kabızlık, hipertansiyon, hiperlipidemi, kilo problemi ve kanser gibi rahatsızlıkların düşmanıdır.
• Rengarenk sebze ve meyveler muhteşem besinlerdir! Bol bol tüketin.
• Soya tüketin. Soya ürünleri yüksek kalitede protein içerir. Doymuş yağ oranı azdır, kolesterol içermez. Soyada bulunan sterol ve stanoller kolesterolü düşürür.