MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'a tepki gösterdi. Bahçeli, Başbuğ'un sözleri için, "Açıklaması gaflet ve delalettir." dedi. Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanması sonrası yaşanan gelişmelere de değinen Bahçeli, "Yasal yollardan Rektör atanmış ve konu kapanmıştır." ifadesini kullandı.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündemde yer alan konularla ilgili yazılı açıklamalarda bulundu. Bahçeli, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un Cumhuriyet Gazetesi'ndeki açıklamalarına tepki göstererek, "Düşünce ve kanaatleri her zaviyeden sakıncalı, her cepheden sorunludur." dedi.

Başbuğ'un açıklamalarının gaflet ve dalalet olduğunu belirten Bahçeli, Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanması sonrasında yaşananları da değerlendirdi. 
"Kanuna uygun bir atamaya terör yöntemleriyle karşı çıkmak, bu vesileyle Boğaziçi Üniversite’sinden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyetlenmek başı ezilmesi gereken bir komplodur" diyen Bahçeli, "Boğaziçi Üniversitesi’ne yasal yollardan Rektör atanmış ve konu kapanmıştır" ifadesini kullandı.

CHP, İP, VE HDP BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDE ATEŞLE OYNUYOR

Bahçeli'nin Boğaziçi Üniversitesiyle ilgili açıklaması şöyle: 

Bilhassa Türk gençliği terör örgütlerinin kışkırtmalarına kapılmamalı, temennim odur ki uyanık olmalıdır.

Bir süredir Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan Rektör’le ilgili suni itiraz ve organize tepkiler gündemdedir.

Kanuna uygun bir atamaya terör yöntemleriyle karşı çıkmak, bu vesileyle Boğaziçi Üniversite’sinden bir Gezi Parkı kalkışması çıkarmaya niyetlenmek başı ezilmesi gereken bir komplodur.

CHP’nin, İP’in, HDP’nin provoke ettiği, PKK, MLKP, DHKP-C’nin alevlendirdiği protestoları bir sokak hareketine dönüştürme ısrarları ateşle oynamaktır.

Yazılı ve görsel medya vasıtasıyla gerilimi tırmandıranlar, darbe imalarını örtbas etmeye çalışanlar, hatta mezkur Rektör atama yöntemini tenkit edenler, Allah muhafaza, 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü başarılı olsaydı durumlarının ya da konumlarının ne olacağını, ülkemizin ne hallere düşeceğini sorgulama zahmetine hiç niyet etmişler midir?

Bunun yanı sıra kahraman Türk polisine katil demek şerefsiz bir iftiradır ve bu iftiranın taraflarının öğrenci olması imkansızdır.

Gerçekten de gözaltına alınan 17 kişi arasında sadece 2 kişinin bahse konu üniversitenin öğrencisi olması her şeyi gözler önüne sermektedir.

Boğaziçi Üniversitesi’ne meşru ve hukuken geçerli bir Rektör atamasını gerekçe olarak gösterip Türkiye’nin boğazını sıkmak isteyenler terörizmin piyonları, öğrenci kılıklı bölücülerdir.

CHP’nin İstanbul İl Başkanıyla Büyükşehir Belediye Başkanı’nın bölücü ve yıkıcı odakların mihmandarı olmaları kepazeliktir ve fiilleri Cumhuriyet Savcılarının görev alanına girmektedir.

Başörtüsü mutabakatla çözülmüş,çürük siyesi zihniyet yeniden nüksettiriyor

Türkiye’yi çok tehlikeli bir tartışma ve kamplaşma girdabına süirüklemek maksadıyla el ovuşturan, hava koklayan, fırsat kollayan menhus emeller ve karanlık çevreler son günlerde tahrik kampanyalarına hız vermişlerdir.

Ülkemizin sinir uçlarını tahriş ve tahrip etmek niyetiyle müsait ortam yoklayan mihrakların iç barış ve toplumsal huzurumuzu kirli bir senaryo çerçevesinde bozma teşebbüsleri ne gözlerden ne de dikkatlerden kaçmıştır.

Kaos failleriyle kargaşa figüranları son kozlarını oynamak için tekrar nifak sahnesine çıkmışlardır.

Bu kapsamda tezahür eden vahim gerçekler tüm çarpıcılığıyla ortadadır.

Aziz milletimizin milli ve manevi hassasiyetleriyle ters düşmüş kör ideolojiler ve köhne siyasi kesimler emperyalizmin kurşun askerliğine soyunmuşlardır.

Başörtüsü meselesinin mutabakatla çözülmesini hala kabullenemeyen, bir türlü hazmedemeyen çorak ve çürük siyasi zihniyetlerin inanç ve insan haklarına tahammülsüzlükleri maalesef yeniden nüksetmiştir.

Adaleti kıyafette arayan, ahlakı şekilde araştıran, üstelik insani haslet ve imani haysiyetle açıktan çatışan zorbaların başörtüsü nefretleri ilkel ve ilkesiz bir anlayışın göstergesidir.