Ne yapsam ne etsem beyhude.

Ruhumdaki çırpınışların sesi beynimde şahlanıyor.

Esaret kampından kurtulmaya çalışan bir esirin, yarı korku, yarı çaresizlik içindeki çırpınışları sanki bunlar..

Öyle hapsetmişim ki ruhumu bu bedene, mücadele etmeye takadi bile kalmamış, o kadar üzerine binmiş ki benliğimin yığması...

Biliyorum, özgürleşmesi benim elimde...

Ben olmaya başladığım anda bu esareti son bulacak.

Başkası için değil, kendim için yaşamayı seçtiğimde...

Başkasının mutluluğu yerine, kendi mutluluğum dediğimde..

Kim ne düşünürse düşünsün, ne derse desinden soyutlandığımda...

Tüm çözümler bende biliyorum ama çözüme değil, çözümsüzlüğe itiyorum ellerimle..

Nedenini bilemediğim biçimde, özgür kalmaya çalışan beni, bastırdıkça bastırıyorum.

Diktatör bir yönetici edasıyla, sesini kesiyorum mücadeleci ruhumun...

Biliyorum ki susturmazsam ne kadar boşa yaşadığının farkına varacak ve gözü açılırsa onu susturmak çok zor olacak...

Kimbilir belki de içimdeki bu direnişi başlatan güç dış mihraklıdır. Hepsi düşmanlarımın benliğimdeki oyunudur.

Mücadelemi kısıtlayan ne varsa yok etmek istiyorum.

Mesela empati kurma yeteneğimi ortadan kaldırmam gerektiği geliyor aklıma..

'Ne hali varsa görsün başkaları, ben acı çekerken onların umurunda mı sanki, çoğunun haberi bile yok' diye aklımdan geçiriyorum. 

İkinci bir çözümü kötülükte buluyorum.

Sürekli intikam peşinde koşmak belki bu direnişi güçlendirir. Kimsenin yaptığını yanına bırakmasam...

Kötülük yapmış olanların kanatırcasına acıtmak istiyorum canlarını...

Onların bana acı çektirirken ne kadar mutlu olduklarını düşünüyorum ve çektirdikleri tüm sıkıntıların cenderesinde onları boğmak istiyorum.

Böyle düşündükçe bastırdığım ruhum güçleniyor ve şahlanıyor. Çırpındıkça çırpınıyor bu kalıptan sıyrılmak için..

Sonra çabucak toparlanıyorum, çabucak geçiyor bütün öfkem..

Bencilliği sevmediğimi hatırlıyorum, insanlara yardım etmeden hayatımın bir anlamı olmayacağını...

Kötülük yapamayacağımı hatırlıyorum ne kadar acı verseler de bana kimseye kin tutamadığımı...

Şu durumda ruhumun azad olması çok mümkün görünmüyor.

Kısacası zorla güzellik olmuyor...

İç huzurum gölgede bırakıyor yine ruhumun direnişlerini...

Ben yardım ettikçe insanlara bir faydam dokundukça anlamlıyım.

Varsın ruhum azad olmasın diyorum, olsun da vicdanım rahat...

Ruhum da mutlu olur biliyorum keyif verdikçe bana hayat...