Türkiye yeniden seçim atmosferine girdi. Siyasi partiler popülist politikalarını ortaya açıklamaya başladı.

Ak Partisi Genel Başkanı ve Başbakan Tayyip Erdoğan gündemle istediği gibi oynuyor. Bu konuda üzerine adam tanımıyorum. Her söylediği Türkiye gündemi olduğu gibi dünya gündeminde de tartışma yaratıyor. En son kürtaj ve sezaryen de olduğu gibi.

Aslında bunlar tartışma yaratılan suni gündemler. Ama bunu söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan olduğu zaman herkes peşine takılıp gidiyor.

Daha doğrusu Ak Parti bunu iyi planlıyor.

Başbakan bu söylemleri durup dururken yapmıyor. Yapacağı veya yaptığı başka gündemleri gölgelemek için toplumun hassas noktalarından vurup tartışma yaratıyor. Tartışmalarda kendi tabanına (muhafazakar) iyi de mesaj veriyor.

Sezaryen ile kürtajı birlikte gündeme getirdi. Sanki ortalık ayağa kalktı. Tepkiler yükseldi. Ama bu tepkileri yükseltenlere baktığınızda toplumun belirli bir kesimi. Yükselen bu sesler Tayyip Erdoğan’a zerre kadar bir kayıp verdirmedi. Bilakis kara geçti diyebiliriz.

Bir avuç Feminist kadının çıkıp açıklamalar yapması yollara dökülmesinin kendisine zarar vermeyeceğini, aksine kutuplaşma ile kar sağlayacağını Başbakan Erdoğan çok iyi biliyor.

Ne zaman ki bu eylemler toplumsal bir mesaj yaratacak kitlelere ulaşırsa başbakan buradan geri atım atacaktır.

Ne zaman 100 bin kadın İstanbul’da Taksim, Ankara’da Tandoğan, İzmir’de Konak Meydanı’na çıkarsa o zaman bu eylemler amacına ulaşır.

Gelelim bu söylemlerin haklılık tarafına;

Gelişi güzel sezaryen yapmanın bir anneye ne gibi faydası olabilir. Aslında sezaryen bir anne için annelik duygularının bir bölümünü yaşayamamaktır.

Bir kadın annelik duygularına tam anlamıyla sahip olabilmek için normal doğum yapmalıdır. Yoksa birşeyler eksik kalacaktır. Oysa son yıllarda sezaryenle doğum aldı başını gitti. Bu bir taraftan işin kolaycılığı, bir taraftan da sağlık sektöründe inanılmaz bir ekonomi.

Sezaryen sadece tıbbi gereklilik olduğunda yapılmalıdır.

Düşünsenize hamile kadını hastaneye getirip uyutuyorsunuz, ameliyatla rahminden bebeğini alıyrsunuz. Anne narkozun etkisinden uyandığında yanında bir bebek buluyor.

O anne bebeğini her na kadar karnında taşımış olsa o duyguları yaşasa da, doğumun kendisine katacağı annelik duygusundan mahrum kalacaktır.

Böyle bir anne, yarın ben bu çocuğu doğurdum diyemeyecektir. Diyeceği tek şey, 9 ay veya her ne kadarsa ‘karnımda taşıdım’ dır.
Kürtaj ise ciddi tartışmalar gerektiren bir operasyondur.

Kürtaj’ın nedenlerine iyi bakmak lazım. Tecavüze uğramış kadınların kürtaj yaptırmadan o duygularla bir çocuğu karnında taşıyacağı süredeki psikolojisi çok önemlidir.

Kürtajı yasaklarsanız, bu toplumda intiharların yolunu açarsınız. Tecavüze uğrayarak hamile kalmış bir kadın için yaşadığı travmanın üzerine birde çocuk eklendiğinde hayatın zindan olacağını algılayamamak akıl işi değildir.

Bu kararları verirken iyi analiz yapmak lazım.

Yine istatistikler, kürtajların yüzde 60’a yakınının evli çiftlerin istenmeyen hamileliklerinden oluştuğunu gösteriyor. Burada da yaş ortalaması 40’ın üzerinde. Tecavüzden kürtaj yaptıranların sayısı sadece yüzde 15’lerde... Ama bu yüzde 15’ te tabi genel olarak baktığınızda ciddi insan sayısı yapıyor.

Burada sonuç bireyseldir. Kararlar toplumsaldır. Bir kişide uğradığı tecavüzden sonra kürtaj yaptıramayıp çocuğu doğurmaya zorlandığında intihar edip canına kıyıyorsa bunun adı da cinayettir.

Nasıl ki Başbakan Erdoğan “Kürtaj, Uludere gibi cinayettir” dediyse...

Başbakan Erdoğan açıkladı, Ak Parti kurmayları altını doldurmaya çalışıyor.
Ancak bilinmeli ki bu işler yasaklarla önlenmez.
Bugüne kadar ne yasaklandıysa, o kadar da yasak delinmiştir. Kürtajlar, hastanelerden evlere, tabir yerindeyse ‘merdiven altına’ inecektir. Yurt dışına gidecektir.
Onun için yasak yerine teşvik edici tedbirler ve eğitimle bu işin üstesinden gelinebilir. Suni gündemler yaratarak, toplumsal tepkilerin olacağı başka işleri gizlemekten öteye gitmez.
Şundan emin olun ki bu saatten sonra Sezaryen ve kürtajlar daha da artacaktır.
Nasıl ki ‘One Minute’ Türkçesiyle ‘Van Munit’ ten sonra İsrail’le olan ticaret hacmimiz artıysa...