Behçet DALMAZ/ HAKKARİ, ()- HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, belediye eş başkanlarının, haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandığını iddia etti. Yüksekdağ, "Dünyada 22 ülkede demokratik, idari bir sistem olarak kullanılan bir hakkı dile getirdiği için başta eş belediye başkanlarımız olmak üzere bütün halkımız bugün savaşın ve saldırıların hedefi haline getirilmiş durumdadır" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, HDP Grup Başkan Vekili Pervin Buldan ve beraberindeki HDP'li miletvekilleri, Hakkari'ye geldi. Bir süre önce tutuklanark cezaevine konulan Hakkari Belediye Eş Başkanı DBP'li Dilek Hatipoğlu ve Nurullah Çiftçi'ye destek amaçlı Belediye'yi ziyaret eden Yüksekdağ, çıkışta basın mensunlarına açıklamalarda bulundu.
Hakkari Belediye Eş Başkanlarının tutuklanmalarına tepki gösteren Yüksekdağ, şöyle konuştu:
"Bugün önünde bulundumuz Hakkari Belediyesi'nin iki Eş Başkanı haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Son aylarda bölgede arka arkaya sürüdürülen gözaltı ve tutuklama operasyonlar, sayısız arkadaşımızın, sayısız partilimizin özgürlügünden mahrum bırakılmasıyla sonuçlandı. Bugün seçilmiş iki Belediye Eş Başkanının tutuklanmasına dayanak edilen gerekçe, sadece ve sadece halkların demokratik haklarını savunması ve bunu ilan etmesiydi. Bugün bir kez daha bizler Belediye Eş Başkanlarızın söylediğini söylüyoruz. Bir kere daha Hakkari halkının, Kürdistan halkının söylediğini söylüyoruz. Demokratik öz yönetim haktır. Ve bu hakla aramıza savaşın girmesine, gözaltı ve tutuklama operasyonlarının girmesine asla ve asla göz yummayacağız, izin vermeyeceğiz. Dünyada 22 ülkede demokratik, idari bir sistem olarak kullanılan bir hakkı dile getirdiği için başta eş belediye başkanlarımız olmak üzere bütün halkımız bugün savaşın ve saldırıların hedefi haline getirilmiş durumdadır. İdari anlamda şehrimizi ve kendimizi bizim yönetme isteğimiz bugün bombalarla, kurşunlarla ve tutuklama saldırılarıyla karşılanıyor. Oysa ki, bir ülkede eğer bir parça olsun haktan söz etmek istiyosanız , bu hakkın en başında halkın kendi kendini yönetme hakkı gelir. Siyasi iktidar bizlere bir hakkı talep ettiğimiz için yaşamı dar etmeye kalkışanlar, sorularımıza cevap versinler. Bu zamana kadar bölge halkına ne verdiniz de size koşulsuz ve kayıtsız ittiat etmesini bekliyorsonuz. Bu bölgeye Hakkari'ye savaştan, ölümden, yastan başka hiç bir şey getirmediler ve halkımız kendisine verilmeyen, kendisine çok görülen haklarını korumak için demokraik duruşunu ve demokratik tavrını ortaya koydu."
Yüksekdağ, halkı barıştan, demokrasiden, adaletten uzaklaştırmaya çalışanların, bu değerlere saldıranların, tahrip edenlerin 7 Haziran seçimlerinden bütün Türkiye halklarından hak ettikleri cevabı aldıklarını da söyledi. Yüksekdağ, şöyle devam etti:
"Bugün tek başına hükümet kuramayacak, sarayın iktidarını tek başına sürdüremeyecek noktaya geldiler. Halkımızın 7 Haziran'daki demokratik cevabını ve demokratik talebi isteğini hazmedemeyenler, o günden bu yana cehenneme, yangına çevirmeye yöneldiler. Bugün Hakkari AKP'nin oy alamadığı, vekil çıkaramadığı bir yer ve halkımızı cezalandırmak için işte bu savaş çıkardı. Bütün Türkiye halklarını cezalandırmak için Saray, savaşın düğmesine bastı. Kendisini başkan yapma hevesiyle tek partili iktidarına dayalı bir dikdatörlük kurma hevesiyle bütün Türkiye'yi yangın yerine çevirdiler. Bütün bir bölgeyi bir savaş alanına, savaş meydanına çevirdiler. İşte 7 Haziran seçimleride önca olduğu gibi bu topraklara barış getirmeyeceklerini, huzur getirmeyeceklerini, kalkınma ve adalet getirmeyeceklerini yeniden ilan ettiler. Ama halkımız bilinçsiz insan topluluğu değildir. Onların bizlere vermediği demokrasiyi biz kendi elimizle alacağız. Onların bizlere sunmadığı barışı, bizler kendi elimizle yapacağız ve inşa edeceğiz ve bugün bütün halkımızla demokrasi ve barış için öz iredesini ve öz yönetim hakkını ortaya koymuştur. Bu hakkı hep birlikte savunacağız. Hakkari'den İstanbul'a kadar Van'dan İzmir'e kadar bu hak bütün Türkiye halklarının hakkıdır."
Silahların, tankların, panzerlerin, bombaların gölgesinde bir iktidar, bir saltanat kurulmaya çalışıldığını savunan Yüksekdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bugün 'Hakkari'yi kalkındırıyoruz' diyenler, açtığınız havaalanından sadece jetler, savaş uçakları kalkıyor. Bugün Yüksekova havaalanından kalkan uçaklar, Hakkari'nin köylerini, yaylalarını, ormanlarını yakmak için kullanılıyor. İşte biz bundan önceki bütün dönem boyunca bunu söyledik. Bu gerçeği dile gietirdik. 'Askeri barajlar yaparak, askeri havaalanları yaparak bu halkın desteğini alamazsınız' dedik. Halk size 7 Haziran'da bu desteğini çektiğini de en güçlü bir şekilde dile getirdi. Hakkari halkı da bölge halkı da burada savaş, ölüm, savaş uçakları, tanklar, panzerler ve silahlar istemiyor. İdari bir yönetim biçimini, demokratik bir yönetim biçimini yaşama geçirerek sizin düşünmediğiniz, vermediğiniz hakları kullanmak istiyor. Bunun kadar doğal, meşru ve insani bir duruş olamaz. Bugün insanlık dışı bir savaşı dayatarak halkımızın soylu, insanlık hareketini terörize etmeye ölümle, katliamla üstünü örtmeye ve karartmaya çalışıyorlar. Bu demokratik direnişin önünü tıkmaya çalıyorlar. Ama bizler nasıl bu ateş çemberlerinin içinde geçe geçe, nasıl bu kuşatmaları yara yara hak ettiğimizi aldıysak bugün de bundan sonra da hak ettiğimiz demokratik yaşamı ve demokratik yönetimi alacağız. Kötü yöneten, savaşla yöneten, ölümle yöneten askerlerin, polislerin, gerillaların cenazelerinden ve ölümlerinden kendisine saray yapanlara karşı, kendisine iktidar kuranlara karşı, bizler barışın, adeletin ve yaşamın siyaseti için yeniden kazanacağız."
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek de şöyle konuştu:
"Biz geride kalanlar bu mücadeleyi amansız bir şekilde sürdüreceğiz. Tarihi bir dönemdeyiz. Tarihi bir süreçteyiz. Elbette zahmetlidir, elbete zordur. Ama bir kez daha hiç bir şeyin 100 yıl önce olduğu gibi gerçekleşmesine müsade etmeyeceğiz. 100 yıl önce Ermeni halkını katlettiler, alevileri katlettiler, Kürtleri katlettiler, asimile etmeye çalıştılar, kendi egemenlikleri altına almaya çalıştılar ve bir dikdatöryal rejim oluşturdular. Ama bu yüz yıl bir daha asla öyle olmayacak. Biz Kürtler buna müsade etmeyeceğiz, Ermeni kardeşlerimizin, Alevi kardeşlerimizin temsilcisi burada, Türk kardeşlerimizin temsilcisi bizlerle. Hepimiz buradayız. Hakkari'de şu mesajı vermek istiyoruz. Bu yüzyıl halkların yüzyılı olacak, inançların yüzyılı olacak,ezilenlerin yüzyılı olacaktır. Bir daha bizi böyle ezmesine, böyle katletmenize, sömürmenize müsade etmeyeceğiz."
HDP heyeti, daha sonra bir dizi temaslarda bulunmak üzere Yüksekova İlçesi'ne geçti.

FOTOĞRAFLI