İSTANBUL, () - ALMANYA'DA iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkan Yardımcılığına Türk kökenli Sinan Selen getirildi. Konuyla ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapan TEPSAM Başkanı Teoman Yıldırım , “Sinan Selen’in göreve getirilme sürecini iyi okumak gerekir. İkili ilişkilerin bu kadar iç içe geçmiş ve çok yönlü olması, hem fırsatları hem bazı sınamaları beraberinde getirmektedir” dedi.

Konuyla ilgili değerlendirme yapan ve Avrupa’da en kalabalık Türk nüfusunun Almanya’da olduğunun altını çizen Türkiye Ekonomik Politik ve Stratejik Araştırma (TEPSAM) Başkanı Başkanı Teoman Yıldırım, “Almanya’da ilk kez göçmen kökenli biri, ülkenin iç istihbarat biriminde iki numaraya yükselerek önemli bir pozisyona gelmiş durumda. Almanya’da Türklerin önemli bir yeri söz konusu. Türk kökenli Sinan Selen’in göreve gelmiş olması ülkeler arasında istihbarat servislerinin ortak projelere imza atacağının bir göstergesi” dedi.

Türk Alman ilişkilerine değinen Yıldırım, “Türkiye'nin yurt dışındaki en büyük diasporası Almanya'da. 4 milyon civarında vatandaş ve soydaşımız orada yaşıyor. Almanya da Türkiye için önemli. Çünkü Türkiye'ye en çok turist Almanya'dan geliyor. Ticaret hacmi de göz önünde bulundurulduğunda iki ülkenin ticari ilişkileri büyük önem arz ediyor" diye konuştu.

“ÖRGÜT MENSUPLARININ İADESİ GÜNDEME GELEBİLİR”

Türkiye ve Almanya'nın derin ve stratejik müttefikliğinin bir süredir ağır bir süreçten geçtiği ifade eden Yıldırım, açıklamasına şöyle devam etti:

“Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BFV) Başkan Yardımcılığına Türk kökenli Sinan Selen’in getirilmesi ile Almanya’da bulunan terör örgütü mensuplarının Türkiye'ye iade edilmesi tekrardan gündeme gelebilir. Türkiye'nin bekasını hedef alan terör örgütleri Almanya'yı bir sığınma merkezi olarak görüyor. İç istihbarattan sorumlu ikinci ismin bir Türk olması Türk Alman ilişkilerinde stratejik müttefiklik konusunda bir avantaj.

Şu aşamadan itibaren Alman istihbaratının Türkiye’de olası her tür faaliyetine de dikkat etmek gerekir. Alman istihbaratı Almanya’daki Türklerin yaptığı her şeyi kontrol etmedi ve içlerine sızamadı. Bu amaçla Sinan Selen’in göreve getirilmiş olması Almanya’nın Türkleri kontrol etmesi için de yapılmış olabilir.

Soğuk Savaş döneminde özellikle 1970’li yıllarda hem Batı Almanya hem de Doğu Almanya istihbaratlarının Türkiye’de hangi grupları desteklediği ve ne tür operasyonlar yaptığı, PKK’nın ilk kuruluş günlerinden beri Alman istihbaratıyla hangi ilişkileri kurduğu, son olarak da FETÖ – Alman istihbaratı arasındaki ilişkiler göz önüne alındığında Sinan Selen’in göreve getirilmiş olması sürecini iyi okumak gerekir. İkili ilişkilerin bu kadar iç içe geçmiş ve çok yönlü olması, hem fırsatları hem bazı sınamaları beraberinde getirmektedir.”

“NASIL BİR DURUŞ SERGİLEYECEĞİ ÇOK ÖNEMLİ”

“Sinan Selen sığınmacı krizinin zirve yaptığı 2016 yılında Türkiye’yle terörizmle mücadele ve sığınmacılar konusundaki işbirliğinin ön çalışmalarını yapmak üzere ‘serpa’ (özel temsilci) olarak görevlendirilmişti” diyen Yıldırım, “Fakat FETÖ terör örgütü liderinin iadesi sürecine karşı çıkmış bir isim kendisi. Almanya-Türkiye ilişkilerinde ‘terörizmle mücadele’  konusunda uzman olan bir isim olarak Sinan Selen’in bir Almanya memuru mu yoksa Türk Kökenli bir isim olarak mı duruş sergileyeceği çok önemli” ifadelerini kullandı.