Hümeyra PARDELİ/ERZURUM, () - MHP'nin Genel Başkan adaylarından Sinan Oğan, Çankaya İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı'nın 10 Temmuz'da yapılması planlanan Olağanüstü Kurultay'ın yapılamayacağını açıklamasını sert sözlerle eleştirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı ve Ak Parti iktidarına yüklenen Sinan Oğan, "Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini giderek PKK'ya kaptıran AKP'ye tam da Doğu'dan sesleniyorum; elini Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurultayından çek. Yüreğin yetiyorsa mahkemelerin arkasına sığınmadan Milliyetçi Hareket Partis'nin kurultayını engellemeye çalışmadan, hodri meydan diyelim de görelim nasıl boyunuzun ölçüsünü alacağınızı" diye konuştu.
Erzurum'a MHP'nin genel başkan adaylarından Sinan Oğan, Polat Resort Hotel'de partililerle iftar yemeğinde bir araya geldi. 10 Temmuz'da yapılması plananan Olağanüstü Kurultay'ın yapılamayacağını eleştiren Sinan Oğan, Milliyetçi Hareket Partisi'nde kurultay tartışmalarının yaklaşık bir yıldır sürdüğünü hatırlattı. Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin YSK'ya başvurusu ile başka bir mecraya doğru yöneldiğini belirten Oğan şunları söyledi:
"Bugün Yüksek Seçim Kurulu seçim kararı vereceği toplantıda genel merkezimizden yazılı olarak YSK'ya kongreden vazgeçildiğine dair bir başvuru yapılmıştır. Açık ve net şekilde ifade edeyim biz ülkücü hareketin genel başkanının verdiği sözün arkasında durmasını bekiyoruz. Türk milliyetçilerin lideri sıfatını taşıyan kişi bir söz vermişse 'kurultay yapılacak' demişse o kurultay yapılmalıdır. Ayak oyunlarıyla, bir takım mahkeme dümenleriyle ülkücü iradenin önünün kesiklemeyeceğinin bilinmesinde fayda var. Bu benim talebim değil veya diğer bir genel başkan adayının talebi değil. Bu Türk milliyetçilerinin talebidir. Türk milliyetçileri kurultay istiyorsa onun genel başkanına düşen bu kurultayı bir an önce toplamaktır ama maalesef ki hem genel merkezimizin hem de sarayın bu kurultayı engellemek için çeşitli vesilelerle mahkemelere sirayet ettiklerini ve mahkemeleri etki altına aldıklarını görmekteyiz. Hatırlatırım ki bugün burada Erzurum'da bundan neredeyse 100 sene önce Erzurum Kongresini de engellemek içinde adeta yedi düvel bir araya gelmişti. Erzurum'dan Dadaşlar'ın memleketinden 10 Temmuz'da tevafuk bu olsa gerek bizim kurultayımızın yapılacağı tarihte yapılmak için girişimlerde bulunulmuştu. 10 Temmuz'da ertelenmiş 23 Temmuz'da yapılmıştı. Şimdi bizim 10 temmuz kurultayımız ertelenmek isteniyor ama emin olunuz ki bundan 100 yıl önce Erzurum Kongresi nasıl toplandıysa ülkücü milletiyçi hareketinde kongresi o şekilde toplanacaktır. O günde Mustafa Kemal Atatürk'ün başlattığı milli mücadele bütün Anadolu'yu sarmıştı ve yedi düvele karşı mücadele edilmişti, başarılmıştı. Bugün de emin olunuz ki Türk milliyetçileri başarıdığı takdirde bobçular, emperyalistler ve bu ülkeyi eyalet sistemi ile bölüp parçalamak isteyenler başarısızlığa ulaşacaktır. Bu sadece genel başkanlık yarışı değildir bu ülkemizin, Milliyetçi Hareket Partisi eliyle düzlüğe çıkarılması veyahut da AKP iktidarıyla giderek ufalanması, itibardan düşürülmesi, sınırın öte tarafından AKP tarafından AKP zamanında kurulan iki Kürdistan'a ilave olarak da bizim topraklarımızdan bir parçayı koparıp Kürdistan yapma gayretlerinin başarıya ulaşması demektir. O sebeple biz başarmak mecburiyetindeyiz. Hangi güçler devreye girerse girsin bize engel olmayacaklardır. Gerekirse Anadoluyu yeniden fethe çıkacağız."
'HANİ NEREDE DEVLET SÖZÜ, NEDEN SÖZÜNÜN ARKASINDA DURMADI?'
Kurultayın yapılacağını, kimsenin şüphesi olmamasını isteyeyen Sinan Oğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurultayın yapılmasına hiç kimse engel olamayacaktır. Yüksek Seçim Kurulu'nun bugün kurultay yapılması kararına engel olmak için genel merkezimiz Yüksek Seçim Kurulu toplantıya girmeden 10 dakika önce alel acele yüksek yazılı müracatta bulunmuştur. Biz kongre yapmaktan vazgeçtik denmiştir. Hani nerede Devlet sözü, hani Devlet sözüydü nerede sayın genel başkanın sözü? Neden sözünün arkasında durmadı? Neden kurultaydan er meydanından kaçıyorlar? Bu kadar korkmalarına gerek yok. Er meydanına çıkacaksınız ülkücüler herkesi o teraziye koyup tartacak. Ülkücü iradenin iradesi hiçe sayılıyor. Neden ülkücüler mahkeme kapılarında süründürülüyor? 1 Kasım'dan beri Milliyetçi Hareket Partisi üzerine oynanan oyunlar birer birer deşifre edilmeye başlanmıştı. Bugün ise geldiğimiz noktada artık hiç kimsenin bundan şüphesi yoktur ki Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurultayından korkan Adalet ve Kalkınma Partisi bütün imkanlarıyla bize kurultay yaptırmamak için her dümeni çeviriyor. Ancak ilginç olanı sayın genel başkanımız buna bir dur demiyor. Sayın genel başkanın bu kadar kurultaydan korkmasına, kaçmasına gerek yok. Nasıl 7 Haziran akşamı hodri meydan 'ne zaman erken seçimse o zaman' dedi AKP'yi tek başına iktidar yaptılarsa biz de şimdi aynı hodri meydanı söyleyecek cesaretiniz var mı diyoruz. Hadi burun madem bu kadar cesursunuz, madem ülkücü iradeye güveniyorsunuz, bir hodri meydan da şimdi çeksenize mahkemelerin arkasına sığınmayın. Mahkeme kararlarının arkasına sığınarak bu harekete liderlik yapazsınız, sığınacağınız bir tek liman vardır o da ülkücü iradedir. Ülkücü irade neye karar verecekse, bu herkes için kanun olacaktır. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Kurultay delegelerimizin, teşkilat mensuplarımızın, bu hareteke gönül vermiş ülküdaşlarımızın, erlerimizin, bozkurtlarımızın, asenalarımızın bütün bu yaşananları gördüğünden, izlediğinden ve not aldığından eminim. Gerekirse yeniden imza toplayacağız, gerekirse hukuk içerisinde tüzüğümüzün bize tanıdığı bütün enstürmanları kullanacağız, istifa mekanizmaları da buna dahildir. Yeter artık ülkücülerin, bu ülkenin kaderi ile oyanamazsınız. Mahkemeler AKP'nin emri altına girmiş diye ülkcülerinde AKP'nin emri altına gireceğini beklemeyin. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesini giderek PKK'ya kaptıran AKP'ye tam da doğudan sesleniyorum; elini Milliyetçi Hareket Partisi'nin kurultayından çek. Yüreğin yetiyorsa mahkemelerin arkasına sığınmadan Milliyetçi Hareket Partis'nin kurultayını engellemeye çalışmadan hodri meydan diyelim de görelim nasıl boyunuzun ölçüsünü alacağınızı. Mücadelemize devam edeceğiz. Bu işi bir santranç oyununa çevirdiler, bu işi bir satranç oyunu gibi de oynayacağız."