Yusuf BAŞTUĞ/ADANA, () - ÇUKUROVA Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Merkezi Müdürü Prof. Dr. Harun Arıkan, 14 Aralık operasyonu ile gerilen Avrupa Birliği (AB) - Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi için 2 tarafa da görev düştüğünü söyledi. 
Türkiye- AB ilişkilerinin 1999 yılındaki Helsinki süreciyle olumlu yönde ilerlediğini ve 2004'ten itibaren hızla geliştiğini aktaran Prof. Dr. Harun Arıkan, "Bu dönemde taraflar üyelik süreci müzakeresini başlatmış, bu normalleşme süreci her iki taraf açısından kazanımlar getirmişti. Türkiye'de yaşanan demokratikleşme, insan hakları ve ekonomik büyüme konularında yaşanan olumlu gelişmelerde bu sürecin önemli katkılar sunduğu unutulmamalı" dedi.
RUSYA VURGUSU
Bu gelişmelere karşın Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB üyeliğine alındığını anımsatan Arıkan, "Eski Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ve Almanya Başbakanı Merkel'in Türkiye'nin AB üyeliğine çekinceli yaklaşımları da Türkiye'nin AB'ye karşı politikasını olumsuz yönde etkilemiştir. Türkiye'nin dış politikasında Ortadoğu'ya yönelim ve Rusya ile yakın ilişkiler geliştirme çabaları iki tarafın ilişkilerinde güven bunalımını iyice artırmıştır" diye konuştu.
'AB'YE DE GÖREV DÜŞÜYOR'
Son olarak 14 Aralık Operasyonu sonrası AB'den basın özgürlüğüyle ilgili eleştiriler geldiğini belirten Prof. Dr. Harun Arıkan, şunları söyledi:
"Bu eleştiriler üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bunu Türkiye'nin iç işlerine ve yargı sistemine müdahale olarak yorumlayıp AB'yi eleştirince taraflar arsında yaşanan karşılıklı güven bunalımı daha da derinleşmiştir. Türkiye'de çoğulcu ve kurumsal demokrasinin etkinleştirilmesi açısından üyelik sürecinin gerektirdiği AB müktesebatının tekrar etkin bir şekilde uygulanılması bağlamında, AB-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesi gerekmektedir. Çözüm süreci konusunda başarının sağlanılması noktasında AB desteği önem kazanmaktadır. 2014 AB Komisyon Raporu'nda, çözüm sürecine destek verildiği açıkça ifade edildi. Türkiye'nin Balkanlar'da ve Kafkasya'da etkinliğini artırması açısından Avrupa perspektifi önem kazanmaktadır. Aksi takdirde Yunanistan buralarda etkinlik alanını daha fazla perçinleştirir. Benzer şekilde Doğu Akdeniz'de yaşanan enerji merkezli güç mücadelesinde Türkiye'nin kendi tezini anlatabilmesi açısından ilişkilerin normalleşmesi önemli. Filistin konusunda da normalleşmiş Türkiye - AB ilişkileri önem taşıyor. Kuşkusuz AB, Türkiye'nin en önemli ticaret ortağıdır. Rusya'da yaşanan ekonomik kriz ve Ortadoğu'daki istikrarsızlık düşünüldüğünde ilişkilerin normalleşmesi çok önemli. Ama bu normalleşme sürecinde AB ülkelerine de büyük görevler düşmektedir. AB, Türkiye'ye açık bir üyelik süreci sunmalıdır."

FOTOĞRAFLI