Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Geleneksel Yılın Basın Fotoğrafları Ödül Törenine katıldı. Medyaya yönelik baskıların arttığını kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Medya üzerindeki baskıları biliyorum. Bu baskıların giderek arttığını, artacağını da çok iyi biliyorum. Eğer bir gazeteci ölümle tehdit edildiği halde, ülkenin başbakanı bunu olağan bir olaymış gibi kamuoyuna sunarsa, şiddet artarak devam eder. Eğer bir gazete bir partiden bir milletvekilinin öncülüğünde basılıyorsa ve bu da sıradan bir olay olarak görülüp, algılanıyorsa şiddet artacak demektir. Türkiye'nin geldiği nokta bu. Siyasetçi en sert eleştirilere bile tahammül etmeli, eğer sert eleştirilere tahammül etmiyorsa siyaseti hemen bırakmalı, odasına çekilmeli, yerine çekilmeli. Dünyanın bütün ülkelerinde, bütün demokrasilerinde siyasetçi en sert eleştirilere göğüs gelen, katlanan kişi demektir."

Törende Bülent Kılıç'a ödülünü veren Kılıçdaroğlu, derneğin onur üyeliği plaketini dernek başkanı Rıza Özel'den aldı. Kılıçdaroğlu, dernek üyelerinin makinası ile katılımcıların fotoğrafını çekti. Geceye Genel Başkan Yardımcıları Enis Berberoğlu, Veli Ağbaba, TBMM CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel ile milletvekilleri de katıldı.

KILIÇDAROĞLU: KEŞKE BU ÖNLEMLERİ SALDIRILAR BAŞLAMADAN ALMIŞ OLSALARDI 

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği Geleneksel Yılın Basın Fotoğrafları Ödül Töreni öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

GAZETECİLERE YÖNELİK YAPILAN SALDIRILARI TOPLUMUN HER KESİMİNİN KINAMASI LAZIM  

Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Ahmet Hakan'a yapılan saldırıyı gerçekleştirenlerden 3'ünün Ak Parti üyesi çıkmasıyla ilgili yöneltilen soru üzerine, 3 saldırganın üye olmasının bir partinin doğrudan suçlanması için yeterli kanıt olamayacağını söyleyerek şöyle konuştu: "Gazetecilere yönelik yapılan saldırıları toplumun her kesiminin kınaması lazım, ama maalesef bizim ülkemizde gazeteciler ölümle tehdit edildiler. Hükümet tarafından ses çıkmadı. AKP kanadından ses çıkmadı. Bir gazete AKP milletvekili öncülüğünde basıldı, camları, çerçeveleri kırıldı, bilgisayarları kırıldı. Yine AKP tarafından bu saldırılar sanki masum saldırılarmış gibi gösterildi ve arkasından da sayın Ahmet Hakan’a yönelik ağır saldırı gerçekleşti. Kendisine geçmiş olsun diyoruz. Bu tür saldırıların olmaması gerektiğini savunuyoruz ve söylüyoruz. Bunlar Türkiye’nin demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçiyor. Emin olunuz kendimizi batıda anlatamıyoruz, anlatmakta zorluk çekiyoruz. Aynı kaygı batının siyasetçilerinde de var, ’Türkiye nereye gidiyor’ diye. Evet biz de aynı soruyu soruyoruz: ’Türkiye nereye gidiyor?’ Özgür basının olmadığı bir ülkede insanlar nasıl yaşayacak, dertlerini nasıl anlatacak, gazeteciler halkın sorunlarını geniş kitlelere nasıl aktaracaklar? Bunların hepsi sorun olmaya başladı. Umarım Türkiye 1 Kasım’da bütün bunları aşmış olur." 

KEŞKE BU ÖNLEMLERİ DAHA O SALDIRILAR BAŞLAMADAN VEYA İLK SALDIRIDAN SONRA ALMIŞ OLSALARDI 

Kılıçdaroğlu, 3 saldırganın Ak Parti'den ihraç edilmesinin güzel bir olay olduğunu belirterek, "Ama olayın öncesine gittiğimizde doğrudan Ahmet Hakan’ı tehdit edenlerin AKP’ye yakın isimler olduğunu biliyoruz. Gazeteye baskın yapanların AKP’li olduğunu biliyoruz. Keşke bu önlemleri daha o saldırılar başlamadan veya ilk saldırıdan sonra almış olsalardı. Örneğin o milletvekilini partiden ihraç edebilmiş olsalardı o zaman belki bu tablolar ortaya çıkmamış olurdu" diye konuştu.