Nursima ÖZONUR/ANKARA,() - CUMHURİYET Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde halkın Türkiye'ye iki mesaj verdiğini belirterek, "Bu seçimin Türkiye için bir anlamı daha var. Cumhurbaşkanı'nın tarafsız olmasını istiyor vatandaş. Tarafsızlık konusunda bir referanduma hazırız. Ezici çoğunlukta tarafsızlık çıkacak" dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, partisinin 31 Mart yerel seçimlerinde 'Mart'ın sonu bahar' sloganını kullandığını hatırlattı. Türkiye'ye baharı getirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, 31 Mart'taki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçim sonuçlarının hazmedilemediğini savundu. AK Parti'nin, 'oylar çalındı' iddiasında bulunduğunu, daha sonra bunu siyasi söylem olarak değiştirdiklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Nasıl yan yana getirirsiniz çalma ve siyasi söylemi. 'Oyları çaldı' ve 'hırsızlık yaptı' demek asla ve asla doğru değildir. Seçimleri iptal ettiler. Bazı çevreler 'boykot yapın', 'sokağa çıkın' dediler. Bunu yapmadık. Tahriklere gelmedik. Neden, çünkü hakeme gidiyoruz ve hakem İstanbullu. İstanbullu'ya güvenmeyeceksin de kime güveneceksin? 'AK Parti'ye onun vali, savcı, bürokratlarına güvenmiyoruz ama 16 milyon İstanbulluya sonuna kadar güveniyoruz' dedik. Çünkü biz bir adalet yürüyüşü yapmıştık. Haktan hukuktan bahsetmiştik. Bunlardan bahsedenler sokağa çıkıp yasa dışı eylem yapmazlar" dedi.
'GÜZEL BİR SONUÇ ALDIK'
Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun 31 Mart'ta İstanbul'u 13 bin 729 oyla kazandığını, 23 Haziran'da bu farkın 800 bini aşkın oya çıktığını vurguladı. Kılıçdaroğlu, milletin ahlak ve ferasetine güvendiklerini bildirerek, "Teslim edilen hakkın bir kişinin elinden kapalı kapılar elinden nasıl alındığını gördük. Sadece 80 milyon mu, bütün dünya bizdeki demokrasiyi sorgulamaya başladı. Seçime gittik ve güzel bir sonuç aldık. Her türlü iftira yapıldı. Doğrudan doğruya İmamoğlu'nu hedef alarak, orantısız şekilde güçlerini kullanarak seçim propagandası yaptılar. Bizim de vicdanımız, Allah’ımız ve inancımız var. Kimseye kötülüğümüz yok, kin tutmuyoruz. İşi o noktaya taşıdılar ki, Erdoğan bu Pazar günü, 'Sisi'ye mi Binali Yıldırım'a mı oy vereceksiniz' deme noktasına kadar geldi. Bunlarda vicdan, ahlak, ahlak kırıntısı var mı acaba?" diye konuştu.
'TARAFSIZ OLMUYORSA UNVANINI DEĞİŞTİRİR'
Cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişinin tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"82 milyonun vicdanına sesleniyorum. Eğer bir kişi tarafsız davranacağına dair namus ve şerefi üzerine ant içmişse tarafsız kalmalıdır. Bu yemin metni anayasada aynen duruyor. Biz yine söylüyoruz, seçimlerde cumhurbaşkanının tarafsız kalması lazım. Ya da unvanını değiştirir ve 'AK Parti Genel Başkanıyım' der. Anayasadan da yemin metni çıkarılır."
'SİYASİ TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ DESTANLARINDAN BİRİ'
Kılıçdaroğlu, İstanbul seçimlerinde herkesin soğukkanlılıkla hareket ettiğini anımsatarak, tüm baskılara rağmen güzel bir demokrasi destanı yazıldığına işaret etti. 16 milyon İstanbullu'nun demokrasi destanı yazdığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Siyasal tarihimizin en önemli destanlarından birisidir bu. Destanı yazanlar ise sandığa gidip oy kullanan hangi partili olursa olsun tatillerini yarıda kesip kullanmaya gelenlerdir. Demokrasi kahramanları da bunlardır. Bir teşekkürüm de CHP örgütlerine. Hiçbir partiye üye olmadığı halde demokrasi sevdası gönüllülerimize. Millet İttifakı'nı oluşturan İYİ ve DP Genel Başkan ve üyelerine. İttifakta yer almayan SP Genel Başkanı ve üyelerine. Ak Partili, ülkücü, MHP'li ve HDP'ye oy veren bütün kardeşlerime teşekkür ediyorum. Hep birlikte bir demokrasi destanı yazdık ve 'Türkiye bizimdir' dedik. Bu destan demokrasiye susayanların destanıdır."
'TARAFSIZLIK KONUSUNDA REFERANDUMA HAZIRIZ'
İstanbul seçim sonuçlarının Türkiye'ye iki önemli mesaj verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Seçmen Türkiye'deki siyasilere, siyasetin vesayetinde olan yargıya önemli bir mesaj verdi. 'İstanbul seçimlerini kazanan İmamoğlu'nun mazbatasının haksız şekilde elinden aldınız. Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytansa biz şeytan olmayacağız. Mazbatası elinden alınan kişiye mazbatasını teslim edeceğiz' dedi. 800 bin kişinin anlamı bu. İstiyorlarsa yine, YSK orada gitsinler. Dilekçe orada, yine desinler. Vallahi de billahi de itiraz etmeyeceğiz, yeniden seçime giderim. Bu seçimin Türkiye için bir anlamı daha var. Cumhurbaşkanının tarafsız olmasını istiyor vatandaş. Tarafsızlık konusunda bir referanduma hazırız. Ezici çoğunlukta tarafsızlık çıkacak" diye konuştu.
'DÜNYA TÜRKİYE’DE DEMOKRASİ OLDUĞUNU GÖRDÜ'
Kılıçdaroğlu, 23 Haziran'da yapılan İstanbul seçimleriyle dünyaya Türkiye'de demokrasi olduğu mesajının verildiğini belirtti. "Türkiye'de tek adam rejimi vardı. Dünya bunu dikta yönetimi olarak kabul ediyordu" diyen Kılıçdaroğlu, "Her türlü baskıya rağmen bu ülkenin kültüründe ve dokularında demokrasi vardır. Dünyaya biz bunu verdik. 'Baskı var, yazarlar-çizerler hapiste' diyorlardı. Dünya onun için şaşkınlık içinde izliyor. Gerçekten Türkiye'de demokrasi kültürü var ve yerleşmiş durumda. İstanbul seçimleri bir İstanbul seçimi değil. Bütün dünya gelişen demokrasi dünyasını yakından izliyorlar. Kazanan Türkiye Cumhuriyeti'dir" dedi.
'CHP BELEDİYELERİNDE 7 KURAL İLE HİZMET OLACAK'
Kılıçdaroğlu, CHP'li belediye başkanlarının belirledikleri 7 kural ile hizmet edeceğini söyleyerek Türkiye'de demokrasinin güçlendirilmeye ihtiyacı olduğunu ifade etti. CHP'nin 82 milyonun partisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bir; yönettiğimiz belde insanlarını inançları, kimlikleri ve yaşam tarzları itibariyle ayırmayacaksınız. İki; hizmeti belli kişiler ve zümreler yandaşlar için değil halk için yapacaksınız. Üç; beldenizde fakir mahallelerde pozitif mahallelere ayrımcılık yapacaksınız. Özellikle dezavantajlı gruplar ve engelliler lehine karar alacaksınız. Dört; yoksullara yardım yaparken insan onurunu dokunacak, kişinin yoksulluğunu teşhir etmeyeceksiniz. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek kuralı. Beş; harcadığınız her kuruşun hesabını millete vereceksiniz. Bu aynı zamanda israfla mücadele demektir. Kul hakkı yememek. Altı; belediyede yönetici atamalarında liyakat sistemine uyacaksınız. İşi ehline vermek olduğunu hiçbir belediye başkanı unutmayacak. Yedi; belediyeyi adaletle yöneteceksiniz. Bütün başkanlar böyle yönetecek bu çerçevede yolumuzda devam edeceğiz."