Mücahit YOLCU/KAHRAMANMARAŞ, () - BAŞBAKAN Yardımcısı Veysi Kaynak, darbe girişiminin ardından herkesin bu teşebbüste bulunanların idam edilmesini istediğini söyledi. Kendi kanaatinin de aynı yönde olduğunu dile getiren Kaynak, "Millet vicdanını eğer biz tatmin etmezsek, millet kendi iradesinin bekçiliğinden vazgeçer" dedi. Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, memleketi Kahramanmaraş'ta, Vali Vahdettin Özkan ve Garnizon Komutan Vekili Albay Bayram Ölçücüoğlu ile birlikte darbe girişimi sonrası yürürlüğü giren olağanüstü hal (OHAL) ile uygulanacak kurallara ilişkin toplantı düzenledi. OHAL'in insanların yaşamını zorlaştırmayacağını; farklı ülkelerde de benzer uygulamaların varlığını dile getiren Kaynak, "Türkiye'de pek fazla değil, ama dünyada çok aceleci bir karar olduğu, buna gerek olmadığı, hükümetin bunu bir fırsat olarak gördüğü gibi çok çirkin yaklaşımlar var. Dün Münih'te bir çılgın silahıyla 9 kişiyi öldürdü ve Almanya'da olağanüstü hal ilan ediliyor. Fransa, geçen sene yaşadığı terör hadisesinden dolayı Kasım ayında OHAL ilan etti ve bu ay yeniden uzatılmasına karar verdi. O ülkelerde yaşanan terör hadiselerinin boyutunu düşünün. Türkiye, aslında 30 yıldan beri terörle etkin mücadele yapıyor. Ama hükümetimizin aklına hiçbir zaman OHAL tedbiri gelmedi. Ama geldiğimiz nokta itibariyle bizim millete karşı değil, devletin kendi organlarına karşı, bu milletin hukukunu korumak, bir daha böyle şeylerle karşı karşıya gelinmesini engellemek için OHAL kararı almamız gerekti. Olağanüstü hal, bu açılardan milletimize hayırlı neticeler doğuracağına inanıyorum" diye konuştu. 'OHAL KANUNUNUN VERDİĞİ YETKİLERİ UYGULAMAYACAĞIZ' Kaynak, olağanüstü hal ile sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinin sürdüreceklerini ve seyahat kısıtlaması olmayacağını ifade ederek şöyle dedi: "Olağanüstü hal ile ilgili kanun aslında 1983 tarihli. Başka bir darbe döneminde oluşturulmuş bir kanun olduğu eleştirileri yapılabilir. Ama biz bu kanunun verdiği yetkileri asla uygulamayacağız. Bu kanunda milletimizin kendisini, her bir ferdini, özgürlüğüne yönelik hiçbir işlemimiz olmayacaktır. Ne seyahat özgürlüğünü kısıtlayacağız, ne sivil toplum kuruluşlarımızın faaliyetlerini askıya alacağız. Ne resmi kurumlarımızın, odalarımızın, vakıflarımızın, derneklerimizin hiçbir faaliyetini hiçbir şekilde müdahil olmayacağız. O kanun bu yetkileri veriyor, tersine; milletimizin daha rahat, daha özgür bir biçimde faaliyetlerini yürütmelerine zemin oluşturacağız." Darbe girişimi sonrasında gündeme gelen idam cezasıyla ilgili ABD ve Rusya gibi ülkeleri örnek vererek yorumlayan Kaynak, vicdanı tatmin edilmeyen milletin, kendi iradesinin bekçiliğinden vazgeçeceğini kaydederek şöyle konuştu: "Yaşadığımız darbe girişiminin bir hukuku yok. Yani masum, sivil, suçlu, asker ayırmadı. İnsanların tepesine bomba yağdırmaları talimatı veriyorlar. Türkiye idam cezasını yasasından çıkardı, ama şu an normal bir durum yaşamıyoruz. Ben hükümet adına bir şey söylemek istemem ama idam, ABD, Rusya gibi demokratik ülkelerin birçoğunda var. Ülkemizin bu ağır yaşadığı darbe teşebbüsü millet iradesinin yanında duran evladını, kardeşini ve eşini maalesef şehit veren, demokrasi için meydanları dolduran insanların ortak sesi idam talebidir. Millet vicdanını eğer biz tatmin etmezsek, millet kendi temsilcilerini, kendi iradesinin bekçiliğinden vazgeçer. Benim düşüncem budur. Siyasetin birinci görevi, temsil ettiği milletin isteklerine, arzularını, akılla, mantıkla, bilimle, yoğurup oradan bir netice çıkarmaktır. Eğer biz milletimizin talebini göz ardı edersek, milletimizin vicdanının sesini dinlemezsek, milletimizin beklentilerine karşılık vermezsek olmaz."