'DOKUNULMAZLIK DOSYALARIYLA İLGİLİ VERİLECEK KARAR, MAHKEMELERİ İLGİLENDİRİR' Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin bazı milletvekillerinin AYM'ye bireysel başvuru kararı sürecini değerlendirmesi istenen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Dokunulmazlıkların kaldırılmasıyla ilgili olarak kamuoyunun çok ciddi beklentisi vardı. Doğal olarak Parlamento'ya yansıdı. Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkının önünü açan bildiğiniz gibi AK Parti hükümetleridir. İsteyen Anayasa Mahkemesi'ne müracaat eder. Anayasa Mahkemesi de her bir dosya ile ilgili bireysel başvurularla ilgili herhangi bir şekilde karar verebilir. Ancak dokunulmazlık dosyaları ile ilgili verilecek olan karar, bu dosyaların açılacağı mahkemeleri ilgilendiren bir husustur. Bunun da altını çizmek isterim. Böylece, TBMM başından itibaren söylediğimiz siyasi sorumluluğu kendi üstüne almadan milletin beklentilerini karşılamış bu dosyalardaki dokunulmazlıkları kaldırarak ilgili dosyalar bundan sonraki süreçte ilgili mahkemelere gidecek o mahkemeler karar verecek. Kimisi için lehte, kimisi için aleyhte verecek. Mahkemenin ne karar vereceğini bilmiyoruz, ama Anayasa Mahkemesi'nin bu bireysel talepleri değerlendirmesi başka bir konudur. Hatta değerlendirmeye uygun olup olmadığı kararı da Anayasa Mahkemesi'nin kendisinin alacağı bir karardır. Ama dosya münderecatı ile ilgili karar verme yetkisi AYM'de değildir. O mahkemelerin alacağı kararlardır" ifadelerini kullandı. 'FEHRİYE ERDAL'IN İADESİ KONUSU' Fehriye Erdal'ın yargılanmasına karar verilmesine ilişkin bir soruya Kurtulmuş şu yanıtı verdi: "Fehriye Erdal'ın Türkiye'ye iadesi ile ilgili talep defaatle Belçika makamlarına iletilmiştir. Türkiye bu konuda suçluların iadesi tahammülleri çerçevesinde nasıl hareket edilmesi gerekiyorsa, Fehriye Erdal ile ilgili bu talepleri sıklıkla tekrarlamıştır. Türkiye olarak üzerimize düşeni yapıyoruz. Türkiye'de işlenmiş olan bir suçtan dolayı çok tabi olan suçlunun suçu işlediği yerde yargılanmasıdır. Türkiye olarak bu fırsatı verdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. Bir kez daha görüşümüzü tekrarlıyoruz; Fehriye Erdal'ın özellikle Sabancı suikastı gibi çok önemli bir suikastın zanlısı olan Fehriye Erdal'ın Türkiye'de yargılanması en doğal durumdur. Bu doğal durumun sağlanması için Belçika makamlarının hiçbir siyasi mazerete sığınmaksızın Fehriye Erdal'ın iadesi karşılıklı ilişkilerin dostluğun ve hukukun gereğidir. Ümit ederiz ki, Belçika makamları gereğini yerine getirir." 'DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI 63 VE 64. HÜKÜMET'TE BAŞBAKANLIĞA BAĞLIYDI' Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan kendisinin sorumlu olmasına ilişkin bir soruya Kurtulmuş, "Bu kurumların tamamı Başbakanlığa bağlı kurumlar. Bu teamüldür. Türkiye'de Geleneksel anlayıştan bir tanesi. 63 ve 64. Hükümet'te Başbakanlığa bağlıydı. Bu yeni Başbakan'ın bir tasarrufudur" diye yanıt verdi. 'KAN ÜZERİNDEN KURULAN CÜMLELER İLE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNİ TARTIŞMAYA TARAF OLMAK KABUL EDİLEMEZ' Yeni anayasa çalışmalarına ilişkin Kurutulmuş, "Yeni Anayasa talebi, 79 milyonu ilgilendiren bir taleptir. Bu talep yok sayılamaz. Anayasa perspektifimiz nedir, bunu hepimiz ortaya koyalım. Bundan hiç kimse kaçamaz. Ancak Anayasa meselesi gündeme geldiği zaman, evet biz diyelim ki; 'Başkanlık' sistemini teklif ediyoruz, bir başka parti başka bir şeyi teklif edebilir, bir başka parti 'yarı başkanlık' sistemini teklif edebilir, ya da başka bir formül ortaya koyabilir, ama kategorik olarak yapılan bu tekliflere kulakları tıkayarak bunların üzerinden herhangi bir şekilde 'biz görüşmeyiz', herhangi bir şekilde 'bunları gündeme getirmeyiz' demek, kabul edilebilir bir şey değildir. Anayasa tartışmalarının olduğu bir yerde, herkes görüşlerini masaya getirir, tartışır, bu görüşler milletimiz tarafından karşılık bulursa, sonuçlanır. Nihayetinde bütün bu sistem teklifleri Anayasadaki değişiklik tekliflerinin birinci derecede ve yegane muhatabı milletin kendisidir. Millet istiyorsa başımızın üstüne, istemiyorsa zaten hiçbir değişiklik yapılamaz. Lafı dönüp dolaştırıp kana getirmek kan üzerinden kurulan cümleler ile anayasa değişikliğini tartışmaya taraf olmak asla demokratik değil, kabul edilemez. Bütün partilerle her türlü uzlaşıya açığız" açıklamasında bulundu. 'HAKARETLERİ YAPANLAR VE SEYİRCİ KALANLAR MAHKEMELERİN ÖNÜNDE DE YAPTIKLARININ HESABINI VERİRLER' CHP grup toplantısında atılan sloganları da eleştiren Kurtulmuş, "Siyasi hasım olmak başka bir şeydir. Siyaseti bu kadar edepsiz yapmak da bambaşka bir şeydir. Bu hakaretler kabul edilemez. Hakaretleri yapanlar ve seyirci kalanlar mahkemelerin önünde de yaptıklarının hesabını verirler" dedi.