ANKARA, () - BAŞBAKAN Yardımcısı Numan Kurtulmuş, gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasını değerlendirerek, "Biz Türkiye'de hiçbir basın mensubunun tutuklanarak yargılanmasını istemeyiz. Keşke tutuklama olmadan bu süreç sürdürülebilseydi" dedi. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, 64'üncü hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basın mensuplarına açıklamalar yaptı. Toplantıya Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın da katıldığı anımsatan Kurtulmuş, en önemli gündem maddesinin düşürülen Rus uçağı olduğunu söyledi. Kurtulmuş, yeni hükümette Başbakan Yardımcılarının görevlerinin belirlendiğini kaydererek, kendisinin kamu diplomasisinden sorumlu başbakan yardımcısı, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'in kamu ile hükümet arasındaki ilişkilerden sorumlu başbakan yardımcısı, Lütfi Elvan'ın reform ve yatırımlardan sorumlu başbakan yardımcısı, Yalçın Akdoğan'ın TİKA ve Yurtdışı ilişkilerden sorumlu başbakan yardımcısı ve Mehmet Şimşek'in ise ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olduğunu kaydetti. NE TÜRKİYE NE RUSYA BU DURUM DOLAYISIYLA İLİŞKİLERİNİ ORTADAN KALDIRACAK, GÖZDEN ÇIKARAK DEĞİLDİR Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, toplantıda kendilerine Rus uçağına yapılan ikazların dinletildiğini söyleyerek, "Bu uçak düşürüldüğü anda milliyeti bilinmeyen bu uçak defaatle ikaz edilmiştir. Genelkurmay Başkanı ve ilgili komutanlar, toplantıda bize sesleri dinlettiler. Türkiye bu hava aracını 10 kere ikaz etmiştir. Bu uçak, Türkiye kara sınırları içersinde vurulmuştur. Nitekim, uçağın bazı parçaları Türkiye sınırları içerisine düşmüştür. Uçak vurulduğu anda milliyeti belli değildi. Ve milliyeti bilinmeyen bir uçağa karşı, bu ikazlara yanıt verilmediği için bu olay vuku buldu. 3-4 Ekim tarihlerinde başlayan ihlaller dolayısıyla Rusya, bütün askeri ve diplomatik kanallar kullanılarak uyarılmıştır. Angajman kuralları çerçevesinde bir kere değil, defaatler tekrarlanmıştır. Konu, maalesef artık uluslararası komuoyu nezninde tartışılan bir konu olduğu için bunları bilmenizi istiyorum. Genelkurmay Başkanımız ve komutanlarımız, Türkiye'nin bulunduğu coğrafyadaki hassasiyetleri paylaşmışlardır. Dünkü YAŞ toplantısında da Türkiye'nin imkan ve yetenekleri konuşuldu. Bu bilerek ve isteyerek yapılan bir olay değil. Ancak Türkiye Cumhuriyeti kendi sınırlarını koruyacak güce de sahiptir. Keşke böyle bir ihlal olmasaydı. Ortada bir kriz olduğu açıktır. Ancak biz Türkiye ve Rusya olarak iki komşu ülke, birbiriyle ortaklığı olan iki ülkeyiz. Bu krizin çözülmesi için askeri ve diplomatik kanalların açık tutulmasını isteriz. Ne Türkiye ne Rusya bu durum dolayısıyla ilişkilerini ortadan kaldıracak, gözden çıkarak değildir. Bu krizin daha ileriye gitmemesini temenni ediyoruz. Türkiye ve Rusya, stratejik ortak, dost, komşu iki ülke olarak bu krizi aşarız" dedi. BUNLARIN UZUN SÜRMEYECEĞİNİ TEMENNİ EDİYORUZ Rusya'nın 1 Ocak itibariyle Türkiye'ye vize muafiyetinin kaldırılacağı yönünde yaptığı açıklamayı değerlendiren Numan Kurtulmuş şöyle konuştu: "Türkiye ile Rusya arasında sadece vize ile ilgili bir ilişki yok, çok sayıda ilişki var. Şu anda olayın sıcaklığı ile Rus taraftan bazı tedbirler alınabilir. Buna karşı olarak Türkiye'nin alacağı tedbirleri müzakere ediyoruz. Ama bunların uzun sürmeyeceğini temenni ediyoruz. Ama böyle bir olay dolayısıyla Rusya'nın Türkiye ile ilişkilerini hepten gözden çıkaracağını asla tahmin etmiyoruz. Bizim içinde bu olay dolayısıyla Rusya'yı gözden çıkarmanın mümkün olmadığını açıklığıyla ifade ediyoruz." KEŞKE TUTUKLAMA OLMADAN BU SÜREÇ SÜRDÜRÜLEBİLSEYDİ Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün tutuklanmasını değerlendirdi. İki ismin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmadığını söyleyen Kurtulmuş, temennilerinin tutuksuz yargılanmaları olduğunu dile getirdi. Numan Kurtulmuş şöyle dedi: "Biz Türkiye'de hiçbir basın mensubunun tutuklanarak yargılanmasını istemeyiz. Aslolan bu anlamda basın mensuplarının tutuksuz yargılanmalarıdır. Ancak biz yürütme tarafıyız, yargı tarafı tamamen bağımsız olarak işliyor. Dündar'ın ve Gül'ün gazetecileri olmaları ayrı bir vasıftır, ama gazeteci de siyasetçide herhangi bir şekilde bir suçla ilişkilendirilebilir. Dolayısıyla ortada henüz bir iddia vardır. Konunun iddia edildiği kadarıyla esas şey gazetecilik faaliyetleri dolayısıyla bu arkadaşlarımız itham edilmiyor. Bu arkadaşlarımız gizli kalması gereken devletin sırlarını ifşa etmek veya casusluk sayılabilecek bir takım faaliyetlerde bulunmak konusunda itham ediliyor. Ümit ederiz ki mahkeme bu hususlarda objektif ve adil davranır. Keşke tutuklama olmadan bu süreç sürdürülebilseydi." ONUN İÇİN DİPLOMATİK ANLAMDA BU SÖZ SÖYLENMİŞTİR Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Rusya'nın 'özür' talebiyle ilgili bir soru üzerine şunları söyledi: "Her bir kelimenin, ifadenin bir de diplomatik anlamı var. Bu uçağın vurulduğu anda milliyetinin bilinmediği ve böyle bir olayın eğer bir Rus uçağı olsaydı biz böyle bir olayla karşılaşmayacak olduğumuzu dile getirdik. Bu diplomatik anlamda ne kadar titiz davrandığımızın göstergesidir. Yani eğer bunun bir Rus uçağı olduğu bilinseydi böyle bir olay meydana gelmezdi, eğer o kanallarda uyarılar yapıldığında karşı taraf 'Biz Rus uçağıyız' deseydi, böyle bir olay vuku bulmazdı. Biz nasıl böyle bir şey olmazdı diyorsak, Rusya'yla ilişkilerimize güveniyoruz. Aramızda hiçbir sorun yok. Rus tarafının da bilerek, isteyerek Türkiye'ye düşmanca tavrı olmayacağını bildiğimiz için 'Rus uçağı olduğunu bilseydik böyle olmazdı' diyoruz. Rus uçağı buradan geçiyorsa, heralde Ruslar gelip Türkiye'yi bombalarlar diye endişe etmeyiz. Onun için bunu bu rahatlıkla söylüyoruz. Onun için diplomatik anlamda bu söz söylenmiştir. Türkiye'nin en üst devlet kademelerinden söylenmiştir, doğrusu da budur. Olayın hakikati ortaya konulmuştur."