Nursima KESKİN / ANKARA, () - HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, darbe girişimi sonrasında yaşananlara ilişkin "AKP ve Erdoğan'ın bu süreci demokrasiyle ve hukuk devleti olarak çıkış aramaktan çok kendi keyfi uygulamalarıyla kendi iktidarını tahkim edecek şekilde bir çıkış arayışı içinde olduğunu ortaya koyuyor. Bahsetmiş olduğum uygulamaların tamamı darbecilerin sonuç alması durumunda hayata geçireceği uygulamalardı" dedi. "BUNLAR SON DERECE YANLI ARAYIŞLARDIR" HDP'li Baluken, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında 15 Temmuz darbe girişiminden bugüne kadar yaşananları değerlendirdi. Baluken, "Erdoğan ve AKP'nin bu darbe girişiminden doğru dersler çıkarmadığını belirtmek istiyoruz. İşkence görüntüleri, idam tartışmaları, basın kuruluşları üzerinde sürek avına dönmüş olan baskıcı uygulamalar, kamusal düzende cadı avına dönüşmüş tasfiyeler, OHAL, ilk kanun hükmünde kararname AKP ve Erdoğan'ın bu süreci demokrasiyle ve hukuk devleti olarak çıkış aramaktan çok kendi keyfi uygulamalarıyla kendi iktidarını tahkim edecek şekilde bir çıkış arayışı içinde olduğunu ortaya koyuyor. Bahsetmiş olduğum uygulamaların tamamı darbecilerin sonuç alması durumunda hayata geçireceği uygulamalardı. Bu uygulamalarla Erdoğan'ın ya da AKP'nin darbe zemininde çıkış araması büyük bir çelişki olarak ortaya konmalıdır. Saatler tartışabileceğimiz hak ihlalleriyle karşı karşıyayız. Bunlar son derece yanlı arayışlardır" diye konuştu. "İMRALI'DA TECRİT İÇİNDE TECRİT UYGULAYARAK SİZ DE Mİ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM İÇİN KAOS HEDEFLİYORSUNUZ?" HDP'li Baluken, darbe girişiminden sonra Kürt meselesi ve demokratik siyasi çözüm arayışıyla ilgili bir an önce bir politika geliştirilmesini ifade ettiklerini ancak AK Parti'nin bu konulara ilişkin 15 Temmuz öncesindeki tavrını korumaya devam ettiğini savundu. Baluken, şöyle konuştu: "Yeni bir çözüm arayışı olacaksa bunun için İmralı'daki tecridin bir an önce kaldırılması gerektiğini ifade ettik ilk günden beri. İmralı ile ilgili birçok haberler çıktı darbe sonrası. Sayın Öcalan'ın kaygılarını gidererek yeniden bir çözüm arayışı içine girmek yerine AKP hükümeti tecrit içinde tecrit anlamına gelecek hukuki süreçlerin arkasında duruyor. Bursa 1'inci infaz hakimliğinin OHAL uygulamalarını İmralı'da uygulanacağı dair zaten gasp edilmiş olan haklarla ilgili verilmiş karar tecrit içinde yeni bir tecrit anlayışının devreye konulmak istendiğinin ta kendisidir. 15 Temmuz öncesinde darbecilerin İmralı üzerinden bazı kaos planlarını hedeflendiklerini ortaya koyuyor bu haberleri birlikte okuduk. Böylesi bir realite ortadayken hükümetin hala aile görüşmesine, bağımsız heyet görüşmesine izin vermemesi bu çerçevede bilgi edinme hakkına dahi saygı gösterilmemesi aklımıza bazı sorular getiriyor. O zaman hükümette mi darbecilerle aynı amacı taşıyor.? İmralı'da tecrit içinde tecrit uygulayarak sizde mi önümüzdeki dönem için kaos hedefliyorsunuz.? Kaosu İmralı, Sayın Öcalan üzerinden darbeciler hedeflemişti. Öcalan'dan haber alma hakkını engelleyerek siz önümüzdeki sürecin ipuçlarını mı vermeye çalışıyorsunuz. Öcalan'ın sağlığı güvenliği, koşulları Türk halkı için, ortak demokratik gelecek için kırmızı çizgidir." "HDP'Yİ DIŞLAYAN YAKLAŞIMLAR TÜRKİYE HALKLARINA YAPILACAK EN BÜYÜK KÖTÜLÜK OLUR" HDP'nin bu süreçte dışlandığını, bütün yaklaşımlarının görmezden gelindiğini kaydeden Baluken, şöyle devam etti: "HDP'yi dışlayan yada hedefe koyan yaklaşımlar şu anda Türkiye haklarına yapılacak en büyük kötülük olarak değerlendirilmeli. Ne Erdoğan ne AKP'nin böylesi bir süreçte bu yanlış tutum içine girmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Bütün bu yaklaşımlarımız görmezden geliniyor. Bugün liderler zirvesi öneren ilk partiyi dışlayan bir tutumla karşı karşıyayız. Olması gereken liderler zirvesinin eksiksiz olarak toparlanmasıydı. HDP'yi dışta tutarak 6 milyon insanın iradesini yok sayılacağı mı devreye konulmak isteniyor? HDP'yi işin dışında tutarak nasıl bir çözüm olacağını sanıyorsunuz. HDP'nin dahil olmadığı görüşmelerde çözümlemelerin çıkması mümkün değil. Bunu akıl kırıntısı taşıyan herkes bu şekilde görüyor. HDP'yi dışlayan politikalara koşarak giden muhalefetinde bu gerçeği görmesi gerekiyor. Böyle darbe öncesinde siyasi atmosferine geri dönmeye çalışarak HDP'yi hedefe koyan birtakım tutumlar geliştirilirse tutumumuz açık ve net olur. Tavrımız net: ne darbe ne diktatörlük. ne cunta ne sivil dikta"