Nursima KESKİN/ ANKARA,() - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye ile hesabı olan çevrelerin Fetullah Gülen'e destek verdiklerini belirterek "Türkiye ile hesabı olan, Türk milletinin tarihsel kimliğinden rahatsız olan çevreler terörist başı Gülen'i koz olarak ellerinde tutmuşlar, bir canlıdan, sözde bir dini grup ve cemaatten şiddetli bomba imal etmişlerdir" dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Devlet Bahçeli, 15 Temmuz'daki darbe girişimine karışanın mevkii ne olursa olsun Türk askeri olarak nitelendirilemeyeceğini vurgulayarak, "Türk askeri şereflidir, onur sahibidir; vatan ve millet sevgisinin bedelini de gerektiği zaman canıyla, kanıyla ödemektedir. Şerefsizden asker olmaz, olana da asker denmez. Buna rağmen, aklını kiraya vermiş, ruhunu Pensilvanya'daki efendisine devretmiş, sonra da dönüp suyunu içip ekmeğini yediği ülkeye namlu çevirmiş bir onursuz ve omurgasıza Türk askeri demek vebaldir, günahtır, bühtandır. 15 Temmuz gecesi, aziz vatanın tepesinde kanunsuz uçak uçurup helikopter gezdirenler Haçlı işbirlikçisidir, küresel vahşet projelerinin içimize kadar uzanmış maşalarıdır. Bu maşaları tutan eller kirlidir, kanlıdır ve alayı birden Türk'ün ezeli ve ebedi düşmanlarıdır. Tarihimizde hiç görülmemiş, hiç de yaşanmamış ne varsa 15 Temmuz gecesinden 16 Temmuz sabah saatlerine kadar vuku bulmuştur. Manevi duyguları sömüren takiyye ustaları aslında direk Kilise'ye hizmetkarlık yapmışlar, oradan emir ve icazet almışlardır. Bu kapsamda dinler arası diyalog uydurmasının projelendirilip senelerdir servis ve propagandasının yapılması da boşuna değildir. Erzurumlu bir vaiz Türkiye düşmanlığı konusunda eğitilmiş, şakirtleri maklube yiyerek, ışık evleri ismiyle açılan karanlık meskenlerde örgütlenerek melanet gergefinde vatana ihaneti dokumuşlardır. FETÖ'cü teröristler üçüncü bin yılda Asya'nın Hıristiyanlaştırılmasına hizmetle görevlendirilmiş, Kürdistan'ın doğumunu hızlandırmak için tembihlenmiş insan ve inancın yüz karalarıdır. Yıllar içinde, FETÖ'cü hainler Türk devletinin kritik ve stratejik noktalarına özenle taşınmış ve yerleşmişlerdir. Türkiye ile hesabı olan, Türk milletinin tarihsel kimliğinden rahatsız olan çevreler terörist başı Gülen'i koz olarak ellerinde tutmuşlar, bir canlıdan, sözde bir dini grup ve cemaatten şiddetli bomba imal etmişlerdir. 15 Temmuz'da TBMM'yi bombalayan namussuzlarla, 1920'lerde Söğüt'te kutlu ceddimiz Osman Gazi'nin türbesini tekmeleyen, Ertuğrul Gazi'nin türbesini talan edip haç asan barbarlar arasında en ufak bir fark yoktur. FETÖ terör örgütü düşmanın ta kendisidir. FETÖ terör örgütü din ve iman muhalifidir. FETÖ terör örgütü Müslüman Türk milletinin ilelebet lanet ve bedduayla anacağı ihanet oluşumudur" diye konuştu. "FETÖ TERÖR ÖRGÜTÜNÜN KÖKÜNÜ KURUTURKEN, SUÇLUYLA SUÇSUZU KARIŞTIRMAMASIDIR." Devlet Bahçeli, OHAL'in millete karşı alınmış bir karar olmadığını aksine millete pusu kuranlara karşı anayasal bir tedbir olduğunu kaydederek görevden almalara ilişkin şöyle konuştu: "Fakat FETÖ terör örgütüyle OHAL kapsamında etkin ve çok boyutlu mücadele ederken dikkat edilmesi ve altı özenle çizilmesi gereken hususlar vardır. Öncelikle ve ilk olarak, askeri ve sivil bürokraside toplu görevden almalar yapılırken, kesinlikle sağlam delil ve belgelere dayanmak esas olmalıdır. Paralel devlet yapılanmasının tüm unsurları tespit edilmeli, her yönüyle analiz edilerek araştırılmalı ve hepsi birden adaletin önüne çıkarılmalıdır. Bu yapılıyorken, masumların hakkını gasp etmek, suçsuz günahsız insanımızı mağdur etmek en az terör örgütünün zalimliği kadar tehlikelidir. Aldığımız yoğun şikayet ve eleştiriler, vatanını ve milletini canından aziz bilen kardeşlerimizin de FETÖ terör örgütüyle aynı kategoride ele alındığı yönündedir. Bu doğru ve hakkaniyetli görülemeyecektir. Hükümetten beklentim, FETÖ terör örgütünün kökünü kuruturken, suçluyla suçsuzu birbirine karıştırmamasıdır." "15 TEMMUZ'DA ONLARIN GAYRİ MEŞRU ÇOCUKLARI KAYBETTİ" Bahçeli, TSK'nın hiyerarşik yapı ve omurgasının hırpalandığını bildirerek şunları söyledi: "Bunun düzeltilmesi, askeri sistemin yeni baştan; ama mutlaka sadakatin öne alınarak takviyesi asıl ve zorunlu görülmelidir. Peygamber ocağı, din tacirlerinin, içi dışı fitne fücur olanların değil, samimi, devletinin ve milletinin çıkarlarını kişisel menfaatlerin üstünde tutan fedakarlık timsali kardeşlerimizle layık olduğu mertebelere çıkacaktır. Bu milletin tertemiz ve şerefli evlatları sokaklarda işsiz güçsüz gezerken, terör örgütü FETÖ'nün TSK'ya yasa dışı yollardan girip Türkiye'ye saldırma aşamasına gelmesi herkese ders ve ibret olmalıdır. Liyakat ve ehliyet arayışı gereklidir ve diyeceğimiz bir şey yoktur. Ancak sadakat öne çekilmeden, millet ve vatan sevgisi hak ettiği ödülü almadan Türkiye'nin istikbalini kurtarması bize göre imkansızdır. Yıllarca pırıl pırıl milliyetçi-ülkücü-vatanseverler bürokrasiden dışlanmış, eziyet ve suçlamalara maruz kalmışlardır. FETÖ'cü alçaklar dava arkadaşlarımıza olmadık oyunlar oynamışlar, görevlerinden almışlar, kul hakkı yemişlerdir. AKP hükümeti de maalesef buna sessiz kalmış, çok defa da ortak olup yönlendirmiştir. ABD, 15 Temmuz'un içindeyse ve İncirlik üzerinden devreye girmiş ise, bunun doğal sonucu olarak iki ülke arasındaki dostluk ve müttefiklik ilişkisi vahim düzeyde hasar görecektir. Bu demektir ki, ABD ve küresel güç merkezleri Türkiye'yi iç savaşa sürüklemeyi planlamaktadır. Suriye'nin kabus atmosferi Türkiye'ye kaydırılmak, yıkım ve parçalanmanın vasat bulması dayatılmaktadır. CIA'nın bir piyonu olan Gülen'in de ABD tarafından ülkemize teslimi bu aşamada inandırıcı ve ihtimal dahilinde görülmemektedir. Fethullahçı terör örgütü bunların Türkiye'ye tutunmuş ortakçılarıdır. 12 Eylül'de bizim çocuklar kazandı diyorlardı. Çok şükür 15 Temmuz'da onların gayri meşru çocukları kaybetti, bu kez Türk milleti kazandı, Türkiye ayaklandı, ayıklandı ve yeni bir tarih yazdı. Tankların önüne milli irade dikildi, teröristlere Osmanlı şamarını korkusuzca indirdi. 15 Temmuz'da millet kenetlendi, birleşti, oyunu gördü ve oyuncuların maskesini düşürdü." "İDAM KONUSUNDA AB'NİN NE SÖYLEDİĞİ KENDİ BİLECEĞİ İŞTİR" Devlet Bahçeli, bu süreçte yargılamaların adil ve hukuk içinde yapılması gerektiğini ifade ederek şöyle devam etti: "İdam konusunda AB'nin ne söylediği, nasıl bir pozisyon aldığı da kendi bileceği bir iştir ve Türkiye egemenlik haklarını ve tarihi devamlılığını korurken hiç kimseden müsaade almayacaktır, almamalıdır. Geciken adaletin, adalet olamayacağı gerçeğinden hareketle hainlerle ilgili davanın en kısa sürede sonuçlanması mutlak bir zorunluluk olarak karşımızdadır. Siyaset yapma ve hükümet etme anlayışlarının pozitif yönde değişeceği yeni bir dönem başlamalıdır. Şimdi herkes başlamasını temenni ettiğimiz bu yeni döneme samimi katkılarda bulunmaya hazır olmalıdır. Aksi halde gerilim ve çatışmaların sürmesi halinde, demokratik rejimin ve hukuk devletinin geleceğinin kararacağını söylemek ve bugünün bile aranacağını öngörmek kehanet olmayacaktır. Milliyetçi Hareket Partisi, Türkiye'nin ve Türk milletinin beklentileri doğrultusunda yeni bir sayfa açmaya hazırdır."