İÇİŞLERİ Bakanı Süleyman Soylu, "Yıllarca bize bir ilkokul şarkısı okuttular. 'Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür' dediler. Bizi bununla biraz oyalamaya çalıştılar. 'Buraya gelmeyin, gelmeseniz de olur' dediler. Gitmediğimiz köy bizim köyümüz değildir. Biz buralarda olmaya devam edeceğiz" dedi.

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Vedat Demiröz, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ve Emniyet Genel Müdürü Selami Atunok ile birlikte bugün saat 10.00'da Muş'a gelen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu havalimanında Vali Aziz Yıldırım, Belediye Başkanı Feyat Asya, kurum amirleri ve partililer karşıladı. Bakan ve beraberindekiler Gençlik Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Merkez İlçe Başkanlığının 6'ncı Olağan Kongresi'ne katıldı.

Bakan Soylu, burada yaptığı konuşmada, "Yıllarca bize bir ilkokul şarkısı okuttular. 'Gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür' dediler. Bizi bununla biraz oyalamaya çalıştılar. 'Buraya gelmeyin, gelmeseniz de olur' dediler. Gitmediğimiz köy bizim köyümüz değildir, sıkmadığımız el bizim elimiz değildir, yatmadığımız gönülde yerimiz yoktur. İşte o yüzden biz yine bugün Muş'tayız. Biz sadece Muş'ta değiliz, Şırnak'tayız, iki de bir Yüksekova'dayız, Van'dayız, Ağrı'dayız, Varto'dayız, Hasköy'deyiz, Kato'dayız. Biz tarih boyunca buralardayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Kardeşlerimizle yan yana olmazsak da aramızda başkaları oluyor. Onlar bizim kulağımıza hep başka şeyler fısıldıyor. Aramıza fitne koymaya çalışıyorlar, bizi bizden ayırmaya çalışıyorlar, bizi zayıflatmaya, devletimizi, milletimizi, kardeşliğimizi zayıflatmaya çalışıyorlar. Kavgayı, düşmanlığı, zulmü fısıldıyorlar. Onlar asla yatırım konuşmuyor, geleceği konuşmuyor" diye konuştu.

Dünyanın bir avuç seçilmişin yapboz tahtası olmadığını vurgulayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şöyle devam etti:

"Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Ortadoğu'da sınırları cetvelle çizdiler, tutmadığını hepimiz gördük. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'da bir birlik oluşturdular. Görünen o ki o da çatırdıyor. Şimdi tutmayan bu iki hesabı, Ortadoğu'da mazlumlar üzerinde hesaplar yaparak tutturmaya çalışıyorlar. Kimse kusura bakmasın. Dünya bir avuç seçilmişin yapboz tahtası değildir. New York'ta, Berlin'de, Viyana'da yaşayan insan ne kadar insansa, Kerkük'te, Musul'da, Halep'te, Filistin'de yaşayan insan da en az onlar kadar insandır. Yaşam hakları eşittir, mutlu olma, can güvenliği hakları eşittir. Bizim tarih kitaplarımızı açın, bu saydığım değerlerle doludur, Halep'le doludur, Şam'la, Kerkük'le, Musul'la doludur. Bize tarihimizi, birliğimizi unutturmak isteyenler bunu başaramadılar. Çanakkale şehitliğimiz bu saydığım yerlerden gelen gencecik evlatların isimleriyle doludur. Demek ki buralarda atılan her adımın bizimle ilgisi vardır. Şu anda Türkiye, gerek insan hakları açısında, siyaset ve etik açıdan olması gereken yerde durmaktadır ve birilerinin kafa karışıklığını hayretle izlemektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük bir kafa karışıklığı vardır. Bir yandan teröre karşı mesajlar veriyorlar, diğer yandan terör örgütlerine kamyon kamyon silah gönderiyorlar. Ortadoğu'da bir politika izliyorlar. Ne başı ne de sonu belli değil."

Konuşmasında ABD ve Avrupa'ya seslenen Soylu, terörist başının posterinin açıldığı yerde elemanlarının çalıştığını ifade ederek şunları söyledi:

"Bir yandan 'müttefikiz' diyorlar, öte yandan güney sınırımıza terör koridoru oluşturmak isteyen adamlara yardım ediyorlar. DEAŞ'la savaşıyorlarmış. Hangi DEAŞ, DEAŞ'ı kim icat etti ? O topraklara niçin koydu? Bizi aldatmaya çalışmayın, bizi uyutmaya çalışmayın, sizin derdinizin ne olduğunu biliyoruz. Bu coğrafyayı huzursuzluk içine koymak. Sizin derdinizin ne olduğunu biliyoruz. Bir taraftan Taliban, bir taraftan El Kaide, bir taraftan DEAŞ, bir taraftan Irak'ı karıştır, Suriye'yi karıştır, Yemen'i karıştır, acaba Türkiye'yi nasıl karıştırabilirim diye 50 türlü filmin ve tezgahın içerisinde ol. Dertleri bu Müslüman coğrafyasına diz çöktürmektir. Bizim birliğimizi, birbirimizle olan ilişkimizi, anlayışı ortaya koymaktır ve bir cümle ortaya koymaktır. Bu Müslümanlar beraber olamazlar, bir olamazlar, diyorlar. Bu batı-doğu kavgasını hala canlı tutan, maalesef hala akıllarıyla beraber bu kavgayı devam ettirmeye çalışan şu aciz insanlar, bugün etrafımızdaki coğrafyayı kan gölüne döndürmek istiyorlar."

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden geçen ve müftülere nikah kıyma yetkisi veren yasa üzerinden CHP ve HDP'yi eleştiren, MHP'ye de teşekkür eden Soylu, şunları söyledi:

"İçeride de bir takım kafa karışıklıklarını hep beraber izliyoruz. Bir taraftan bir türlü milli olamayan devlet sırlarını açığa çıkaran vekilleri için yollara düşen bir CHP var. Öte tarafta da kimseye bir hayrı olmayan, belediyeleri milletin değil, terör örgütünün hizmetine verdiği için kaybeden bir HDP var. İkisi de söylem birliği içerisinde. Geçtiğimiz hafta mecliste bir nüfus kanunu çıkarttık. Tartışmaları izlediniz. Bugüne kadar sıkıntıyı çok çektiğiniz, isimdeki bir harf için de günlerce mahkeme yolunu tuttuğunuz, bir taraftan kadınlarımızın, bir taraftan insanlarımızın, bir taraftan vatandaşımızın geçmişte karşı karşıya olduğu bir takım sıkıntıları ortadan kaldıran bir yasa. Hem bürokrasiyi azaltan, artık kendi bilgisayarımızdan rahat bir şekilde ikametgah ilmühaberimizi alacağız. Artık devlet dairesine gittiğimiz getir ikametgah ilmühaberimizi, şunu bunu falan demeyecek. Vatandaşımız bir taraftan bir tarafa koşturulmayacak. İçişleri Bakanlığının 680 tane hizmeti var bunun her birisini sadeleştirmek ve vatandaşımızı bürokrasinin altında ezdirmemek için bir çalışma çalışma gerçekleştiriyoruz. Biliniz ki çok yakın zamanda bu çalışmayı tamamlayacağız. Devlet dairelerini daha canlı şekilde işleyebilmesini sağlayabilmek için adım atılmasını hep birlikte gerçekleştireceğiz. Bu yasada bir de müftülerin nikah kıyma yetkisi var. Kıyameti kopardılar. Laikliğe karşı, milleti birbirinden ayıracaksınız diyorlar. Belediye başkanı kıyıyor, başkanın yetki verdiği memur kıyıyor, nüfus idaresi kıyıyor, köy muhtarı kıyıyor, dış temsilcilikler kıyıyor, gemide kaptan kıyıyor, havada pilot kıyıyor, bunların kendi adına nikah kıyma yetkisi var. Şimdi bir devlet memurunu daha buna ilave ediyoruz. Bu da müftülükler. Onlar da nikah kıyma yetkisine sahip olacak. Şöyle yapacaklar böyle yapacaklar diyorlar. Aynı şekilde şartlarıyla müftülerde de bunu geliştirdik. Kanunda yazmayan şeyleri korku unsuru olarak insanlarımıza anlatıyorlar. Zaten bunların kaybettiği nokta da esasen burası. Siyaset korkuyla değil umutla yapılır. Bir takım, kendilerine bağlı ideolojik kadın derneklerini harekete geçirdiler. Bu nikah hem kadın hem de erkek arasında kıyılıyor. Kadını devreden çıkartan, kadının haklarını ortadan kaldıran ne var, ne ortaya koymaya çalışıyorlar. Diyorlar ki; 'Küçük yaşta evliliklerin önünü açıyor.' Tam tersi küçük yaşta evliliğin önünün tam da bu vesileyle kapanmasını isteyen bir adım atmaya çalışıyoruz. Yıllarca bu tip siyaset anlayışıyla beraber hem milletten koptular, hem de gerçeklerden koptular. İsteyen belediye memuruna, isteyen belediye başkanına yaptırır, isteyen müftüye, isteyen köy muhtarına kıydırır. Buradan ne tür sakınca çıkartıyorsunuz. Bunun siyasal pozisyon olarak tutuyorlar. Huzurlarınız Milliyetçi Hareket Partisi'ne teşekkür ediyorum. Bu yasayı olduğu gibi destekledi, bu yasa çok anlamlı bir şekilde, kavgasız gürültüsüz çıktı."

Son günlerde gençlerin korkulu rüyası haline gelen sentetik uyuşturucunun Avrupa'da imal edilip hedef ülkelere dağıtıldığını ifade eden Soylu, "Garip bir Avrupa, sentetik uyuşturucunun imal edilip dünyaya dağıtıldığı bir Avrupa. Bu noktada samimi mücadele çabası görmedik. Laboratuarlarında uyuşturucu imal ediyorlar, hedef ülkelerin hepsine dağıtıyorlar, o parayla her şeyi yapıyorlar. Rotasını şaşırmış, ilkelerini uyumlaştırmayan bir Avrupa modelini Türkiye hayretle izlemektedir" dedi.

Bakan Soylu, buradaki programın ardından Muratpaşa Mahallesi'nde Muş Belediyesi'ne ait bilgi evlerinin açılışına geçti.