ERDOĞAN'IN ÖNÜNÜ KESMEK, TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK DEMEK Eskişehir'de referandum çalışmalarını sürdüren Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, akşam saatlerinde Erzurumlular Kültür ve Dayanışma Derneği'ni ziyaret etti. Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olan ülkelerin son şans olarak 16 Nisan'daki referandumda hükümetin, devletin ve cumhurbaşkanın meşrutiyetini zedeleyecek bir sonuç çıkarmayı arzuladıklarını söyleyen Bakan Avcı şöyle devam etti: "Yoksa dertleri Erdoğan falan değil. Erdoğan dedikleri Türkiye aslında. Onlar Erdoğan derken bizim içeride Recep Tayyip Erdoğan derken lehinde aleyhinde konuşurken kastettiğimiz insanı kast etmiyorlar. O Erdoğan orada bir sembol ve Türkiye'yi sembolize ediyor. Erdoğan'ın önünü kesmek demek onlar açısından Türkiye'nin önünü kesmek demek. Şimdi 16 Nisan'da biz buna müsaade edecek miyiz? Etmeyecek miyiz? Etmeyeceğiz. Allah'ın izniyle etmeyeceğiz." TURİZMDE İLK 3'E GİRMEMEMİZ İÇİN BİR NEDEN YOK' Bakan Avcı Türkiye'nin son 15 yılda bütün prangalara, görünür görünmez bütün çelme gayretlerine, tehditlere, engelleme çabalarına, yargı darbesi ve askeri darbe girişimlerine rağmen pek çok sektörde 4 kat büyüdüğünü söyledi. Türkiye'nin turizmde de büyüdüğünü ifade eden Avcı şöyle konuştu: "Türkiye uzun yıllar boyunca dışarıda daha çok deniz kum güneş ülkesi olarak tanınıyordu. Deniz, kum, güneş. Evet doğru Türkiye'nin denizi temiz, kumu, güneşi güzel. Dünyanın sayılı ülkelerinden biri bu bakımdan. Bununla bile Türkiye dünyada 6'ncı turizm cazibe ülkesi oldu. Dünyada 6'ıncı ülkeyiz turizm cazibesinde. Neyle deniz, kum, güneşle. Türkiye sadece deniz, kum, güneş mi? Türkiye dini miras alanları bakımından dünyanın en zengin ülkesi, 3 büyük dinin de burada şöyle ya da böyle değer verdiği mekanlar var. Türkiye dünyanın en zengin mutfağı. Şimdi kayak federasyonuyla proje yapıyoruz Türkiye'nin kayak potansiyelini, dağlarımızdaki pist potansiyeli, gerçekten şu ana kadar işletmeye almadığımız müthiş bir kayak potansiyelimiz var. Sağlık turizmi, kaplıca turizmi, termal turizmi de öyle. Spor turizminde öyle. Arkeoloji turizminde öyle. Antalya'ya 6 milyon adam geliyor diyelim. Geçen sene Antalya Arkeoloji Müzesi'ne kaç kişi geldi dedim 60 bin kişi. Halbuki dünyanın en büyük arkeoloji müzelerinden bir tanesi Antalya'daki. Dolayısıyla biz sadece deniz, kum, güneşle 6'ncı sıraya gelmişsek bütün bu diğer turizm türlerini de devreye soktuğumuz zaman Allah'ın izniyle ilk 3'e girmememiz için hiçbir neden yok."