KASTAMONU'DA KONUŞTU MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Çankırı mitinginin ardından karayoluyla Kastamonu'ya geldi. Kent girişinde partililer tarafından karşılanan Bahçeli, Kurşunlu Han Oteli'nde öğle yemeği yedi. Oteli gezen Bahçeli, Osmanlı döneminden kalan bakır hamam kazanını inceledi. Daha sonra Kuzeykent Mahallesi'ndeki miting alanına geçen Bahçeli, yaklaşık 5 bin kişiye hitap etti. Kastamon'nun en çok şehit veren şehirlerin başında geldiğini hatırlatan Bahçeli, bugünkü iktidarın, ihanete bilerek teslim olup Türkiye'yi mahvın eşiğine getirdiğini söyledi. Ak Parti ile PKK'nın sarmaş dolaş olduğunu, Türkiye'ye kan kusturan, Türk milletinin kanını döken vahşi terör örgütüyle yanak yanağa olduğunu ifade eden Bahçeli, "Geçtiğimiz 28 Şubat günü Dolmabahçe'deki Başbakanlık ofisinde AKP'li bakanlarla PKK'nın siyaset uzantılarının açıkladığı 10 maddelik bölünme manifestosu ile ihanet resmiyet kazanmıştır. Ortak açıklamayla AKP ve PKK eşitlenmiştir. İmralı canisinin dikte ettiği bu 10 madde Türkiye'nin bölünmesinin kirli ve kanlı yol haritasıdır. Bu 10 madde PKK'nın bölücü taleplerinin yuvarlak ve örtülü ifadelerle şifrelenmiş halidir" dedi. "ERDOĞAN, HÜKÜMETİ 5 PULA SATMIŞTIR" Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, daha sonra çark ederek Dolmabahçe'deki karanlık sahnelerin yanlış olduğunu itiraf ettiğine vurgu yapan Bahçeli, şöyle dedi: "Aslında Erdoğan, hükümeti 5 pula satmış, Davutoğlu'nu kapıda bırakmış, kendisini kurtarmaya çabalamıştır. Ancak yıllarca PKK ile pazarlık yapan kendisidir. PKK'ya kucak açan ve şereften sınıfta kalan kendisidir. Dolmabahçe'deki rezaleti hazırlayan İmralı canisiyle bizatihi şahsıdır. İmralı ihanet müzakareleri, Dolmabahçe'de ilan edilen hain esaslara göre yürütülecektir. 7 Haziran seçimlerinden sonra AKP ile PKK'nın ortaklaşa hazırlayacağı yeni anayasanın omurgasını ve çatısını burada açıklanan hususlar oluşturacaktır." "SANAL GERİLİM OLUŞTURULMUŞTUR" Ak Parti hükümetinin Türkiye'nin bölünmesi için PKK ile resmi söz kestiğini, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sandığı görünce değiştiğine işaret eden Bahçeli, şöyle devam etti: "7 Haziran'a kadar HDP ve PKK ile sanal gerilim oluşturulmuştur. Biliniz ki Erdoğan yeni bir yalan rüzgarı estirmektedir. Erdoğan 'zerduş' dedikleriyle birlikte milletimize yeni bir tuzak kurmaktadır. 'PKK silah bırakacak, terör bitecek' diyorlardı. Huzur gelecek, silahlar susacak, teröristler sınır dışına çıkacaktı. PKK silah bırakmadığı gibi silahtan da vazgeçmemiştir. İmralı müzakareleri silah tehdidi altında sürmektedir. Terör örgütü AKP'den istediklerini alıncaya kadar eylem yapmayacağını söylemektedir. Bunun ön şartı da Türk ordusunun PKK ile silahlı mücadeleden vazgeçmesidir. Kastedilen karşılıklı ateşkesdir. Hükümet PKK'nın bu dayatmasını alçakca kabul etmiştir. Erdoğan bu kepaziliğe onay vermiştir. TSK, silahlı teröristleri görmezden gelecek ve kışlalarına çekilerek bekleyecektir. Bunun anlamı açıktır. Terör örgütü PKK ile TSK eşitlenmiştir. Türk ordusunun komutanlarının bunu nasıl içlerine sindirdikleri meçhulümüzdür." "TEHDİDİN PİRİ, BEŞTEPE HANEDANLIĞIDIR" "Kırmızı kitap hazırlamakla ve yeni tehdit unsurları tespit etmekle uğraşan Erdoğan, bölücü terörü bir kenara bırakmış, 'paralel' dediği yapıyı kafasına takmıştır" diyen Bahçeli, "Erdoğan'ın kızdığı, düşman olduğu kim varsa kırmızı kitaba girmeye adaydır. 29 Nisan'daki Milli Güvenlik Kurulu toplantısında iç ve dış güvenlik ortamında meydana gelen değişikler dikkate alınıp Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin güncellendiği açıklanmıştır. Tehdit varsa PKK'dır. Tehdit varsa Erdoğan'dır, AKP'dir. Tehdit varsa 12 yıl AKP ile kol kola girip kumpasa ortak olanlardır. Tehdidi başka yerde aramaya gerek yoktur. Tehdidin piri Beştepe Hanedanlığıdır" dedi. HER YOL TÜRKİYE'NİN BÖLÜNMESİNE ÇIKMAKTADIR Yeni anayasayı İmralı, Kandil, PKK, Erdoğan, Davutoğlu ve AKP'nin müzakere ederek birlikte yazacaklarını belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "PKK'nın kimlik, egemenlik hakkı, özerk yönetim, Kürtçe dil, teröristlere genel af ve İmralı canisinin serbest bırakılması dayatmaları bir bir karşılanacaktır. Bunun karşılığında da Erdoğan 'Başkan' olacaktır. Erdoğan'ın Başkanlık ihtirasları ile PKK'nın Türkiye'yi bölme emelleri örtüşmüştür. Her ikisi de yeni Anayasa’ya bel bağlamıştır. PKK’nın siyasi uzantısı partinin seçimlere bağımsız adaylarla değil parti olarak girme kararı da bu oyunun bir parçasıdır. PKK partisi yüzde 10 barajını geçerse, daha büyük bir güçle Meclis’e girecek ve AKP’nin sayısal eksiğini tamamlayarak yeni Anayasa’yı birlikte yapacaklardır. Baraj altında kalırlarsa, Güneydoğu’daki oylar AKP’ye gidecek ve bu durumda AKP Anayasa’yı tek başına değiştirecek çoğunluğa ulaşacaktır. Her yol, Türkiye’nin bölünmesine çıkmaktadır." "Türkiye’nin kaderi; İmralı canisine, Kandil çetelerine, Erdoğan ve Davutoğlu’na teslimdir" diyen Bahçeli, "Şu rezalete, şu kepazeliğe bakınız ki; Türkiye AKP, PKK ihanet ortaklığı sayesinde büyüyecek, demokratikleşecek ve özgürleşecektir. Yeni demokratik cumhuriyeti bunlar kuracak, bunlar Türkiye’nin önünü açacak ve uçuracaktır. İmralı canisi barış güvercini, PKK teröristleri özgürlük havarisi, despot Erdoğan ve uydusu Davutoğlu da demokratikleşme misyoneri olacaktır" dedi. "VATANA İHANET KAPSAMINDA GÖRÜLECEKTİR" Milliyetçi Hareket iktidarında İmralı’daki müzakere masasının yıkılacağını belirten Bahçeli, "Bu süreçte rol alan tüm siyasetçilerden ve kullandıkları bürokratlardan adalet önünde hesap sorulacaktır. Dönemin Başbakanı Erdoğan, bu ihanet açılımının başmimarıdır, teröristbaşıyla birlikte eşbaşkanıdır. Açıkça anayasa suçu işlemiştir. Bugün Cumhurbaşkanlığı makamına kaçmış olması, kendisini siyasi ve hukuki sorumluluktan kurtaramayacaktır. Bu süreçteki rolü ve konumu, vatana ihanet kapsamında görülecek ve gereği tereddütsüz yapılacaktır. AKP hükümeti İmralı sürecinde başta MİT eski Müsteşarı olmak üzere bazı bürokratları aracı, müzakereci, postacı ve kurye olarak kullanmıştır. Bu bürokratlar da Türkiye’ye ihanetin bedelini ödeyecektir. Milletvekili dokunulmazlığı veya özel koruma yasaları kendilerini hesap vermekten kurtaramayacak, hukuk tümünün yakasına yapışacaktır" diye konuştu. ERDOĞAN, TÜRKİYE'YE ZARARDIR Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, şeref ve namus üzerine ettiği yeminleri çiğnediğini belirten Bahçeli, şöyle konuştu: "İstikrarsızlığın, anlaşmazlığın, kavga ve polemiklerin merkezinde Erdoğan vardır. Erdoğan bir yanda dünya turu atarken, diğer yanda başkanlık sistemi için kulis ve siyasi çalışma yapmaktadır. Bu şahıs, Başbakan olduğu dönemde 11 yılda 93 ülke gezmiş, 305 defa yurt dışı seyahatine çıkmıştır. Elde edilen koca bir sıfırdır. Cumhurbaşkanı olarak 27 ülkeye gitmiştir. Sonuç yine hüsrandır. Erdoğan harcırah zengini olmuş çıkmıştır. Erdoğan ülke ülke gezmiş, komşularla düşman olmuştur. Uçaklardan inmemiş, Türkiye yalnızlaşmış, içe kapanmıştır. Erdoğan dünya üzerinde gitmediği yer sadece Antarktika kalmıştır ki, yakında oraya gitmesi de an meselesidir. 11 defa Suriye’ye gitmiştir. 17 Asya ülkesinden en çok Rusya’ya yolculuk yapmıştır. Putin ve Esad rol modeli olarak çoktan Erdoğan’ın aile albümündeki yerini almışlardır. Esad dost iken hasım olmuş, Putin ihalesiz aldığı işlerle sırtı sıvazlanmış ve şimdilik gönlü edilmiştir. Erdoğan baştan ayağa Türkiye’ye zarardır. Kaçak ve karanlık sarayla kul hakkını gasp etmiş, haram deryasında boğulmuştur. Ayakkabı kutularına sizlerin emeğini, gelirini, göz nurunu doldurmuştur. Kastamonu çalışmış, havuzcular yemiştir. Kastamonu üretmiş, bakan ve Başbakan çocukları götürmüştür. Bunlar haramzadedir, bunlar hırsızdır, bunlar rüşvetçidir, bunlar siyasi yolsuzluk çetesidir."