BAHÇELİ HATAY'DA ERDOĞAN'A YÜKLENDİ Kahramanmaraş ve Gaziantep'te yaptığı mitinglerin ardından Hatay'a geçen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Emlak Evleri Alanı'nda yaklaşık 10 bin kişiye hitap etti. Tarihi bir seçim arifesinde olduklarını belirten Bahçeli, "Hataylı tıpkı, anavatana kavuştuğu 1939 yılının 23 Temmuz'undaki kadar önemli sonuç doğuracak bir seçimle, 76 yıl sonra yeniden karşı karşıyadır. İşgal edildiği 1918 yılından, Cumhuriyetimize dahil olduğu 1939 yılına kadar ayrı kalınan 21 yıl boyunca muhteşem bir mücadeleye giren Hataylıların, yeniden aynı ruhla geleceklerine sahip çıkacaklarına yürekten inanıyorum. O tarihlerde Hatay'ı ana vatana bağlamak, al bayrağın gölgesine ve himayesine almak için verdiğiniz mücadeleye bakınız. Şimdi ise vatan topraklarını bırakıp kaçan buna başarı diyen korkakların hallerine bakınız. Hatay meselesi şayet bundan 76 yıl önce çözülmemiş olsaydı, Ak Parti bugün Hatayı da Fransız'a teslim etmek için masaya çoktan oturmuş olurdu. Çünkü bunların fıtratında teröristlerle, zalimlerle, düşmanlarla oturup kalkmak vardır. Nerede bir hain görseler anında pusarlar. Nerede Türkiye doğrulmuş bir silah görseler ellerini kaldırırlar. AKP zihniyeti teslimiyetçidir, taviz kardır, iftiracıdır" dedi. ÇATIŞMALARI KÖRÜKLEDİ Geçen 150 ay 17 günde Türkiye'nin her türlü bunalımı yaşadığını anlatan Bahçeli şöyle konuştu: "Yokluğu, yoksulluğu ve soygunu örtmek için hükümet sürekli suni gündemler yaratarak çatışmaları körükledi. Bu çatışma sadece siyasal alanda değil milli değerlerimiz ve milli kimliğimiz açısından da yaşandı. Türkiye'mizin tarihinde ilk kez, Başbakanlık yapmış şimdi de kaçak ve karanlık sarayda nefes alan birisi, mensubu olduğu milleti bir etnik gruba indirgedi. Mezhepçilik yaptı. Komşu coğrafyalardaki kaosa taraf oldu. 36 gruptan söz etti ve büyük Türk milletini aşiret düzeyine indirdi. Türk milleti diyemedi, buna dili varmadı, haini heveslendirdi. Bölücüyü heyecanlandırdı. Katilleri ümitlendirdi. Türkiye üzerinde hesap yapan çevreleri körükledi. Bu adam biliyorsunuz, şimdi Cumhurbaşkanı. Sarayın nefret ve tahrik kampanyasına kurşun askerlik yapan şahıs da Başbakanlık makamında. Malumunuz, dün Erdoğan İskenderun'a geldi. Yine sabırları çatlatacak bir konuşma yaptı. Yine yalan, riya, istismar ve inkar dolu sözlerini kendisini dinleyenlerle paylaştı. Erdoğan konuşmasında bir soru sormuş ve şöyle demiştir: 'Hatay, pazar günü sandıkları patlatıyor mu?' Erdoğan sandığın patlayıp patlamamasıyla niçin ilgilidir? Kendisini vicdan dikişleri attığı gibi, şeref ve edebi de çoktan gümbürtüye gitmiştir. Anayasaya göre Cumhurbaşkanı tarafsız değil mi? Anayasa'ya göre Cumhurbaşkanı devletin başı, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin birliğini temsil etmiyor mu? Şerefli ve namuslu bir Cumhurbaşkanı her siyasi partiye eşit mesafede durmayacak mı? Erdoğan bir yanda yeni anayasa diyor, diğer yanda AKP'yi adres gösteriyor. Bir yanda yeni Türkiye kepazeliğini anlatıyor, diğer yanda AKP'yi işaret ediyor. Bir yanda başkanlık istiyor, diğer yanda AKP'ye de bunu dayatıyor. Erdoğan muhalefetle kavga ediyor, ağır benzetme ve hakaretleri sıralıyor, ama AKP'ye hiçbir şey demiyor, diyemiyor. Davutoğlu ile beraberce kürsülere çıkıyor. Bunlar ortak mitingler düzenliyor, ortaklaşa yalan seansları, eşgüdüm halinde ihanet oturumları düzenliyorlar. Ve Erdoğan en sonunda gönlümde bir aslan yatıyor diyerek aklı sıra AKP'ye göndermede bulunuyor. Erdoğan'ın gönlünde yatan aslan görünümlü ampullü sırtlanı Hataylı iyi bilir. Geçmişe bakın neler yaşandığını şüphesiz göreceksiniz. Düne bakın AKP'nin şifrelerini de çözeceksiniz. AKP'yle birlikte; Terör yeniden hortladı. PKK yeniden umutlandı. Bölücülük ilk kez bu kadar mevzi elde etti. Silahı alan dağa çıktı. AKP ile PKK şimdi yeni Anayasa ve başkanlık ekseninde muta nikahı kıymışlardır. Terör giderek azdı." KİMİSİ PUL BİRİKTİRİR, KİMİSİ DE UNVAN Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu da eleştiren Bahçeli sözlerini şöyle sürdürdü: "Davutoğlu, 9 Mayıs'ta buraya gelmiş. Burada da Ahmet Hatayi ismini almış. Gönülden Hataylı olduğunu söylemiş, öyle mi? Kimisi pul biriktirir, kimisi de unvan. Davutoğlu'nun isim koleksiyonuna diyeceğim bir şey yok. Davutoğlu'nun unvan serisine yenileri çoktan eklendi. Bundan sonra kendisi hata Ahmet, kusur Ahmet, aciz Ahmet, müflis Ahmet, yalan Ahmet olarak her zaman akıllarda kalacaktır. Davutoğlu, Hatay'dan komşu coğrafyalara haykırmış, Halep'in, Lazkiye'nin, Musul'un, Bağdat'ın, Şam'ın barış şehri olmasını söylemiştir. Bölgesel yangına, komşu ülkelerdeki kanlı çekişmeye yanlı bakan, maşalar eliyle aktif şekilde katılan neyin barışından bahsetmektedir? Düne kadar savaş çığırtkanlığı yapan Davutoğlu'nun ağzından çıkan barış sözlerine kim inanacaktır? Hataylı kardeşlerim, sizler Suriye'deki vahşetten çok etkilendiniz. Dört yıldır yanı başınızda nehir gibi kan aktı. Suriye'deki iç savaş Hatay'ın sosyal ve ekonomik dengesini felç etmiştir. Kontrolsüz şekilde başlayan göç dalgası ile kökleşen Suriyeli sığınmacı meselesi Hatay'ın şu anda en önemli açmazıdır. Suriyelilerin artan sayısıyla Hatay nüfusu yaklaşık iki katına çıkmıştır. Hatay korkunun pençesindedir. Hatay güvensizliğe teslimdir. Hatay risk ve tehditlere açıktır. Peki, bunu kim yapmış, buna kimler ortam açmıştır? Ben söyleyeyim, 1 milyar 370 milyon liralık kaçak ve karanlık sarayda oturan Recep Tayyip Erdoğan'dır ve sizin geleceğinizi de çalmıştır. Sıfır sorunun mucidi, stratejik çukurun kazıcısı Başbakan Davutoğlu, size kast etmiştir. AKP ve Ali Dibocular sayesinde, Hatay ne yazık ki yıllardır koruduğu barış ve hoşgörü şehri olma vasfını kaybetmeye başlamıştır. Farklı ülkelerden gelen kan emici ve cani teröristlerin bir nevi toplanma kampına dönüşen Hatay, her an yeni suikast ve sabotajların korkusu ve tedirginliğiyle varlığını idame ettirmektedir."