CELAL BAYAR'DAN SONRA ERDOĞAN

Uçakla Kars'tan Hatay'a geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hatay Havaalanı'nda Vali Ercan Topaca, Garzinon Komutanı Jandarma Kurmay Albay Erdem Özcan, Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Lütfü Savaş, ilçe belediye başkanları ve daire amirleri tarafından karşılandı. Eşi Emine Erdoğan'ın da eşlik ettiği Cumhurbaşkanı daha sonra helikopterle İskenderun'a hareket ederek konuşma yapacağı Anıt Alanı'na geçti.

Alanın çevresinde polis yoğun güvenlik önlemi aldı. Çevredeki yüksek binaların çatılarında keskin nişancılar konuşlandırıldı. Sıcak nedeniyle baygınlık geçirenlere sağlık ekipleri tarafından müdahale edildi. Alanda, İskenderun Belediye Başkanı Ak Partili Seyfi Dingil'in hazırlattığı ve üzerinde Erdoğan'ın fotoğrafının bulunduğu '61 yıl sonra İskenderun'da halkı ile buluşan ilk Cumhurbaşkanı. Hoşgeldiniz' yazılı pankart da dikkat çekti. Erdoğan'ın, 3'üncü Cumhurbaşkanı merhum Celal Bayar'ın 1954'te yaptığı ziyaretten 61 yıl sonra İskenderun'a gelen ilk Cumhurbaşkanı olduğu belirtildi.

HATAY, SANDIKLARI PATLATIYOR MU?

Alanda toplananlara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009 yılında Davos'ta 'One minute' dediğini, arkasından 2010'da önce terör örgütünün İskenderun'daki askeri birliğe, aynı saatlerde İsrail'in Akdeniz'de Mavi Marmara gemisine saldırdığını söyledi. Hatay'ın birliğin, beraberliğin, kardeşliğin kıymetini çok iyi bilen ve bu yolda bedeller ödemiş bir şehir olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi: "Bugün Hatay bir kez daha Türkiye'ye örnek olacak bir seçime hazırlanıyor. Hatay pazar günü inşallah sandıkları patlatıyor mu? Pazar günü tarihinin en büyük katılımıyla sandıklara sahip çıkıyor mu? Hatay 'Yeni Türkiye', 'Yeni Anayasa', 'Başkanlık sistemi' diyor mu? Eski Türkiye koalisyonunu biliyorsunuz.

Ana muhalefetiyle milliyetçi olduğu iddiasındaki partisiyle, bölücü örgütün güdümündeki partisiyle, paralel örgütüyle bir olmuşlar eski Türkiye'yi diriltmenin peşine düşmüşler. Yokluğun, yoksulluğun, yasakların Türkiye'sini hatırlıyorsunuz değil mi? Anneler, dedeler, babalar bilir, mazot kuyruklarında olduğumuz, şekerin karneyle alındığı, ekmeğin kuyruklar beklenerek alındığı günleri hatırlıyorsunuz değil mi? 90'lı yıllardaki Sayın Kılıçdaroğlu'nun SSK'nın başında olduğu yılları, hastanelerimizin hallerini hatırlıyorsunuz değil mi? Kuyrukta bekliyorduk. Şimdi istediğin hastaneye gidiyor istediğin eczanelerden ilacını alıyorsun değil mi? Peki insana değer veren kim, onlar mı biz mi?"

KİM DERDİ MHP İLE HDP AYNI SİYASETTE BULUŞACAK

Muhalefetin ve Pensilvanya'nın eski Türkiye'yi istediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Biri 'İmam hatipleri kapatacağım' diyor. Biri terör örgütünü arkasına almış' 'Diyanet İşleri Başkanlığı'nı kaldıracağım' diyor. Rahat durmuyor arkadan da 'Taksim bizim Kabemiz' diyor. Ötekiler de geçmişte 'Kabe Arabın olsun bize Çankaya bize yeter' diyordu. Bizim Kabemiz Mekke'dir. Farkımız bu. Çıkmış 'Milliyetçiyim' diye geçinen ne diyor? 'Seçimde eş başkanların partisi barajı geçemezse kaos olur, erken seçime gidilir.' Ötekiler de aynısını söylüyor. Bu ülkenin ana muhalefeti, yavru muhalefeti eş başkanların arkasına takılmış gidiyor. Kim derdi ki MHP ile HDP aynı siyasette buluşacak. Kim derdi ki HDP ile CHP aynı senaryoda buluşacak. Kim derdi ki Kandili ile Pensilvanya aynı çizgide buluşacak. İşte bu seçimde hepsi de oldu. Milletin hayrına olan hiçbir mesele de bir araya gelemeyenler bize ve hükümete karşı bir araya geldiler.

Biz diyoruz ki 'Türkiye 2023 hedeflerine ulaşsın', onlar 'Türkiye 1970'lerin, 90'ların günlerine dönsün.' Biz diyoruz ki 'Türkiye büyüsün, gelişsin daha çok hizmet yapılsın', onlar yapılan işleri engellemenin gayreti içinde." DİYANET, İTİBAR MAKAMIDIR Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez'in makam aracıyla ilgili gelişmeleri de hatırlatan Erdoğan, Görmez'e seslenerek şöyle konuştu: "Bu iftirayı sana atanların çocukları yarış arabalarına biniyor, kendilerin altında Mercedes'ler var, Audi'nin en kralı var. Ve Diyanet İşleri Başkanıma 'Kendi kullandığım zırhlı Mercedes'lerden birini sana tahsis ediyorum' dedim. Benim Diyanet İşleri Başkanım Vatikan'ın papasından geri mi? İtalya uçak tahsis ediyor uluslararası seyahatlerde. Başbakanımızla da konuşacağım, bizim havuzumuzdaki uçaklardan bir tanesini uluslararası seyahatte Diyanet İşleri Başkanımıza tahsis edeceğiz. Bu makam, bir itibar makamıdır ve bu makamla kimse bu şekilde oynayamaz."

KİMSE ZORLA İMAM HATİBE GÖNDERİLMİYOR

CHP'nin imam hatipleri kapatmak istediğini ve bunun da seçim beyannamesinde olduğunu öne süren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Ne diyor, CHP'nin başındaki zat, 'İmam hatipleri kapatacağız' diyor. Kayseri de 'Ben böyle bir şey demedim' diyor. Ne söyledin? Seçim beyannamen de var, 1+8+4. Ne demek bu, 'Orta kısmın kapatılması' demek. Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Daha önce '1+8' diyerek orta kısmı kapattılar. 600 bin öğrenci vardı 60 bine düştü. Şimdi orta kısımların hepsi açıldı ve kat sayı kalktı, öğrenci sayısı 60 binden 1 milyona çıktı. Kimse zorla imam hatibe göndermiyor ki. Aileler isteyerek, severek gönderiyor, sana ne. Ben imam hatip mezunuyum, 4 çocuğum da imam hatip mezunu. Çocuklarımızı bu ülkede üniversiteye göndertmediler. Hani televizyonlarda izliyorsanız ya o kızlarımızın başlarındaki başörtüleri nasıl çekip alıyorlar. Üniversiteyi bitiriyor ama 'Senin başörtün var, sana diploma vermeyeceğiz' diyorlar. Bu ülkede bunlar yapıldı mı, yapıldı. 'Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya' dediler. Ve o zamanlar o üniversitede rektör yardımcısı olan şimdi inkar ediyor. Eğitimde, öğretimde özgürlük şimdi var."