Ersin ERCAN- Gürkay GÜNDOĞAN- Bülent DİKTEPE/ KARABÜK, () - CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip Erdoğan, isim vermeden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun noter onaylı emekliye çift maaş ikramiye vaadini eleştirerek, "Ben 'proje geliştirin' diyorum bunlar hemen palavraya sarılıyor. Ben 'millete gidin' diyorum bunlar notere gidiyor. Noter burada, millet. Millete gideceksin. Siyasette sözünüzün değerliliği itibarınız kadardır. Eğer sizin sözünüz millet nezdinde muteber değilse noterden senet, bankadan çek getirseniz olmaz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, helikopterle Karabük'e geldi. Erdoğan, Emine Erdoğan ile birlikte Cumhurbaşkanlığı'na ait otobüsle Karabük Belediyesi'ne geçerken halkı selamladı. Kalabalığın arasında bulunan 9 yaşındaki Ecrin Burhan, Erdoğan'ın 9 yıl önce Eskişehir ziyareti sırasında kendisini kucağına alıp severken çekilen fotoğrafıyla hazırladığı pankartı sallayarak Cumhurbaşkanına sevgi gösterisinde bulundu. Pankartı gören Erdoğan, küçük kızı babasıyla otobüse alarak sohbet etti. Erdoğan, Karabük Belediye Başkanı MHP'li Rafet Vergili'yi makamında ziyaret ettikten sonra, Kent Meydanı'ndaki toplu açılış törenine geçti. 27 tesisin açılışına Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Gençlik ve Spor Bakanı Çağataş Kılıç, Vali Orhan Alimoğlu da katıldı. Törende konuşan Erdoğan, 2023 hedefleri doğrultusunda azimle, kararlılıkla yürürken ülkesine, milletine güvenmeyenler olduğunu, yollarına taş koymak isteyen, treni raydan çıkarmaya çalışanlar olduğunu söyledi. Benzer kaynaklardan beslenen iki ayrı yapının Türkiye'nin son 12 yıldaki kazanımlarına saldırdığına işaret eden Erdoğan, şöyle dedi: 'SİYASET BAŞKA ŞEY İHANET BAŞKA' "Kimi silahla, kimi molotofla, çatışmayla huzuru tehdit ederek bunu yapıyor. Kimi de daha sinsi yöntemlerle devletin içine sızarak, insanların haklarını gasp ederek, en ulvi duygularını istismar ederek aynı gayeye hizmet ediyor. Amaç aynı. Türkiye’yi yeniden istikrarsızlığın, güvensizliğin, çatışma ortamanın içine sokarak hedeflerinden uzaklaştırmanın gayreti içindeler. Muhalefet de bunlara çanak tutuyor. Dünyanın neresinde ülkemizin aleyhine söz söylenmişse, bir iş yapılmışsa bu iki yapı ve muhalefet hemen peşine takılıyor, aynı şeyleri tekrar etmeye başlıyor. Bu kadarla da kalmıyorlar. Dünyanın dört bir yanında Türkiye karşıtı bildiriler yayınlatıyor, mektup yazıp ülkelerini oralara şikayet ediyorlar. Yabancı gazetelere sayfa sayfa ilanlar veriyorlar, ülkemiz aleyhinde. Neymiş, 'Türkiye'de özgürlük yokmuş.' Elinize dilinize dursun. El insaf. Sırf Cumhurbaşkanı düşmanlığı adına, sırf hükümet düşmanlığı adına kendi ülkesine ve milletine düşmanlık edenlerin safına katılmak, bu koronun içinde yer almak ne demek. Böyle bir şey olabilir mi. Altını delmeye çalıştıkları bu geminin içinde hepimiz birlikte yaşamıyor muyuz? Bu ülkenin gördüğü her zarardan bunlar da payına düşeni almayacak mı? Siyaset başka bir şey ihanet başka bir şey. Hizmet başka şey, hainlik başka şey. Demokrasi başka, ülkeyi ve milleti bölmeye çalışmak başka şey." 'İMAMLARIYLA BERABER KAÇIYORLAR' Erdoğan, 'Kardeşlik burada paralel nerede?' sloganı atılması üzerine, "Şimdi onlar kaçıyorlar. Dosyalar açıklandıkça onlar imamlarıyla beraber kaçıyorlar. Madem suçunuz yok niye kaçıyorsunuz? Çünkü Pensilvanya'daki 1999'da öyle kaçtı. Davet ettim gelmedi. Siyasete sonuna kadar saygımız var, ama ihanete asla tahammülümüz yok. Biz bunların gerçketen hizmet ettiğini sanıyor elimizden gelen desteği veriyorduk. Hizmet edene saygılıyız ama haine asla" dedi. 'BEN MİLLETİMİN TARAFIYIM' Demokrasi talebinin sonuna kadar arkasında olduklarnı, ancak bölücüğe asla rıza göstermeyeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Aradaki çizgiyi karıştırırsanız kendinizi mahşeri vicdanda hesaba çekilirken bulursunuz. Benim konumum Türkiye'deki 78 milyon insanın tamamının hakkını, hukukunu savunmayı gerektiriyor. Bunun için ne yapmam gerekiyorsa onu yaparım. Kimseden de çekinmem. Ben bu güne kadar daima milletimin yanında oldum. Şimdi çıkmışlar diyorlar ki 'Cumhurbaşkanlığı yeminine aykırı hareket ediyor, tarafsız davranmıyor.' Kardeşlerim ben bir partinin tarafı olduğumu ifade etmiyorum. Milletimin tarafı olduğumu ifade ediyorum. Ama bunlar bunu anlamayacak kadar siyaseti de bilmiyorlar" diye konuştu. SİLAHLA HALKI TEHDİT EDEREK PARLAMENTOYA GİRMEK DEMOKRASİ DEĞİL Çözüm sürecini başlatan ve bu aşamaya getiren kişi olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: "Demokratik açılım diye başladık. Milli birlik ve kardeşlik projesi olarak devam etti. Çözüm süreci olarak devam ediyor. Çözüm sürecinin yanındayım, arkasındayım, hepsinden öte içindeyim. Bunun dışıda olmam mümkün değil. Elinde silahı olanlar eğer çözüm süreci konusuda samimiyseler 'IRA' gibi silahlarını betono gömsünler. Ellerinde silah çözüm süreci olmaz. Bunu kimseye anlatamazsınız. 7 Haziran seçimlerine giderken silahlarla mezraları, köyleri, beldeleri, halkımızı tehdit ederek parlamentoya girmek demokrasi değildir. Sorun varsa, sözlerini tutmayanlar, milletini aldatmaya çalışanlar varsa bunu söyleyeceğim. Bunu miletimin huzuru için söylüyorum. Çatışmadan, kandan, ölümden, acıdan, düşmanlıktan medet umanların karşısında tüm gövdemle durmazsam milletimle aramdaki ahdin gereğini yerine getirmemiş olurum. Küçük hesaplarla hareket edenleri, taşeronluğa soyunanları ortaya çıkarmazsak vazifemizi yapmış olamayız. Önce samimi, dürüst olacaksınız. Hesabi olmayacaksınız, hasbi olacaksınız. Ama bunlar fırsat buldukça Cumhurbaşkanı'na laf söylüyorlar. Ben miletimle beraberim. Bunların kiminle beraber olduğunu iyi biliyorum." PARALEL YAPI ELEŞTİRİSİ Paralel devlet yapılanmasıyla da en büyük mücadeleyi kendisinin yaptığına işaret eden Erdoğan, "Burada da sıkıntı görürsem gerekli müdahaleyi nereye kadar yapabiliyorsam yaparım. Buradan himmet diye topladıkları paraları diğer ülkelerde lobilere taşıyanları, Türkiye karşıtı bildiriler yayınlatanları, aleyhte faaliyetler yürütmek için kullananların oyunlarını milletime ifşa edeceğim. Milletin iradesine karşı türlü yollarla darbe planları yapanlarla sonuna kadar mücadele edeceğim. Bu can bu tende kaldıkça mücadele edeceğim. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştıracak tüm büyük projelerin hepsinde de 12 yıldır emeği olan Başbakan olarak bundan sonra da hükümetimizin bütün attığım bu adımlarında yanlarında olacağım, olmaya devam edeceğim. Bu asla bir partiden yana olmak değildir. Hükümet devleti yönetir, devleti temsil eder. Ben de mademik ki Cumuhurbaşkanıyım, onların yanında olmaktan daha keyif verici önemli görevim olamaz. Buralarda bir eksiklik, aksaklık, sapma gördüğüm zaman da gerekli uyarıyı arkadaşlarıma yaparım. Bu da hakkım ve vazifemdir" dedi. NOTER ONAYLI ÇİFT MAAŞ VAAT ELEŞTİRİSİ 10 Ağustos 2014 tarihinin eski Türkiye'nin geride kalışının miladı olduğuna vurgu yapan Erdoğan, "Artık yeni Türkiye yolunda ilerliyoruz. Yeni Türkiye için yeni anayasa ve onunla birlikte Başkanlık sistemi ertelenemez bir ihtiyaç haline geldi. Bu ülke herkesin verdiğinden 5 fazlasını vaad edip kendisini 5 sente muhtaç edenleri unutmadı. 2002 yılında bu ülkede emeklilerimiz 65, 150, 250 lira alıyordu. Bağkur'lu, SSK'lının emekli maaşıyla geçinebilmesi neredeyse hayaldi. Biz emekli maaşlarını bu seviyeden aldık 1100 lira seviyesine getirdik. Yeterli mi değil. Türkiye güçlendikçe, büyüdükçe, zenginleştikçe bundan emeklilerimiz de payına düşeni alacaklardır. Bunun için daha çok çalışmaya, yatırıma, çalışmaya, ihracata ihtiyacımız var. Ama birileri meseleyi yanlış anlamış. Ben 'proje geliştirin' diyorum bunlar hemen palavraya sarılıyor. Ben 'millete gidin' diyorum bunlar notere gidiyor. Noter burada, millet. Millete gideceksin. Siyasette sözünüzün değerliliği, itibarınız kadardır. Eğer sizin sözünüz millet nezdinde muteber değilse noterden senet, bankadan çek getirseniz olmaz" diye konuştu. BAŞKANLIK SİSTEMİ Erdoğan, şöyle devam etti: "Ben 'Başkanlık Sistemi' dediğimde de hemen meseleyi diktatörlüğe, tek adamlığa getiriyorlar. Çünkü bunların kültüründe sadece o var, milli şeflik var. Seçimle, demokrasiyle, milletin gönlüne girerek, millete hesap vererek bu ülkenin yönetilebileceğini akıllarına sığdıramıyorlar. 12 yılda 7 seçim 2 referandumda kafalarını hep duvara vurdular. Hala bunları öğrenemediler. Ama öğrenecekler. Artık kaç seçim kaç referandum sonra öğrencekler ama öğrencekler. Ya demokrasi içinde mücadele etmesini, yapabiliyorlarsa kazanmasını öğrencekler ya da kendilerinden öncekiler gibi tarihin tozlu sayfalarındaki yerlerini alacaklar. Türkiye darbe dönemlerini, vesayet dönemlerini geride bıraktı. Yeni Anayasa Başkanlık sistemiyle koalisyonlar, belirsizlik dönemlerini artık geride bıraktık. Bu şekilde artık ülke olarak zamanımızı, enerjimizi heba eden çekişmelerden kurtulacağımıza iniyorum. Güçlü bir Başkan ve Meclisle hedeflerimize daha hızlı yol alacağımıza inanıyorum."