HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Bursa mitinginde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı eleştiren, “O saraydaki var ya, bugün bakmayın öyle afrasına tafrasına, bağırıp çağırmasına bakmayın. 7 Haziran günü sarayında korku içinde zangır zangır dizleri titreyerek sandık sonuçlarını bekleyecek. Sarayın lüksü, şatafatı onun içini rahatlatmaya yetmeyecek” dedi. HDP’nin Bursa Mitingi Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi bahçesindeki alanda yapıldı. Miting öncesi Suavi izleyenlere konser verdi. Yaklaşık 15 bin kişinin izlediği mitingde, HDP bayraklarının yanı sıra Türk Bayrağı taşıyanlar da görüldü. Sık sık “Bizler HDP, bizler meclise” sloganları atılan mitinge katılanlar, “Hangimiz sevmedik Selocan’ı çılgınlar gibi”, “Gizli gizli Ahmet Kaya dinleyenler, şimdi gizli gizli HDP’ye oy veriyorlar”, “Selocanla bağlan meclise”, “Onlar paramızı sen gönlümüzü çaldın” ve “Mercedes’e binlenlerin değil direnen işçilerin yanındayız” pankartları taşıdılar. "HALKTAN BİR KIRMIZI KART GÖRMESİ LAZIM" 7 Haziran seçimlerinin kritik olduğunu ve doğmamış torunlarımızın geleceğinin düşünülerek oy verilmesini isteyen Demirtaş, "13 yıldır devleti yöneten AKP iktidarının yaptığı hatalar, yaptığı yanlışlar nedeniyle bir ceza görmesi lazım. Halktan bir kırmızı kart görmesi lazım. Bugüne kadar muhalefetin HDP’nin yaptığı hiçbir uyarıyı dikkate almamalarının bir cezası olmalı. Çünkü biz ne diyorduk; kibirli olmak burnu büyük olmak iyi değil diyorduk. Ne kadar yükselirsen devlet katında o kadar alçak gönüllü olman lazım. Ne kadar büyürsen devletin içinde o kadar alçak gönüllü olman lazım. Ama bunlar tersini yaptılar. Halkın verdiği oyla yükseldikçe kibirlendi, yükseldikçe kendini padişah kendini sultan zannetmeye başladılar” dedi. “DUBLE YOL YAPTINIZ DUBLE YOLSUZLUĞU DA YANINDA YAPTINIZ” İktidarın hizmet gerçekleştirdiğini söylediğini kaydeden Demirtaş, “Yaptığınız her hizmet için Allah sizden razı olsun. Hizmete itirazımız yok. Ama hizmet adı altında yaptığınız işlerle hırsızlıkların önünü açtınız. Duble yol yaptınız duble yolsuzluğu da yanında birlikte yaptınız. Sizler havaalanı yaptınız ama her ihalede hırsızlığın önünü açtınız” diye konuştu. İktidarı yanlış yaptığı için yıllardır uyardıklarını ifade eden Demirtaş şöyle devam etti: “Kul hakkı yemeyin. Kul hakkı yemenin asla affı yoktur. Bu dünyada da öbür dünyada da hesabı sizden sorulur diyoruz. Bunlar zannettiler ki hem vatandaşı hem milleti kandırırım. Hem de haşa Allahı kandırırım diye düşündüler. Ama bak gün döndü devran döndü. Sandık tekrar halkın huzuruna geliyor. Şimdi baktılar ki halk bunların ne mal olduğunu anladı artık. İnşallah, bismillah diyerek bir yandan da hırsızlık yapmanın ne kadar büyük günah suç olduğunu halk bu seçimde anladı. O nedenle paniklemeye başladılar." Vatandaşların iktidarın adaletine inanmadığını, güvenmediğini ifade eden Demirtaş, “Nasıl güvene bilirsini ki bugün her hangi biriniz, her hangi bir kardeşiniz adliyeye düşerseniz, davalı davacı ya da şahit olarak yav… Mahkemeye yolunuz düşerse içiniz rahat ediyor mu orada adalet dağıtılacağından emin olarak girebiliyor musunuz mahkemelere. İsmi adalet sarayı ama AKP’nin hukuk komisyonları gibi çalışıyor. Kendinden yana olmayan hakim savcıyı tasfiye ettiler. Mahkemeleri dağıttılar. Hakim savcı alırken artık AKP’li mi değil mi artık onu soruyorlar. Olmayanı sürüyorlar, olmayanı atamıyorlar. Medyayı teslim aldılar. Üniversiteleri rektörlükleri AKP rozeti takmayan akademisyenleri artık akademisyen bile saymıyorlar. İşverenler büyük şirketler holdingler kendilerine biat etmeyenlere asla yaşam hakkı, nefes alma hakkı tanımıyorlar. Bunların tamamı adaletsizliktir” dedi. Demirtaş, iftira kampanyalarıyla HDP’nin baraj altında bırakılmaya çalışıldığını savunarak, şöyle devam etti: “Sadece hakaret, sadece küfür sadece tehdit. Koskoca cumhurbaşkanı yanına Bilo’yu da almış ülkeyi şehir şehir dolaşıyor, HDP’yi baraj altında bırakacak kirli çirkin kampanya yürütüyor. Bunlarda adalet olsaydı kul hakkı yemenin ne kadar günah ne kadar haram olduğunu bilse ve inansalardı sizin bizim paramızla seçim faaliyeti yürütmezlerdi. Bakın yine cumhurbaşkanı iki aydır söylüyorum hem suç hem günahtır yaptığın kul hakkı yiyorsun kul hakkı. Biz kendi payımızı helal etmiyoruz." “AHMET DAVUTOĞLU’NU SANA EZDİRMEYECEĞİZ” “Ben Ahmet Davutoğlu’na şunu sormak istiyorum. Sen Cumhurbaşkanından gerçekten korkuyor musun” diye soran Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kadar mı korkulur. Bizim hakkımızı yiyor Cumhurbaşkanı niye iki kelime laf edemiyorsun. Niye çıkıp iki kelime ‘ey cumhurbaşkanı bak milletin hakkını gasp ediyorsun bir cumhurbaşkanı olarak sana verilen bütçeyi bu şekilde kullanamazsın’ diyemiyor. Niye diyemiyor? Çünkü kendisi atanmış, atanmış, seçilmiş başbakan değil ki atanmış, geçici stajyer memur. 7 Haziran’da görev süresi dolacak. O nedenle kendini atayan cumhurbaşkanına laf ses çıkarabilir mi? Bu kadar iradesiz bu kadar zayıf. 7 Haziran’dan sonra ne olacağı belli olmayan ülkeyi yönetip yönetemeyeceği bile belli olmayan, bakanlar kurulunu bile kendisi toplamayan Ahmet Davutoğlu ülkeyi nasıl yönetecek yahu. Kendisinin çektiği ağır zulme bizim yüreğimiz dayanmıyor yüreğimiz. Kendisine yapılan bu ağır muameleyi bu hakareti biz kabul etmiyoruz. Edemiyoruz. Ey cumhurbaşkanı biz Ahmet Davutoğlu’nu sana ezdirmeyiz. Onu kurtaracağız, kurtaracağız merak etme. Nasıl kurtaracağız. HDP’ye oy vereceğiz. HDP barajı aşacak Ahmet Davutoğlu istifa edip kurtulacak. Onun zulmünden seni kurtaracağız hoca merak etme." İDİL’DEKİ OLAY VE BAŞSAĞLIĞI Demirtaş, miting alanına gelirken üzücü bir haber aldığını belirterek, ”Şırnak İdil’de bir köyde seçim çalışması nedeniyle köylüler arasında bir kavga yaşanmış ve inşallah yanlış bilgidir iki yurttaşımız yaşamını yitirmiş. Kimdirler siyasi kimlikleri nedir henüz bilmiyorum. Ama kim olursa olsun. Büyük bir acıdır. Orada yaşamını yitiren kardeşlerimize buradan Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına baş sağlığı ve sabır dileklerimi iletiyorum. Bütün halkımızı bu konuda duyarlı olmaya dikkatli olmaya davet ediyorum. Bakın koltuklar seçim mevki makam insan canından kıymetli değil. Sakın ola ki hiçbir yerde birbirinizi üzmeyin kırmayın. Hangi partiden olursa olsun. Hüda Par olur başka parti olur. Son derece dikkatli son derece hassas davranmanız lazım” dedi. 7 HAZİRAN’DA GİTSİN EVİNDE OTURSUN FUKARA” 7 Haziran günü gücün seçmenlerde olacağını kaydeden Demirtaş, şöyle devam etti: “Her gün sabahtan akşama kadar televizyonlardan kızgın bir şekilde size parmak sallayan saraylı var ya ismini söylemeyeyim. Ben tarafsızım ismi bende saklı ismini söylemeyeyim. O saraydaki var ya bugün bakmayın öyle afrasına tafrasına bağırıp çağırmasına bakmayın. 7 Haziran günü sarayında korku içinde zangır zangır dizleri titreyerek sandık sonuçlarını bekleyecek. Sarayın lüksü şatafatı onun içini rahatlatmaya yetmeyecek. Göreceksiniz halkın gücünün, hakkın gücünün, haklının gücünün ne olduğunu 7 Haziran’a onlara göstereceğiz. Zaten Ahmet Hoca yorulmuş, Ahmet Hoca canından bezmiş usanmış, onu emekli edelim. 7 Haziran’da gitsin evinde otursun fukara. Ben onu düşündüğüm için söylüyorum. Garibim çalışıyor çabalıyor ama nafile nafile. Çünkü kazansa bir dert, kaybetse bir dert. Kazansa cumhurbaşkanı başkan olacak onu yine başbakanlıktan atacak, kaybederse zaten istifa edecek söz verdi. Her halükarda 7 Haziran akşamından sonra Ahmet Davutoğlu diye bir siyasetçi, bir başbakan olmayacak bu ülkede onun artık meydanlarda kendine oy istemesi kadar abes yanlış bir şey olamaz. Sana niye oy versin bu halk ey Davutoğlu. Niye Haziran’daki akıbetin belli değil yav. 8 Haziranda ne olacağın belli değil. Ülkeyi nasıl yöneteceksin. Neye dayanarak oy istiyorsun. Neye dayanarak ülkede istikrarı sağlayacağım diyorsun."