"KONUŞSA NE YAZAR KONUŞMASA NE YAZAR?"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Kılıçdaroğlu'nun 'Savaş dışında Cumhurbaşkanıyla görüşmeyeceğim' açıklamasını eleştirerek; "Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar?"

Başbakan Davutoğlu, bazı odakların AK Parti'nin türbülansa girmesini beklediğin iddia ederek; "Son 5 gün içinde yaptıklarımız onlara gösterdi ki, biz yaptığımız her çalışmayı planlı yaparız. Ve planımız da 8 aylık değildir, 2023'e kadar nakış nakış işlenmiş bir plan üzerinde yürüyoruz. Bunu da kimse geçici bir hesabın içine koymasın. iç heves etmesinler. Bu AK Parti kadroları öyle bir kadro ki kendi içinde nefs hesabı yapmazlar.

AK Parti kadroları erdemli, kapsayıcı ve sürekli olduğu için bu süreçte sapasağlam kalmayı başardı. AK Parti geçmişten aldığı derinlikli misyonla ve çizdiği vizyonla geleceğe kadar gider. Ne zaman aramıza nefs ve ego girerse işte o zaman konjonktürel bir parti haline dönüşürüz. Bendenizin en önemli sorumluluğu ve görevi, bu ortak akıl, vicdan atmosferini korumaktır. Bu konuda da dışarıda aç kurtlar gibi bekleyenlerde çok beklerler diyorum" diye kaydetti.

"GÖRDÜĞÜM AN 'VAY NASİPSİZ' DEDİM"

Cumhurbaşkanlığı yemin törenin yaşanan iç tüzük kitabı fırlatma olayını eleştirerek; "Eğer bir insanın derununda böyle bir tavır göstermek meyili yoksa o anda ortaya çıkmaz. 2 ihtimal var; ya Kılıçdaroğlu talimat verdi, bu çok vahimbir şeydir. Ya da kendi başına yaptı, bu da içselleştirilmemiş ahlak konusunu açık bir şekilde gündeme çıkarıyor. Ben onu gördüğüm anda, bir kitap aşığı olarak 'Vay nasipsiz' dedim. Kitap sevgisinden nasipsiz adam dedim. Biz de kitap ve kalem kutsaldır. Biz kitaba saygı gösterirken, Rabbimize de saygı gösteririz. Binlerce kitabım var benim. Odaya her girdiğimde onları okşarım. Kitap bir nimettir, onu okuyabilene, kitapların kitabına iman edene. Bu arkadaşınız, ister talimatla ister fevri olarak yapmış olsun, onu fırlatırken aslında bizim mayamızı da fırlattı. Buradan bütün yazarlara, kitap severlere çağrıda bulunuyorum. Bu olaya tepki göstersinler. CHP içinde ikna odaları kurmuş arkadaşlar var. İkna odaları yerine okuma odaları kurmuş olsalardı, bu arkadaşlar nasibini alırdı. Eğer bu arkadaşa bir disiplin cezası verirlerse, benim tavsiyem 24 saat bir sahafta kalma mecbruiyeti getirsinler. Çünkü o sahaftaki kitap kokusu, şifadır. Bu psikriyatrik vakayı ancak o şifa iyileştirir. Ben hayatım boyunca içinde kitap olmayan hiçbir odada uyumadım. Kitabın fırlatıldığı makam neresi; TBMM Başkanlığı. Bu makama kitap fırlatmak, aynı zamanda siyasi bilinç eksikliğidir" ifadelerini kullandı.

"ANAMUHALEFET PARTİSİNE, EDEBİ, AHLAKI, HAYAYI, KİTAP SEVGİSİNİ, DEVLET AHLAKINI ÖĞRETECEĞİZ"

Başbakan Davutoğlu, MHP lideri Devlet Bahçeli ve HDP Eş Genel başkanı Selahattin Demirtaş'a yemin törenine katıldıkları için teşekkür etti. Davutoğlu, CHP'yi eleştirerek şunları söyledi; "Devlet terbiyesi budur. Orada gösterilen saygı aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı makamınadır. Önümüzde çok ciddi bir anamuhalefet sorunu var. Sabırla bu anamuhalefet partisine, edebi, ahlakı, hayayı, kitap sevgisini, devlet ahlakını öğreteceğiz. Sehven dahi olsa, TBMM'de bizden böyle şeyler çıkmamalı. Ama şunu bilsinler ki eğer Meclis'i bu yolla tıkayıp bloke etme niyetleri varsa, ona da hiçbir zaman izin vermeyiz. "

"ÖYLE YADA BÖYLE KONUŞACAK"

Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerini yönelten Davutoğlu; "Dün bir açıklaması oldu, savaş hariç Cumhurbaşkanımızla görüşmeyeceğini söyledi. Bu nasıl bir demokrasi anlayışıdır, siyasi ahlaktır? Halk seçimini yapmış, bütün dünya Cumhurbaşkanımızı onore etmiş, önünde saygıyla eğilmiş. Kılıçdaroğlu bu tablo içinde ne yazar? Konuşsa ne yazar konuşmasa ne yazar? Ama göreceksiniz, tıpış tıpış demek istemiyorum, öyle yada böyle konuşacak. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanıyla kimse küs olma hakkında ve haddine sahip olamaz. Saygısızlık eğer Cumhurbaşkanlığı makamına olmamış olsaydı, saygısızlık TBMM makamına, kitaba olmasaydı bugün sadece AK Parti grubuna hitap edecektim. Ama saygısızlık o kadar yüce makamlara ki, bunun karşısında susmak, adaletsizlik, acizliktir" diye konuştu.