Cemevini ziyaretinden sonra Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki terör saldırıları sırasında hayatlarını kaybeden Özel Harekat Polisleri Orhan Dilekçi ile Kenan Ardıç ve Jandarma Özel Hareket Başçavuş Tamer Meriç'in ailelerine baş sağlığı dileğinde bulunan Başbakan Davutoğlu, hava limanında saat 22.00'de günün değerlendirmesini yaptı.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'la birlikte basının karşısına çıkan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Suriye'nin Azez ilçesi çevresindeki bölgelere angajman kuralları çerçevesinde karşılık verdiğini söyledi. Başbakan Davutoğlu, Suriye'de PYD noktalarının vurulduğu yolundaki soruyu şöyle yanıtladı: "Biraz önce Genelkurmay Başkanımızla görüştüm.

Zaten haftalık görüşmemizde de Suriye'deki gelişmeleri yakından birlikte ele almıştık. Hatırlayacaksınız pazartesi günü bakanlar kurulunda ele almıştık. Suriye bağlamındaki gelişmeler hem büyük bir insanlık trajedisini yol açıyor, hem de doğrudan tehdit haline dönüşmüş durumda. Özellikle Rusya'nın yabancı bir güç olarak neredeyse fiili bir işgal gücü olarak Suriye'nin bütün şehirlerini ve DEAŞ dışında kalan bütün muhalif grupları bombalamasından Bayırbucak'ta Türkmenlere Halep'te Kürtlere, Araplara, Türkmenlere yaptığı hava operasyonları çerçevesinde maalesef geçtiğimiz hafta Türkiye ile Halep arasındaki insani yardım koridoru kapatıldı. Halep şu anda aynen dün kurtardığımız Kahramanmaraş gibi, bugün kurtardığımız Erzincan gibi fiili bir kuşatma ve işgal tehditi altındadır.


Oraya ulaşma koridoru kapıları kapandıkça da binlerce onbinlerce Suriyeli kardeşimiz Türkiye'ye doğru canlarını kurtarmak için mülteci hareketliliği içinde. Zaten PYD'yi piyon olarak kullanan güçlerin hedefleri de çok yoğun bir mülteci akınına sebebiyet vermek. Kuzey Suriye'de etnik demokratik yapıyı değiştirecek şekilde yüzbinlerce insanın oradan sürülmesini sağlamak, Halep'in etnik kompoziyonunu değiştirmek. Ve Halep'te sadece rejim güçlerinin ve bu güçlerin piyon olan örgütlerin olduğu bir yapı oluşturmak. Bu sebeple sınırımızdaki bütün gelişmeleri yakından takip ediyoruz.

Ayrıca bu saldırılar esnasında da sınırlarımıza yönelik tacizler oldu. Yani angajman kurallarını işletmemiz gereken bir durum ortaya çıktı ve aldığımız kararlar nedeniyle gerek Türkiye'ye dönük mülteci akınına izin vermemek ve mültecilerin güvenli bir şekilde bulundukları yerde kalmalarını temin etmek, gerekse açık bir şekilde PKK uzantısı olan bu güçlerin Suriye'de kendi alanlarını oluşturma çabalarının oluşturduğu tehdit karşısında evet bugün angajman kuralları çerçevesinde Azez ve civarındaki tehdit oluşturan güçlere karşı mukabelede bulunulmuştur. Bütün taraflara çok net bir şekilde Türkiye sınırına düşen tek bir havan mermisinin dahi misliyle mukabele göreceğini söyledik."

BİDEN İLE GÖRÜŞMESİNİ ANLATTI

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in görüşme talebinde bulunduğuna dikkati çeken Başbakan Davutoğlu, bunun üzerine bir görüşme yaptıklarını bildirdi. Biden'e Türkiye'nin tutumunu anlattığını söyleyen Başbakan Davutoğlu, "Her türlü tedbiri alacağımızı söyledim. Türkiye için bir YPG ve PYD'nin PKK'nın uzantısı olmakla bize dönük açık ve net bir tehdittir. Buna karşı her türlü tedbiri alırız. Halep'ten yönelen mülteci hareketlerini zorlayacak şekilde rejimin bazı yabancı milislerin ve YPG unsurlarının yapacağı her hamle karşısında gerekli tedbirleri alırız ve Türkiye'nin sınır boylarında DEAŞ'ın da rejiminde YPG unsurlarının da olmadığı Türkiye'nin güvenliğinin sağlandığı bir ortamın temin edilmesi için de her türlü tedbiri alırız. Bunları kendilerine ifade ettim. Türkiye'nin tutumu ilkesel bir tutumdur.

2 milyon 600 bin kardeşimizi ağırlıyoruz. Daha fazlası gelirse bağrımız açık, ama birilerinin sırf Türkiye'yi ve Avrupayı rahatsız etmek için böylesi bir mülteci göçüne sebebiyet vermek adına on binlerce insanı hava bombardımınana tabi tutması karşısında da artık uluslararası toplumun bir ses vermesi gerektiğini düşünüyoruz."