Nursima KESKİN / ANKARA, () - AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, müftülere nikah yetkisi veren kanun düzenlemesine karşı çıkan CHP'yi eleştirerek "Eğer müftünün nikah kıyması laikliğe aykırı ise müftünün memurluğu niye laikliğe aykırı değil? O da memur." dedi.
AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan, TBMM'de gazetecilere gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bülent Turan, Nüfus Hizmetleri Kanunu Tasarısı'na ilişkin bilgi vererek  müftülere nikah yetkisi veren maddeye  CHP'nin takıldığını bildirdi. Bülent Turan şunları söyledi:
"İmla hatasına sahip adlar ve soyadlar, sadece mahkeme kararı ile değişebiliyordu. Şimdi bununla ilgili idari işlem yapılabilecek. Kişi kurula başvuracak, kurul da 'eğer imla hatası var' diyorsa mahkeme kararı olmaksızın düzeltilebilecek. Müftü meselesi, devede kulak. Siz onlarca madde içinden bir maddeye takılır da sözüm ona Türkiye'nin en büyük sorunu buymuş gibi davranırsanız, millet, bu konuda sizin samimi olmadığınızı görür ve hisseder. CHP, bu tasarıda samimi değil; gerginlikten prim kazanmayı düşünen, sözüm ona siyaset yapmayı planlayan bir parti haline geldi. Yürüyüşler öyle, eylemler öyle; DHKP-C'li insanlarla ilişkilerini görüyorsunuz, öyle. Eğer müftünün nikah kıyması laikliğe aykırı ise müftünün memurluğu niye laikliğe aykırı değil? O da memur. Biz uygulamada Medeni Kanun'a göre yapılan nikah işleminin uygulayıcısının genişlemesini istiyoruz, mesele bu. Dini nikah mı geliyor, meri kanunlar mı değişiyor, boşanma ve evlenmeye ilişkin hükümler mi değişiyor? Böyle bir şey yok. Konu, evlenmek ve boşanmakla ilgili değil. Mesele, Medeni Kanun'a göre kıyılan nikahın, müftü tarafından da kıyılmasına hak vermek. Muhtarların, kaptanların, konsolosların ve nüfus memurlarının bu hakkı var, şimdi müftülerin de olacak."
"BEKLİNTİMİZ OHAL'İN UZATILMASI ŞEKLİNDE"
Bülent Turan, Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK) toplandığını anımsatarak  "Oradan beklentimiz, OHAL'in uzatılması yönünde karar alınması şeklinde. Eğer Hükümet de MGK'nın bu kararını uygun gördükten sonra Meclis'e sevkederse, ki öyle beklentimiz var, yarın gecikmeden bu konuyu görüşmek isteriz. Çünkü biz, OHAL'in terörle mücadelemizde çok önemli bir hukuki zemin hazırladığı kanaatindeyiz. Her ne kadar bazıları sabote etseler de OHAL, FETÖ başta olmak üzere tüm terör örgütleriyle mücadelemizde bize ciddi imkanlar veriyor.  OHAL'den vatandaşlar, iş adamları şikayetçi değil. Sadece terörle iltisakı olanlar şikayetçi." diye konuştu.
"ANAYASA'YA UYUMLU HALE GELMESİ GEREKEN KANUNLAR KONUSUNDA MUHALEFETTEN YARDIM İSTİYORUZ"
Cumhurbaşkanlığı sistemine 2019 yılında geçileceğini vurgulayan Bülent Turan şu ifadeleri kullandı: "Tüm yasalarla ilgili, yani Anayasa'ya uyumlu hale gelmesi gereken kanunlar konusunda muhalefetten yardım istiyoruz. Adalet Bakanlığı ve Genel Merkezimiz bununla ilgili çalışıyor. Hangi partinin bu konuyla ilgili önerisi varsa, seçim sistemi olsun diğer meselelerle ilgili olsun, gelsinler bizi uyarsınlar, öneride bulunsunlar. Polemiklerle zaman kaybetmek istemiyoruz. 2019'da başkanlık sistemine geçilecektir, bunun gereği yapılacaktır. Uyum yasaları geçecektir. Sayısal olarak bizim çoğunluğumuz var, biz uyum yasalarını çıkarabiliriz ama gönlümüz istiyor ki gelsinler bu işi beraber yapalım. Biz çalışıyoruz, zamanı gelince sizlerle paylaşacağız."  
"PARTİLER AKLINI BAŞINA ALSIN, MAKUL DAVRANSINLAR"
Seçim barajına yönelik bir soruyu Turan şu şekilde yanıtladı: "Bunlar tartışılacak meseleler ama biz barajın bu ülkeye nasıl katkı sağladığını biliyoruz. Koalisyonlardaki sıkıntıları biliyoruz, küçük partilerin pazarlık paylarını biliyoruz. Şahsi kanaatim, barajla ilgili düzenleme olmaması yönünde ama bu hükümetin takdiridir. Yeni dönem milletimizin birliği adına çok daha kıymetli. Bu sistem ülkenin birliği için çok önemli bir sistem. Yüzde 50+1'i almak isteyen kim varsa, CHP ise CHP, HDP ise HDP, bizsek biz, kim varsa herkes her bölgeden oy almak zorunda. Bazı partiler sırf doğuda, bazıları ise sadece sahilde. Ama AK Parti bu ülkenin her yerinde var; her yerde ya birinci parti ya da az farkla ikinci parti. O yüzden yüzde 50+1 almak isteyen varsa yedi bölgenin tamamında oy almak zorunda. Partiler, aklını başına alsın, makul davransınlar, milletin verdiği bu göreve 'başüstüne' deyip, yeni döneme hazırlansınlar."