PARTİSİNİN İL DANIŞMA MECLİSİNDE KONUŞTU
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, partisinin Trabzon İl Başkanlığı Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Varank, önlerinde 2023 ve 2024 seçimleri olduğunu hatırlatarak, "AK Parti olarak her zaman yaptığımız gibi, sandıktan çıkan sonucu önümüze koyduk; milletimizin bize neler söylediğini enine boyuna inceledik. Milletvekillerimizle, il ve ilçe başkanlarımızla bir araya geldik, partimizin en üst kurullarında eksiklerimizi, zayıf noktalarımızı değerlendirdik. Şimdi önümüzde 2023 ve 2024 seçimleri var. Bu 1 yıl nasıl çabuk geçtiyse, inanın önümüzdeki 3 yıl 4 yıl da öyle hızlı geçecek. Hiç vakit kaybetmeden, 7. Olağan Kongre süreciyle birlikte bir yenilenmeye, tazelenmeye gidecek, bu süreci çok iyi değerlendireceğiz. Tazelenme diyorum çünkü bizim kongrelerimiz, kavganın gürültünün yaşandığı kongreler değil. Biz, bayrak yarışında emaneti en iyi şekilde, en ehil olana teslim etmenin derdinde bir teşkilatız. Bu başarılara, şu veya bu isimlerle değil; milletiyle beraber ulaşmış bir teşkilatız. Dolayısıyla, benlik davasına düşenlere, heveslerinin peşinden gidenlere hiç aldırış etmeyin. Kerameti kendinden menkul sananlar, her seferinde olduğu gibi milletten gereken dersi alırlar. Bizim onlara harcayacak enerjimiz yok. Biz önümüze bakacağız. Menzile ulaşmanın, millete hizmet etme davamızı sürdürmenin gayretinde olacağız. Ak Parti’nin yeni zaferlerini, ülkemizin yeni başarı hikâyelerini konuşacağız" dedi.
'BOŞ LAFLARLA MAALESEF GÜNDEMİ İŞGAL EDİYORLAR'
Bakan Varank, FETÖ'nün siyasi ayağı tartışmalarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: "Birileri de çıkıyor, bu yola kendilerince engeller döşüyor, suni gündemlerle bize vakit kaybettirmek istiyor. Bu ülkeye dair tek bir hayali, söyleyecek tek bir sözü olmayanlar büyük ama bir o kadar da boş laflarla maalesef gündemi işgal ediyorlar. İşte geçtiğimiz günlerde ana muhalefet partisinin genel başkanı çıktı, 'FETÖ’nün siyasi ayağını açıklıyorum' diye hezeyanlarını, saçmalıklarını sıraladı. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu hezeyanlara verdiği cevapları zaten izlemişsinizdir. Hatta üzerine de Kılıçdaroğlu’nun iftiralarına yönelik 500 bin liralık tazminat davası açtı. Hani 'yalanı söylemek parayla mı?' derler ya. İşte bahsettiğiniz kişi Kılıçdaroğlu olunca, parayla da olsa yalanı söylemekten geri durmuyor. 15 Temmuz gecesi FETÖ’cü alçakların doğrudan hedefi olan Cumhurbaşkanımıza dahi utanmadan sıkılmadan saldırabiliyor." 
'SEN OTURDUĞUN KOLTUĞU BİLE FETÖ’YE BORÇLUSUN'
"İçine FETÖ’nün ruhu kaçanlar FETÖ’nün siyasi ayağı kim diye yaygara koparabiliyor" diyen Bakan Varank şunları söyledi: "Madem öyle, biz de Kılıçdaroğlu’nun FETÖ’ye nasıl yoldaşlık yaptığını şöyle bir hatırlayalım. Bir defa, Sayın Baykal’a kurulan kaset kumpasıyla genel başkan olan birinden bahsediyoruz. Sen oturduğun koltuğu bile FETÖ’ye borçlusun, Sayın Kılıçdaroğlu. Bunun diyetini de o koltukta oturduğun her gün ödemeye devam ediyorsun. Bu diyeti, 7 Şubat MİT krizinde de gezi olaylarında da FETÖ’ye verdiğin destekle ödedin. Yetmedi, 17/25 Aralık yargı ve emniyet darbesinde, açıkça meşru siyasetin karşısında, bu örgütün yanında yer alarak ödedin. Biz senin, bu örgütün yasadışı ve montaj ses kayıtlarını otel odalarında teslim alıp kürsü kürsü dolaştırdığını unutmadık. Seçim kampanyanın bile Pensilvanya’dan yönetildiğini unutmadık. FETÖ’cü savcıların kurguladığı MİT tırları davasında, o belgeleri sızdıranları, gazetelerinde yayınlayanları alıp partinden milletvekili yaptığını unutmadık. Devlet bu örgütle mücadele için seferber olmuşken, FETÖ’ye kol kanat gerdiğini, dershaneler için çırpındığını unutmadık. CHP’li yöneticilerle birlikte FETÖ’nün yayın organlarında nöbetler tuttuğunu unutmadık. FETÖ’cülerin ağzıyla 'Tayyip Erdoğan ya bu ülkeden kaçacak ya da yargılanacak' diye tehditler savurduğunu unutmadık. Tüm bunların yanında 'Darbe olursa tankların önüne ilk ben geçerim' dediğini de unutmadık. Ama ne oldu? 15 Temmuz gecesi, Recep Tayyip Erdoğan milletiyle birlikte aslanlar gibi meydanlardayken, F16’lara, tanklara, tüfeklere meydan okurken Kılıçdaroğlu neredeydi? Darbeci hainler, Sayın Cumhurbaşkanımızın bulunduğu Marmaris’e suikast timi gönderip oradaki polisleri şehit ederken, Kılıçdaroğlu neredeydi? Ben size söyleyeyim: Televizyonun karşısında ayaklarını uzatmış kahvesini yudumluyordu. O gece, kazananın belli olmasını bekliyordu. 'Tankların önüne ilk ben geçerim' diyen beyefendi, o gece tankların arasından kontrollü bir şekilde sıvışıp kayboldu."
'FETÖ’YE HİMMET BORCU VAR'
Ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na tepki gösteren Bakan Varank, "Belki de bizim hatamız, ana muhalefete güvenmek, onlara büyük Türkiye mücadelesinde milletle birlikte yer almaları için bir fırsat tanımak oldu. İşte Yenikapı ruhunda bunu denedik. 15 Temmuz’dan sonra akıllanır, gözlerindeki perde kalkar, gerçekleri görürler dedik. Ama ana muhalefet lideri; şehitlerimizi, gazilerimizi hiçe sayıp yine FETÖ’cülerin ağzıyla kontrollü darbe iftirasını ortaya attı. Devlete sızan FETÖ teröristleriyle kol kola girip adalet yürüyüşleri yaptı. FETÖ’yle mücadeleyi her fırsatta sulandırdı, sabote etti. Dolayısıyla, lafı dolandırmaya, çekinmeye hiç gerek yok. Şunu çok açık ve net şekilde söylüyorum: Eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı Yurtta Sulh Konseyi’ne bağlılıklarını ilk bunlar bildirirdi. Eğer Recep Tayyip Erdoğan bu örgütle mücadele etmeseydi; Fetullah şarlatanını Türkiye’ye getiren uçağın kapısına kırmızı halı serer, elini eteğini ilk Kılıçdaroğlu öperdi. Çünkü FETÖ’ye himmet borcu var. İşte şu anda o borcun taksitlerini ödemeye devam ediyor. O yüzden vaktimizi bunlarla kaybetmeye, enerjimizi bunlara harcamaya hiç gerek yok. Türkiye’nin gündemini, varlığını FETÖ’ye borçlu bir genel başkanın işgal etmesine müsaade edemeyiz. Bizim gündemimiz farklı. Bizim gündemimiz; Türkiye’yi büyütmek, üretimimizi artırmak, istihdamımızı yükseltmek. Bu anlamda hamdolsun olumlu birçok gelişmeyi yaşadığımız bir dönemden geçiyoruz" ifadelerinde bulundu.
'FİNANSMAN MALİYETLERİ DÜŞÜYOR'
Üretim cephesinde güzel gelişmeler yaşandığını vurgulayan Bakan Varank, "Finansman maliyetleri düşüyor. Hizmetler sektöründe, perakende sektöründe ve inşaat sektöründe güven göstergeleri olumlu yönde seyrediyor. İç talep canlanmaya başladı. Üretim cephesinde güzel gelişmeler var. Daha iki gün önce sanayi üretim rakamları açıklandı. Aralık ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 8.6’lık bir artış gerçekleştirdi. Bu artışın kaynaklarına baktığımızda; tüm alt kalemlerde pozitif bir seyir görüyoruz. Tabi önemli olan, üretim cephesindeki bu güçlü performansı sürdürülebilir ve kalıcı hale getirmek. 2020 yılı, bu açıdan pek çok fırsatı beraberinde getiriyor. Biz Bakanlık olarak; yüksek katma değerli ve istihdam oluşturan bir üretim için tüm politikalarımızı en iyi şekilde uygulamaya özen gösteriyoruz" diyerek konuşmasını tamamladı.