TARIM ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Macaristan'ın başkenti Budapeşte'de düzenlenen Su Zirvesi'ne katıldı. Burada konuşan Bakar Akar, Barış Pınarı Harekatına ilişkin, "Ülkemizin güvenliği başta olmak üzere, bu harekât sayesinde teröristlerce demografisi değiştirilen topraklar güvenli hale getirilecek ve ülkemizde yaşayan Suriyelilerin kendi istekleriyle ve güvenli biçimde bu topraklara, kendi evlerine dönmelerine imkan sağlanacak" dedi.
Bakan Pakdemirli Budapeşte'de düzenlenen Su Zirvesi'nde, 'Su Stresi ve Kitlesel Göç: Krizleri Önlemenin Yolları" başlıklı oturumun açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Bakan Pakdemirli, konuşmasında ilk olarak, Muğla'nın Bodrum ilçesinde, ailesiyle savaştan kaçıp daha iyi bir hayat umuduyla çıktığı yolda bindikleri teknenin batması sonucu cansız bedeni sahile vuran 3 yaşındaki Aylan bebeği hatırlattı. Bakan Pakdemirli, "Bu fotoğrafa yakından bakmanızı istiyorum. Bu çocuk Aylan Kurdi, ailesinin sevgili oğlu. Sadece bir saniye, eğer bu çocuk sizin oğlunuz olsaydı ne hissederdiniz? Aylan'ın Budist, Müslüman, Yahudi veya Hristiyan olması fark eder mi? Siyahi veya beyaz olması fark eder mi? İşte bu, kelimelerin bittiği nokta.Suriye ağlıyor, peki dünyanın diğer kalanı nerede" dedi.
'SURİYELİLERİN KENDİ TOPRAKLARINA DÖNMELERİNE İMKAN SAĞLANACAK'
Bakan Pakdemirli, Barış Pınarı Harekatı'nın Suriye topraklarının işgaline veya demografik yapıyı değiştirmeye yönelik bir adım olmadığını hatırlatarak, "Ülkemizin güvenliği başta olmak üzere bu harekât sayesinde teröristlerce demografisi değiştirilen topraklar güvenli hale getirilecek ve ülkemizde yaşayan Suriyelilerin kendi istekleriyle ve güvenli biçimde bu topraklara, kendi evlerine dönmelerine imkan sağlanacak. Bölge güvenli hale geldiğinde, gerçekleştirilecek su altyapısı, konut inşası, okulların inşası gibi pek çok alanı içeren kalkınma projesi ile Suriyelilerin kendi topraklarına dönmelerine imkan sağlanacak" diye konuştu.
'DÜNYADA EN FAZLA İNSANİ YARDIM YAPAN ÜLKEYİZ'
Bakan Pakdemirli, Türkiye'nin 3,5 milyon Suriyeliye ev sahipliği yaptığını kaydederek, şöyle konuştu:
"Ev sahipliği yapmak Türkiye'ye pek çok sorumluluk yüklüyor. Güvenlik, barınma, sağlık, su, gıda temini. Ama asıl zorluk onlara sadece bu hizmetleri vermek değildi; asıl mesele onlara yaşanabilir bir hayat sağlamaktı. Kamplarda yaşayan Suriyeli nüfus Türkiye'de yaşayan toplam Suriyeli sayısının sadece yüzde 1,7'sini oluşturuyor. Halihazırda Suriye sınırına yakın yerlerde 7 geçici kamp var. Türkiye buralarda ihtiyaç duyulan altyapıyı inşa etti. Kampların dışında; kentlerde, köylerde yaşayan nüfus ise toplam Suriyelilerin yüzde 98'i. Bu durum Türkiye'nin mülteci deneyimini dünyada özel bir konuma taşıyor. Uluslararası camiadan aldığımız desteği telaffuz etmek dahi istemiyorum, çünkü çok çok az. Bu, tek bir ülke için çok büyük bir yük."