MİLLİYETÇİ Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Hükümeti, peşmergenin Kobani'ye geçiş süreci üzerinden eleştiren Bahçeli, "AKP Hükümeti, PYD-PKK terör örgütüne silah, mühimmat ve lojistik yardım yapmak için görevlendirilmiş, şeref ve iradesini tümden kaybetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümeti Anayasa'yı kasten ihlal etmekte ve suç işlemektedir. PKK'ya açılan koridor, PYD'ye verilen destek; Kobani diyerek Ankara'yı gözden çıkarmaya ve varlığımıza dinamit döşemeye azmetmektir. Türk hukuk mevzuatında bunun karşılığı kesinlikle ihanettir. Ve bunun failleri elbette hesap vereceklerdir" dedi.

HDP'nin 1 Kasım'da Kobani için eylem çağrısı yapmasına ilişkin Devlet Bahçeli şunları söyledi: "PKK'nın siyasi taşeronu olan HDP'nin 1 Kasım'da yandaşlarını sokağa davet etmesi sorun olarak da görülmemiştir. MGK, Türkiye'nin güvenliğinden ziyade hain niyetlerin, hain gayelerin emniyete ve güvenceye kavuşmasına hizmet etme noktasına gelmiştir."

Karaman'ın Ermenek ilçesi Güneyyurt Beldesi Pamuklu Köyü yakınlarındaki özel bir şirkete ait kömür ocağında meydana gelen maden kazasına ilişkin Bahçeli, "Soma'dan sonra Ermenek'te de yeni bir maden dramı yaşanması geçmişteki acı ve ihmallerden ders alınmadığını göstermektedir. Şu anda yerin 350 metre altında bulunan işçilerimizin kurtarılması için yoğun çaba harcanmaktadır. Sırası ve yeri geldiğinde sorumsuzlukta, ihmalde, tedbirsizlikler halkasında kim ya da kimlerin dahli varsa elbette konuşulacak, haklarında gerekli işlemler yapılacaktır. Ancak şimdi, tüm enerji, tüm çalışma, tüm dua ve temennimizi 18 masumun toprağın altından çıkarılmasına yöneltmek durumundayız. Önemle bildirmek istiyorum ki, maden ocağında yaşanan su baskınını doğal afet gibi gösterip yakayı kurtarmaya çalışan şirket yöneticilerine tavsiyem; küstahlığı bırakıp birazcık insafları varsa nedamet göstermeleridir. Parti olarak üzerimize düşenleri yapmak maksadıyla Ermenek'le yakından ilgilendik, kaygılı ve korkulu bekleyişleri paylaştık" dedi.

MİLLİ KİMLİK VE GÜVENLİK DUVARLARI ARKASI ARKASINA SALDIRIYA UĞRAMIŞTIR

Devlet Bahçeli, "Milli kimlik ve güvenlik duvarları arkası arkasına saldırıya uğramıştır. AKP, siyasi varlığını ve siyasi geleceğini tamamen bölücülüğe bağlamış, bölücü alçaklara dayandırmıştır. İktidar PKK'nın hain emellerine, bölgesel ve küresel cinayet projelerine göz yummakla kalmamış iffetsizce alkışlamış ve alkışlanmasına refakat etmiştir. Ortadoğu'yu kana boğanlar, mazisi bir asrı aşan süredir haritalar üzerinde karalama yapanlar rotayı son yurdumuza çevirmişler, milletimizi kapsamına alan şer hesaplarla oyalanmaya başlamışlardır. Bizlere anlam kazandıran, milli varlığımızın temeli olan 'Türk Milleti' kavramını ve sahip olduğumuz kültürel unsurları tahrip ve tahrif etme teşebbüsünde bulunan Hükümet'in yıkım ve çözülme sürecinde yeni bir safhaya geçtiği görülmektedir" ifadelerini kullandı.

BAŞBAKAN DAVUTOĞLU'NUN CANLABAŞLA VE KÖLE GİBİ SÜRDÜRDÜĞÜ TERÖRLE MÜZAKERELER

Çözüm sürecinde hükümetin tutumunu eleştiren Devlet Bahçeli, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yabancı tavsiye, tazyik ve telkinlerle başlattığı, Başbakan Davutoğlu'nun ise canla, başla ve köle gibi sürdürdüğü terörle müzakereler Türkiye'yi alacakaranlık bir kuşağa hapsetmiştir. Türk devletinin eli kolu zincirlenmiştir. Teröristlerden medet uman, iyilik bekleyen, insaf ve merhamet dilenen sefil ve zelil AKP zihniyeti, mücadeleden mütarekeye dümen kırmış, müzakereden teslimiyete ani dönüş yapmıştır" açıklamasını yaptı.

ŞEHİT İLE CANİ ARASINDAKİ KALIN PERDE YIRTILMIŞTIR

"Artık zalim ile mazlum birbirine karışmış, katil ile maktul aynı kefeye konulmuş, şehit ile cani arasındaki kalın perde yırtılmıştır" diyerek eleştirilerine devam eden Bahçeli şunları söyledi: "Artık zalim ile mazlum birbirine karışmış, katil ile maktul aynı kefeye konulmuş, şehit ile cani arasındaki kalın perde yırtılmıştır. Sözde açılım, çözüm, barış, milli birlik ve kardeşlik aldatmasıyla girilen stratejik kabus sürecinde; PKK silahla ulaşamadığı, öldürerek, saldırarak, pusu kurarak alamadığı ne varsa elde etmeye başlamıştır. Her taviz bir yenisinin müjdesi olmuştur. Bu acı verici gerçekler Türkiye için yıkımın, dağılmanın ve kanlı bir parçalanmanın adeta habercisidir. Meydanlarda kazandığımız zaferlerle tescil edilen, fedakarlıktan nur gibi doğan Türkiye Cumhuriyeti, sokaklardaki şiddet görüntüleriyle, masalardaki pazarlıklarla tutsak alınmak üzeredir." 

CUMHURBAŞKANI'NIN KARDEŞİ, BAŞBAKAN'IN ABİSİ BARZANİ BİR TARAFTA

Peşmerge zilleti AKP Hükümetiyle aynı amaçlar etrafında buluşmuş diyen Devlet Bahçeli, "Düne kadar Türkiye için ayak bağı olan, kırmızı çizgilerimizi yarmasına rağmen AKP'nin müttefiki mertebesine çıkan ve kongre salonlarında 'Türkiye seninle gurur duyuyor' seslenişiyle ödüllendirilen Barzani mükâfat gibi imkanlara küresel şantajla erişmiştir. Irak'ın kuzeyinde PKK'yı himaye eden, Mehmetçik ve polis katillerini besleyen, büyüten ve barındıran peşmerge zilleti AKP Hükümeti'yle aynı amaçlar etrafında buluşmuş ve kenetlenmiştir. Cumhurbaşkanı'nın kardeşi, Başbakan'ın abisi Barzani bir tarafta aziz milletimize kurşun sıkanların sırtını sıvazlarken, diğer yanda küresel planlarda figüranlık görevini, dört parçalı Kürdistan'ın hamisi pozisyonunu iştahla yürütmektedir" ifadelerini kullandı.

AYN EL-ARAP'A İNTİKAL EDEN PEŞMERGELER TÜRK MİLLETİNİ DERİNDEN YARALAMIŞTIR

Kobani'ye giden peşmergelerin geçiş sürecini eleştiren Bahçeli, "Cumhuriyetimizin 91. Yıldönümünde Habur Sınır Kapısı'ndan vatan topraklarına girip; sınır il ve ilçelerimizden tezahüratlarla, alkışlarla, sevinç gösterileriyle geçerek Ayn el-Arap'a intikal eden peşmergeler Türk milletini derinden yaralamıştır. 91 yıllık mirasa gölge düşürülmüştür. Türk askerine taşla, sopayla, molotof kokteyliyle ve silahla saldıran PKK'lı gruplar peşmergeyi bağrına basmış, zafer işaretleri ve zılgıtlarla selamlamıştır. Ayn el-Arap, diğer ismiyle Kobani'ye yardım bahanesiyle ağır silahlı peşmergelere Türk vatanı çiğnetilmiştir. Bu ihanet geçidi herkesin gözü önünde cereyan etmiştir. Türkiye bir kez daha küçülmüş, büyük milletimiz bir kez daha küçük düşürülmüştür. Ellerinde PKK paçavraları, cani posterleri ve sözde Kürdistan bayrakları olan kalabalık yığınlar peşmerge konvoyuna Şırnak'ın Silopi ve Cizre ilçelerinden Mardin Nusaybin'e ve buradan da Şanlıurfa Suruç'a kadar tezahürat yarışına girmişlerdir" dedi.

HABUR'DAN SOKULAN 34 PKK'LIYA DÜZENLENEN TERÖRİST KARŞILAMA TÖRENLERİ AYNISIYLA TEKRARLANMIŞTIR

Devlet Bahçeli hükümete yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü: "AKP-PKK anlaşmasıyla, 19 Ekim 2009'da Habur'dan sokulan 34 PKK'lıya düzenlenen terörist karşılama törenleri aynısıyla tekrarlanmıştır. Habur'dan giriş yapan ve 16 Kasım 2013 tarihinde Diyarbakır'da göklere çıkarılan Barzani yeniden milletimizin sinir uçlarıyla oynamıştır. AKP, Irak'ın toprak bütünlüğüne hançer sallayan peşmergeyi emniyetle geçirmek için kortej içine alarak Türk düşmanlarına düğün bayram yaptırmıştır. Türkiye'de daha yaşanmadık ne kalmış, daha görülmedik ne bırakılmıştır? Düşmana kucak açan, teröristlere ve destekçilerine mihmandarlık yapan, ülkemizi terör koridoruna çeviren Başbakan ve Hükümeti bu haysiyetsizliğin, bu omurgasızlığın altından kalkamayacaktır. Peşmergenin, PKK-PYD'ye yardım amacıyla 29 Ekim'de topraklarımızdan geçirilmesinin ayrı bir anlam ve mesajı olduğu açıktır Türk devletinin eli kolu zincirlenmiştir" ifadelerine yer verdi.

ABD'NİN TERTİP VE DAYATMASIYLA PKK-PEŞMERGE ŞOVUNU HAZIRLAYANLAR

ABD'nin tertip ve dayatmasıyla PKK peşmerge şovunun hazırlandığını ileri süren Bahçeli, "Cumhuriyet'in kuruluş yıldönümünde, ABD'nin tertip ve dayatmasıyla PKK-peşmerge şovunu hazırlayanlar, sınır boyunca sahnelenen acıklı ve alçak manzaraları izletenler küfrün ve batılın yanında konuşlanan vatan düşmanlarıdır. Peşmergelerin giydikleri kamuflajlarda gururla taşıdıkları ABD bayrak ve armaları, bu ülkenin başkanına yönelik kabına sığmayan sevgi seli oynanan oyunun taraflarını gün yüzüne çıkarmıştır. Hem Türk vatanına sığınıp, hem ekmeğimizi yiyip hem de yabancı devlet başkanlarına minnet duymak nankörlük ötesi bir haldir. Ayn el-Arap için kalbi çarpanların, Barzani ve Obama için şükran duyanların vatan topraklarında nefes almaları, Türkiye'de ikamet etmeleri talihsizliktir. Nitekim Türkiye, AKP-ABD-AB-PKK-PYD-HDP-CHP, İmralı canisi ve Barzani işbirliğiyle teşekkül ettirilen husumet cephesinin çok açık, çok yakın hedefine alınmıştır" dedi.

CUMHURBAŞKANI BAŞBAKAN VE HÜKÜMETİ ANAYASA'YI KASTEN İHLAL ETMEKTE VE SUÇ İŞLEMEKTEDİR

Hükümetin PYD ve PKK'ya silah, lojistik destek yapmakla görevlendirildiğini söyleyen Devlet Bahçeli, "AKP Hükümeti, PYD-PKK terör örgütüne silah, mühimmat ve lojistik yardım yapmak için görevlendirilmiş, şeref ve iradesini tümden kaybetmiştir. Başbakan Davutoğlu'nun ezberleri, Erdoğan'ın sinsi çıkışları bu yalın gerçeği değiştiremeyecektir. PKK terör örgütü silahsız, müdafaasız ve sivil kıyafetlerle gündelik işlerini yapan askerlerimize peşpeşe suikast düzenleyip canlarını alırken, Hükümet'in terör örgütlerine yanaşması, katillere escortluk yapması hazmedilecek bir alçalma değildir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Hükümeti Anayasa'yı kasten ihlal etmekte ve suç işlemektedir. Aralarına PKK'lı teröristlerin de karışması güçlü ihtimal olan peşmerge unsurlarını muzaffer bir ordunun temsilcileri gibi sunmak, göstermek, bu şekilde propaganda yapmak ancak ve ancak işgal edilmiş bir ülkeye has rezalettir" ifadelerini kullandı.

AKP, KÜRDİSTAN TETİKÇİLERİNE ONURUNU İPOTEK ETTİRMİŞ İZZET-İ NEFSİNİ EMANET ETMİŞTİR

Peşmergenin Kobani'ye geçişini sert bir dille eleştiren Bahçeli, "Terör baronları AKP'nin yataklığıyla 29 Ekim'de aziz milletimize gövde gösterisi yapmıştır. Bu sineye çekilecek bir durum değildir. Mehmetçiğe silah çekenlerin peşmergeyi havai fişeklerle kucaklamaları, Türk vatanını yakıp yıkan mikrop ve fesat yuvalarının Ayn el-Arap için fedakârlıktan bahsetmeleri henüz sözlüklerde karşılığı olmayan bir çarpıklıktır. AKP, askerimizi ensesinden vuran aşağılık teröristlere, topraklarımızda aklı kalan Kürdistan tetikçilerine onurunu ipotek ettirmiş, izzet-i nefsini emanet etmiştir. Erdoğan'a esasen sekretarya hizmeti veren ve hiçbir ağırlığı, hiçbir inandırıcılığı, hiçbir samimiyeti olmayan Davutoğlu çaresiz ve aciz bir şekilde gelişmeleri seyretmektedir. Bu zihniyet hala yüzü kızarmadan konuşmakta, hala devletin dimdik ayakta olduğunu pişkince ileri sürmektedir. Oysa ki, devlet mahcup, millet mahkum, vatan mahpus haldedir" dedi.

PKK'YA AÇILAN KORİDOR PYD'YE VERİLEN DESTEK TÜRK HUKUK MEVZUATINDAKİ KARŞILIĞI KESİNLİKLE İHANETTİR

"PKK'ya açılan koridor, PYD'ye verilen destek Türk hukuk mevzuatında bunun karşılığı kesinlikle ihanettir" diyerek eleştirilerine devam eden Bahçeli şunları söyledi: "Bu itibarla milli güvenliğimiz linç edilmiş, devletimizin hak ve itibarı öğütülmüştür. Sınırlarımız teröristlerin kullanımına çözülme sürecinin idame ve devamı şartıyla devredilmiştir. PKK'ya açılan koridor, PYD'ye verilen destek; Kobani diyerek Ankara'yı gözden çıkarmaya ve varlığımıza dinamit döşemeye azmetmektir. Türk hukuk mevzuatında bunun karşılığı kesinlikle ihanettir. Ve bunun failleri elbette hesap vereceklerdir."

MGK TOPLANTISINDA TÜRKİYE VE TÜRK MİLLETİ LEHİNE HİÇBİR KARAR ALINMAMIŞTIR

MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmadığını ileri süren Devlet Bahçeli, "Ülkemizin birikmiş ve tahammül sınırlarını çoktan aşmış güvenlik sorunları kokmaya yüz tutmuş ceset gibi orada duruyorken, dün toplanan MGK'nın gündemine paralel yapılanmanın girmesi izansızlık ve vicdansızlıktır. MGK, Türkiye'nin güvenliği yerine Erdoğan'ın kişisel hesaplarına ve kapanması ahlaken mümkün olmayan 17-25 Aralık sürecini göğüslemeye odaklanmıştır. PKK'nın hain ve hunhar saldırıları MGK'nın sonuç bildirisine yansımamış, Ortadoğu'da ABD'nin müdahalesiyle meşrulaşma yoluna giren Kürdistan meselesi kayda değer bulunmamıştır. IŞİD terörünün toz bulutu altında bütünleşen, toparlanan ve toplanan dört parçalı Kürdistan iskeleti MGK sıralarında oturan zevatın ilgisini çekmemiştir. 10 saat 25 dakika sürdüğü söylenen ve böylelikle rekor kırdığı ifade edilen MGK toplantısında Türkiye ve Türk milleti lehine hiçbir karar alınmamıştır" dedi.

HDP'NİN 1 KASIM'DA YANDAŞLARINI SOKAĞA DAVET ETMESİ SORUN OLARAK DA GÖRÜLMEMİŞTİR

HDP'nin 1 Kasım'da Kobani için eylem çağrısı yapmasına ilişkin Bahçeli şu ifadelere yer verdi: "PKK'nın siyasi taşeronu olan HDP'nin 1 Kasım'da yandaşlarını sokağa davet etmesi sorun olarak da görülmemiştir. MGK, Türkiye'nin güvenliğinden ziyade hain niyetlerin, hain gayelerin emniyete ve güvenceye kavuşmasına hizmet etme noktasına gelmiştir. Cemaati tehdit olarak görenler, PKK'yı kollamış, imtiyazlarla donatmıştır. Bu körlüğün, bu bulanık, bu müflis ve gayri milli tutumun izahı asla yapılamayacaktır. Erdoğan ve Davutoğlu Türkiye'ye yabancılaşmış, yabancı merkezlerin yörüngesine tümden girmiştir. Bilinmelidir ki, bugün ülkemiz için en ciddi güvenlik sorunu bölücü ve emperyalist komplonun yanında; Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden, Başbakanlık koltuğunu ve Bakanlar Kurulu sıralarını dolduran şahıslardır. Türk milleti oyunu görmüş, piyonların şifresini çözmüştür."

TÜRK BAYRAĞI'NIN YAKILMASINA VE PARÇALANMASINA MÜSAADE EDENLER SONUÇLARINA KATLANACAKLARDIR

Türk Bayrağı'nın yakılmasına ve parçalanmasına müsaade edenlerin sonuçlarına katlanacağını belirten Bahçeli, "Hükümet'in girdiği yol tehlikelerle, belalarla, kayıplarla, facialarla yüklüdür. Ulaşılacak sonuç Anayasamızın değişemeyecek maddelerini değiştirmeye yönelik girişim olup vatana ihanetle eş değerdir. Bunu yapmaya yeltenenlere Yüce Divan yolu uzun zaman önce açılmıştır. Gelişmeler maalesef yıllardır yaptığımız uyarılarda öngördüğümüz talihsiz sonuçlara kapı aralarken, Adalet ve Kalkınma Partisi için ise seneler içerisinde Sevr sevdalıları ve bölücülerle girdiği benzeşmenin mukadder akıbetini somutlaştırmıştır. Milleti tartışmaya açan, mensubiyet şuuru üzerinde kuşku uyandıranlar hukuk devletinde cezasız kalmayacaktır. Türk vatanını eşkıyaya peşkeş çekenler, Türk Bayrağı'nın yakılmasına ve parçalanmasına müsaade edenler hece hece kayda alınan eylem ve icraatlarının sonuçlarına katlanacaklardır" diye konuştu.