İYİ Parti Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, seçilir seçilmez Suriye politikasını değiştireceğini belirterek, "Suriyeli arkadaşlarımızı hemen sağlıklı, sıhhatli, düzgün bir şekilde ülkelerine göndereceğiz ve seneye 2019'da inşallah Sayın Erdoğan Şam camisinde namaz kılamadı ama 81 ilimizden 81 temsilci ile beraber ben Halep'te, Türkiye'den memleketine, vatanına gitmiş Suriyeli mültecilerle iftar edeceğim" dedi.

Meral Akşener, 24 Haziran seçim çalışmaları kapsamında Karabük'te, Kent Meydanı'nda halka seslendi. Hükümeti eleştiren Meral Akşener, "Ya bu partili cumhurbaşkanı denen ucube sisteme her şeyi tek insanın iki dudağı arasına bırakan bu sisteme, yani sadece Afrika ve Güney Amerika ülkelerinde var olan bu sisteme geçit vereceksiniz, ya da bu sisteme demokrasi, hukuk, adalet, refah ve huzur adına 'hayır', 'dur', 'tamam' diyeceksiniz.

Yolda gelirken çok ilginç, 'Yaparsa Ak Parti Yapar' diyor pankartlar. Kardeşim 16 senedir niye yapmadınız? Yola çıktınız. Büyük bir kredi verildi size. Türkiye'nin her yerinden insanlar oy verdiler. Her şehirden milletvekili çıkardınız. Sonuç; apar topar seçime gidiyorsunuz. Madem her şey iyi, niye seçime gidiyorsunuz? Madem her şey kötü, niye size oy verelim? Mehmet Şimşek diyor ki; 16 sene yapmamışlar, bu ülkede hırsızlığı, yolsuzluğu, rüşveti, israfı bir devlet politikası olarak benimsememişler gibi seçimi kazandıktan sonra israfı, rüşveti, yolsuzluğu bitirip, olağanüstü hali kaldıracaklarmış. Seçimi kazandıktan sonra ekonomi düzelecekmiş.

16 senede bu ülkeyi bu hale getiren sizsiniz. Elinizde kanun hükmünde kararname yetkisi var. Elinizdeki kararnameye yazın görelim, siz nasıl mücadele ediyorsunuz" dedi.

'İSRAFI ORTADAN KALDIRACAĞIZ'

Akşener, Türkiye'nin en önemli sorununun genç işsizlik olduğunu ifade ederek, "Biz insana dokunan projeler yaptık. Türkiye'nin en önemli sorunu genç işsizlik. Bunu çözmek için ne yapmak lazım. Yüzde 11’'lik işsizlik rakamı dünya üzerinde çok büyük bir rakam. 24 Haziran'dan sonra hem Meclis'te, hem cumhurbaşkanlığı konusunda kazandığımız takdirde sizin beğenilerinizle Allah'ımın nasibiyle kazandığımız takdirde, biz israfı ortadan kaldıracağız. Diyoruz ki; genç işsizliği çözeceğiz. Bu 11'lik rakamı 5 yıl içerisinde 5,6'ya indireceğiz. Bunu nasıl yapacağız. Her yıl 50 milyar dolarlık fabrika, sanayi yatırımı yapacağız.

Çiftçiye üretim anlamında yol gösteren projelerle çiftçiyi sanayi ile buluşturarak, tarımı sanayi ile buluşturarak. Hem tarımda, hem sanayide üretimi öne koyacağız. Ama ilginç bir şey var. Bizi ciddiye alıyorlar.

Ben hepi topu 4 televizyona çıktım. Bu süreçte pek çok insan çıktı televizyona. Onlara söyledikleri sözler üzerinden kaynak nerde diye sorulmadı. Bana kaynak nerde diye soruluyor. Ben bu kaynaklar hesaplandığı için tıkır tıkır anlatıyorum. Söylediklerimiz gerçektir, yapılabilir projelerdir" diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN KAYNAĞI ÇOK'

Akşener, devletin gençlere iş vermek zorunda olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer iş veremiyorsa, verinceye kadar bu çocuklarımızın analarının, babalarının, arkadaşlarının yanında boyunlarını eğmemek için iş buluncaya kadar her bir gence 500 lira vatandaşlık maaşı bağlayacağız. Neler var biliyor musunuz? Sarayın 13 günlük harcaması, kapatılan şeker fabrikalarının bir yıllık zararına eşit. Lüks arabalara binenler var. Yıllık 8 milyar lira para ödeniyor bu arabalara. Bakanlar, yardımcıları, eşleri, gelinleri, oğulları, damatları. Seçilir seçilmez, 'İnin o arabalardan, inin bakayım' diyeceğim. 8 milyar lirayı koyun cebinize.

TRT'yi satıyorum. Yıllık 2,5 milyar lira cebinizden para harcanıyor. Bir kamyon ahmak zengin ediliyor. Seyretmediğiniz programların parasını siz ödüyorsunuz. Arkasından satışla ilgili bir gelir olacak, onu da koyun cebinize. Arkasından sarayla ilgili ayrı projelerimiz var. 65 milyar dolar Kanal İstanbul diye bir çılgın projeye arkadaş yatırım yapacak. 65 milyar dolarlık yatırımdan size hangi gelir gelecek bu soruyu her meydanda soruyorum. İpsiz sapsız cevap veriyorlar.

Kimseden tek bir cevap yok. 65 milyar dolar. Evet bir proje yapabilirsin, ama bu projenin Türkiye'ye getirisi milyar dolar olarak hesaplanıp, önümüze koyulmadı. Yoksa bir israf mıdır? Bu sorunun cevabını alıncaya kadar devam edeceğiz. Arkadaş elini Suriye'nin iç işlerine koydu. Tam 4 milyon Suriyeli ülkemizde. Ben mültecilere bir şey demiyorum. Herkes vatanında mutludur. Hemen seçilir seçilmez Suriye politikasını değiştireceğim. Suriyeli arkadaşlarımızı hemen sağlıklı, sıhhatli, düzgün bir şekilde ülkelerine göndereceğiz ve seneye 2019'da inşallah Sayın Erdoğan Şam camisinde namaz kılamadı, ama 81 ilimizden 81 temsilci ile beraber ben Halep'te, Türkiye'den memleketine, vatanına gitmiş Suriyeli mültecilerle iftar edeceğim. Suriyelilere 150 milyar lira harcandı. Onu da koyun cebinize. Şimdi Türkiye'nin kaynağı çok."

TARIM- HAYVANCILIK

Seçimleri kazandıkları takdirde ithalatı bitirip, ihracatı başlatacaklarını söyleyen Akşener, "Çiftçi tarlasına küstü. 5,5-6 liraya mazot kullanırsa bir çiftçi ürününü ucuza üretebilir mi? Koskoca Amerika'nın çiftçisinin mazotunda teşvik var. 2 liraya alıyor. Daha enteresanı Sırbistan'dan, Venezüella'dan et getiriliyor. Bu ülke bir hayvan ihracatı yapan ülke idi. Hayvancılık bitmiş. Düşünebiliyor musunuz, Mardin hayvan ihraç ederken, ithal eden bir şehir haline gelmiş.

Nasıl iş vereceksiniz? Ben düne kadar bunun bir iş bilmezlik olduğunu düşünüyordum. Ama domuz kemiği ile üretilmiş yemlerin yedirildiği, hayvanların ne olduğu belirsiz etlerin ithal edildiği bir bakış açısının bugün itibariyle cehaletin ötesine geçtiğini Anadolu'yu gezdikçe anlıyorum ki; bu bir ihanettir. Dünyanın geleceği, yarının 2 savaşından biri gıdadır. Diğeri ise sudur. Türkiye kendine yeten bir ülke iken, her şeyini buğdayından mısırına aklınıza ne geliyorsa ithal eden bir ülke haline gelmişse bu ülkeye ihanettir. 5 yıl içinde inşallah ülkemizi kendine yeten ithalatı bitirip, ihracata başlayan bir ülke halinde olmasını sağlamak boynumuzun borcudur" diye konuştu.

'PERFORMANS SİSTEMİNİ KALDIRIYORUZ'

Eğitim sistemini eleştiren Meral Akşener, konuşmasını şöyle tamamladı:
"İlkokuldan lise sona kadar çocuklarınız zengin çocuğu, fakir çocuğu, devlet okulu, özel okul, iyi okul, kötü okul, iyi öğretmen, kötü öğretmen şeklinde ayrılmış müfredat.

Sabah erken kalkanın değiştirdiği bir eğitim sistemi olamaz. Gençlerin hayatı ile ne kadar ilgisizler. 24 Haziran'da üniversite sınavı vardı. Seçimi bir hafta önceye almak yerine öğrencilerin sınavını 1 hafta sonraya aldılar.

Gençleri sevmeyen, eğitimden hoşlanmayan herkesi kendi bakış açısıyla düşünmeye zorlayan bir eğitim sistemi olamaz. 21'inci yüzyılın son 3 çeyreğini kazanacağız. Yeni Aziz Sancar'ların aranızda bulunduğunu biliyorum. Öğretmene performans sistemi olur mu? Öğrencinin not verdiği bir öğretmenin o öğrencinin elinde oyuncak olduğu bir gerçektir.

Performans ve mülakat sistemini kaldırıyoruz. Sonuç itibariyle Sayın Erdoğan şu anda yorgun ve geveze bir şoför gibi, Türkiye o otobüsün içinde. Yorgun ve geveze bir şoför tarafından otobüs kullanılıyor. Yorgun ve uykusuz, geveze bir şoförün otobüsüne biner misiniz? Hele ehliyeti yoksa, hiç binmezsiniz. Bu yorgun ve geveze şoförü 24 Haziran'da evine yollayacağız diye düşünüyorum."