TOKAT'ta Ak Parti'den milletvekilliği aday adayı olan Fazilet Parti eski milletvekili Bekir Sobacı, 28 Şubat için 'Sütü bozuk' ifadesini kullanırken bu süreçte ülkedeki bilgilerinin dış istihbarata aktarıldığını iddia etti.

TBMM'de 20 ve 21'inci dönemde milletvekilliği yapan ve Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'ni kapattığı dönemde üyeliği iptal edilerek yasak getirilen eski milletvekili Bekir Sobacı, 7 Haziran'da yapılacak genel seçimler için Tokat'ta Ak Parti'den milletvekili aday adayı oldu. 12 Nisan 2001 tarihinde TBMM'de yaptığı konuşmada 28 Şubat için 'Sütü bozuk' ifadeleri kullandığı için hakkında Genelkurmay Başkanlığı'nın da suç duyurusunda bulunduğu Sobacı, bugün basın toplantısı düzenleyerek 28 Şubat'ı eleştirdi. Bir otelde basın mensupları ile bir araya gelen Sobacı, bugünkü paralel yapının 28 Şubat ile güçlenip, derinlere kök saldığını iddia etti.

2001 yılında yaşanan ekonomik krizin 28 Şubat sürecinde planlandığını ifade eden Sobacı şöyle dedi:

"Bugün dinleme ve diğer operasyonlarla Ak Parti hükümetini devirme planlarının yapıldığı ve orada görev yapmış olan emniyet mensuplarını hizmet yıllarına bakmış olduğumuzda başlangıç tarihi itibariyle 28 Şubat sürecinin tarihi ile üst üste örtüştüğünü görüyoruz. Bir plan vardı ve bu plan orada uygulanmaya başladı. Fethullah Gülen'in 28 Şubat’taki tavırları itibariyle 'Şefaatim Ecevit'e olacaktır', Refah Yol hükümeti ile ilgili olarak 'Beceremediniz çekin gidin' ifadeleri boşa söylenmiş ifadeler değildi. Sonuçta ABD'ye gidiş yılı 1999 yılıdır. 28 Şubat sürecinde Türkiye'nin en mahrem bilgilerinin dış ülke istihbaratına çok rahat olarak sunulduğu kanaatindeyim. 28 Şubat'la ilgili olarak siyasi yasaklanmam görünürde başörtüsüdür ama asıl sebep TBMM'de yaptığım 28 Şubat sürecini eleştiren konuşmamdır. O tarihlerde Genelkurmay Başkanlığı hakkımızda suç duyurusunda bulunmuştu. Ama kürsü masumiyeti sebebi ile o mevzuat bizi operasyonlar ya da mahkeme safhasından korumuş oldu. O suç duyurusu ile hedef haline getirildik. Anayasa Mahkemesi'nde Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı ve ben yasaklanmıştık. Bu konuda benim hiç keşkem olmadı. Yani konuşmasaydım diye hiç bir şey düşünmedim. Bunların da özgür mecliste, milli iradenin tecelligahında konuşulması gerektiği kanaatindeyim. Çünkü meclis bu milletin iradesinin tecelli ettiği yer ise orada her şey konuşulacaktır. Açık yürek ve cesaretle konuşulması gerekir."