Diyarbakır'da kayıp çocuklarının bulunması için 12 gündür HDP il binası önünde oturma eylemi yapan aileler kendilerini tehdit ettikleri ve çocuklarının kaçırılmasında sorumlu olduklarını iddia ederek HDP'liler hakkında suç duyurusunda bulundu.
4 yıl önce terör örgütü PKK tarafından kaçırıldığını iddia ettiği oğlu Özkan Aydın (19) için 9 Eylül günü oturma eylemine katılan Diyarbakırlı Süleyman Aydın, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in yaptığı "Kürt sorunu devam ettikçe gerillaya katılım da olacak, çatışma da olacak, savaş da olacak" açıklamasıyla ilgili de suç duyurusunda bulunacaklarını ifade ederek, şunları söyledi:

"Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin milletvekili değil misin, nasıl bunu söylüyorsun? Hani terörle iş birliğiniz yoktu ? Sen açık açık dile getiriyorsun bunu. Bizi tehdit ediyorsanız gelin bizi öldürün. Hiçbir yere de gitmiyoruz buradayız. Yeter artık kanımızı kuruttunuz. Nereye kadar sizden korkacağız? Biz dün anneler babalar olarak savcılığa gittik. Bizim çocuklarımızın sorumlusu bunlar olduğu için bunlar hakkında suç duyurusunda bulunduk. Ondan sonra Leyla Güven bu açıklamayı yaptı. Bu resmen bir tehdit. Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin maaşını alıyorsun ve bizi tehdit ediyorsun. Bizim paramızla bizi dövüyorsunuz. Biz zaten ilk gün dedik, 'Biz buradayız gelin bizi öldürecekseniz öldürün.' Bizi tehdit ediyorlar, bize laf söylüyorlar. Biz durmuşuz kendileri durmuyor. 12 gündür buradayız. HDP il başkanlığı olarak ne derdiniz var ? Sorunumuzu çözdüler mi ? Ben senin nasıl Kürt vatandaşınım ? Niye beni dikkate almıyorsun ? Sana oy verdiğimde Kürt'tüm şimdi Kürt değil miyim? Bu Allah'tan reva mıdır? Biz Leyla Güven'den de şikayetçi olacağız. HDP ile ilgili şikayetimizden sonra bizi tehdit etmeye başladı. Yani o laf bizedir. Gerilla katılımı tekrar olacak. Savaş yine sürecek. Çözüm sürecini yarıda bırakmışsınız lafı. Biz zaten size bir çözüm süreci verdik. 2015 yılında vermedik mi? 2015'te hepimiz size oy vermedik mi? Ama siz bunu çocuklarımızı kaçırarak değerlendirdiniz. 3 bin 500'e yakın çocuk gitti Sur'da. Gelin bize destek verin. Nereye kadar korkacaksınız bunlardan. Ben çocuğumu sizin için mi yetiştirdim? Kendi çocuklarınızı götürün. Ama yok nerede bir fakir varsa onlar. Ne istiyorsunuz bizden."