İstanbul'u dolaşırken etrafımızda oluşan yüksek binaların nasıl yapıldığı, neden bu kadar çok yoğun olduğu konusunu vatandaş düşünür fakat cevabını bulamaz.

Bu işin nasıl bir süreçle yapıldığını kısaca anlatmak istiyorum.

Sizin beş dönüm on dönüm bir arsanız veya yeşil alan olan imar planı olmayan yeriniz var.

Bir gün bir kahvede otururken siyasette söz sahibi olan bir vatandaşla karşılaştınız.

Yerinizin durumunu anlattığınız da siyasetçi size şunu söylerse süreç başlamış demektir.

''Beyefendi sizin yerinizi imara açalım ve oraya yüksek bir bina yapalım'' dediğinde işin detaylarının konuşulma yolu açılmış demektir.

Öncelikle yer yeşil alanda ise yeşil alandan çıkartılıp mevcut imar şartları veriliyor.

Mevcut imar şartları diyelim ki beş kat bu müteahhite yetmiyor.

Yerin imar şartlarının değişmesi gerekiyor.

Mevcut imar durumunda 1/1000 lik plan bazında teklif ilçenin imar müdürlüğüne yapılıyor.

İmar müdürlüğü bir yazıyla teklifi belediye meclisine gönderiliyor.

Belediye meclisinde dosya görüşülüyor ve imar komisyonuna havale ediliyor.

İşte esas sorun orada başlıyor.

İmar komisyonuna belediye meclis üyesi olan herkes girebiliyor.

Yani eğitimi bilgisi birikimi ne olursa olsun imar komisyonu üyesi olarak şehrin orta yerinde elli kat altmış kat binaların yapılmasına olur verebiliyor.

(Not:Gaziosmanpaşa belediyesi imar komisyonunun beş üyesi de mimar veya mühendistir, bu açıdan bu durumun da ilçe için şans olduğunu düşünüyorum)

İmar komisyonundan dosya geçtikten sonra tekrar meclise gider.

Mecliste ''Kabul edenler kabul etmeyenler'' diye oylanır böylece 1/1000 lik plan kabul edilmiş olur.

Bu aşamadan sonra dosya Büyükşehir Belediye meclisine gider ve yapılan 1/1000 lik plan tadili, 1/5000 lik plana aykırı olmamak kaydıyla Büyükşehir belediye meclisinde görüşülür.

Meclise gitmeden önce, ilçenin kurum görüşleri alınır.

Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlüğü ,Ulaşım Daire Başkanlığı,İski Genel Müdürlüğü,Park Bahçeler Müdürlüğü,Yeşil Alanlar Daire Başkanlığı Yeşil Alan ve Tesisler Müdürlüğü,İstanbul Valiliği Defterdarlık Milli Emlak Dairesi Başkanlığı,İl Milli Eğitim Müdürlüğü,Gençlik Hizmetleri ve Spor İl müdürlüğü görüşü alınarak plan tadili talebi Büyük şehir Meclis Başkanlığı kanalıyla meclise gelir.

Büyük şehir meclisi dosyayı İmar Komisyonuna havale eder.

İmar komisyonu görüşür kabul eder ve tekrar meclise gelir ve karar oylanır.

Böylece İstanbul'un herhangi bir yerinde yapacağınız ve sizin müteahhit olarak istediğiniz yüksek katlı bina resmen ortaya çıkmış olur.

Bundan sonra bir mimar ve mühendisle anlaşarak proje çizim aşaması başlar.

Bu arada kurum görüşlerinden bir tanesi bile olumsuz görüş bildirirse, bu plan teklifi düşer ve meclise de gidemez.

Ayrıca bu kararların ilçede ve il de birer aylık askı süreleri itiraz süreleri vardır.

Bu detaylara girmeden kısaca bir arsada yüksek bina yapmanın bürokratik sürecini anlatmaya çalıştım.

Bu sürecin içinde sadece siyasilerin, özellikle iktidar partisi siyasi parti temsilcilerinin iradesi vardır.

Bunu yapan imar komisyonu üyelerinin veya meclis üyelerinin mühendis mimar veya şehir plancısı olması da gerekmiyor.

Yani mevcut yasal mevzuat bu konu da bağlayıcı bir durumu tarif etmiyor.

Yani şehrin imar hareketleri bilimin emrinde değil,siyasilerin elindedir.

Bundan dolayı İstanbul da imar plan tadilatları yapılırken, mutlak imar komisyonlarının yanın da bağlayıcı karar alabilen bağımsız bir kurulun oluşması gerekiyor.

Bu kurulda mühendis,mimar,şehir plancısı gibi şehrin plan anayasası sayılan mevcut nazım imar planlarını da koruma refleksiyle oluşmuş bir kurulun görüşü alınmalıdır.

Eğer bu yapı anlattığım gibi sadece siyasilerin iradesiyle gidecek olursa, İstanbul şehri yarın bu günkünden daha kötü hale gelecektir.

Bu gün üçüncü köprünün yeri veya hava alanının yerini şehir plancıları değil de, helikopterle dolaşan siyasiler karar veriyorsa veya verebiliyorsa, üniversitelerin şehir planlama fakültelerini kapatmak en doğru seçenek olacaktır.

Son elli yılda vatandaş oturdu kendi planladı kaçak, köçek, abuk, sabuk bir şehir bu gün önümüzde duruyor.

Şimdi ise bu şehirde yaşamak için insanlar sürekli antidepresan kullanmak zorunda kalmıştır.

Artık bundan sonra şehirleri şehir plancılarının ve mimarların mühendislerin kurması gerekiyor.

Bunun için konu çok önemli olduğu için bu kararların siyasilerin elinden yani imar komisyonlarının elinden alınma zamanı gelmiştir.

Çünkü şehir kurmak plan yapmak çok önemlidir ve siyasilere emanet edilemeyecek kadar önemlidir.

Yeni, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanun'la birlikte önümüzdeki otuz yıl İstanbul şehrinin yıkılarak yeniden yapıldığı bir dönem olacaktır.

Kentsel dönüşüm uygulamalarının bu düşünce ışığı altında değerlendirilmesi gerekmektedir.