Ankara’da bir Türk subayını sokak ortasında ve herkesin için Kuveytliler dövdü. Subayımız hem kurmay hem de F-16 pilotu ve üstüne üstlükte Türk Hava Kuvvetleri Komutanının damadı!
Özel seçilmedi ise ne tesadüf ama değil mi?
Dayak yediği yer; Türklerin devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kalbinin attığı yer yani başkent Ankara...
Döven kim? Bir kabile devleti Kuveyt’in vatandaşları veya diplomatları...
Dayak yiyen kim? Kendi ülkesinde bir Türk subayı! Hemde ordumuzu yöneten 4 – 5 generalden birinin damadı...
Ardından olay gazetelerde birinci sayfadan haber oluyor ve televizyonlarda haber kuşaklarında tekrar tekrar gösteriliyor. Bu yapılıyor ki; dayak bizce iyi anlaşılsın ve hedefe ulaşsın.
Bu olay asla bir tesadüf değildir diye düşünüyorum. MİT, TSK ve Dışişleri Bakanlığı araştırsın ve gerçekler açığa çıksın.Tahminimce onlar gerçeği bulacaklardır.
Bu bir algı yaratma operasyonu ve psikolojik harbin Türk Milletine bir saldırısıdır.
Dayak hadisesine nereden bakarsanız bakın, onur kırıcıdır. Bu yolla Türk Milletine “hiçsiniz, çaresizsiniz ve kaderinize razı olun” mesajı verilmek istenmiştir.
Süleyman Şah Türbesi’nin çevresinin ele geçirilmesi, Musul Başkonsolosluğumuzun basılması ve şimdi de Türk askerinin Ankara’nın göbeğinde dövülmesi; geçmişte yaşanan çuval geçirme ve Balyoz ile Ergenekon davaları gibidir.
Keza kendi polisini ve zabıtasını kuran pkk, atadığı sözde kaymakamları filamalı makam araçları ile halkın arasında gezdirerek bir psikolojik harp yürütmektedir.
Ayrıca korsan okul açan pkk, binayı incelemeye gelen heyete roketatarla saldırmaktadır.
Bütün bunlarla, Türklere verilen mesaj, şudur; “Bittiniz, tükendiniz bakın subayınız bile Ankara’nın göbeğinde öldüresiye dayak yiyor gıkınız çıkmıyor”dur.
Bununla tepkinizi ölçülüyorlar.
Daha önce de yazmıştım: İkinci Dünya Savaşı’nda binlerce istihbaratçısını turist sıfatıyla Fransa’ya gönderen Hitler’e, bu istihbaratçıların birinden bir rapor gelir. İstihbaratçı şahit olduğu bir olayda, Paris’te resmi üniforması ile bir taksiye binen generalin, çıkan tartışma sonucu taksi şöföründen herkesin içinde büyük hakaretlere muhatap kaldığını ve azar yediğini anlatır. Ve Hitler bu psikoloji içindeki Fransa’nın kolay işgal edileceğini hesaplar ve saldırı emrini verir. Bir kaç hafta içinde Fransa düşmüş ve Alman kontrolüne geçmiştir.
Şimde de Türk subayının dövülmesi hadisesinde olduğu gibi, Türk Milleti; bir çok olayla test edilmektedir.
İçinde bulunduğumuz durum; oylarınızla iktidar yaptığınız kara zihniyetin ortaya çıkardığı bir durumdur. Eğer bir Türk Subayı, Ankara’da hem de Kuveytlilerden dayak yiyorsa, bu sizlere de Türk Milletinin mensupları olarak Türkiye topraklarında başınıza gelebilecek her şeye hazır olun demektir!..