YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan’ın üniversitelerden yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin istediği raporların ilki kendi üniversitesi ODTÜ’den geldi. Raporda, ‘Tek tip üniversite modelinden’ vazgeçilmesi, uzmanlaşmış üniversitelerin kurulması, ÖSYM’nin kaldırılarak üniversitelerin kendi öğrencilerini kendilerinin seçmesinin önünün açılması, YÖK’ün yerini Yükseköğretim Koordinasyon Kurulu’nun alması önerildi. Özcan’ın da daha önce dile getirdiği ‘uzmanlaşmış üniversite’ modeline YÖK’ün sıcak baktığı ve diğer önerileriyle birlikte ODTÜ’nün raporunu gündemine aldığı öğrenildi.

İlk adım ODTÜ’den

Yükseköğretimde yeniden yapılandırma için YÖK’ün kurduğu komisyon çalışmalarını sürdürürken, bu kapsamda üniversitelerden istenen görüş ve öneriler de rapor halinde sunulmaya başlandı. YÖK’e yükseköğretimin yeniden yapılandırılmasına ilişkin ilk kapsamlı rapor ise Başkan Özcan’ın, bir dönem öğretim üyeliği yaptığı ODTÜ’den geldi. ODTÜ’den 20 akademisyen hazırladıkları 28 sayfalık raporu, YÖK’ün gündemine sokmayı başardı. YÖK yetkilileri, ODTÜ’nün raporunun oldukça kapsamlı olduğunu ve yapılandırma sürecinde faydalanacaklarını dile getirdiler.

Raporda, en çok dikkat çeken öneri, uzmanlaşmış üniversite modeli oldu. Daha önce YÖK Başkanı Özcan tarafından da dile getirilen model, farklı alanlarda uzmanlaşmış üniversiteler öngörüyor. Raporda model, “Toplumun farklı eğitim, araştırma, geliştirme ve hizmet ihtiyaçlarına daha iyi cevap verebilmek ve uluslararası düzeyde rekabet edebilmek için ‘farklılaşan’ ve ‘uzmanlaşan’ yükseköğretim kurumlarına ihtiyaç vardır. Farklı misyona sahip ‘üniversiteler’ ile ‘üniversiteler dışındaki yükseköğretim kurumları’ ayrı ele alınmalıdır” ifadeleriyle açıklanıyor. Raporda, şöyle deniyor:

“Bu kapsamda; ‘Üniversiteler’ başlığında; İleri Araştırma Üniversiteleri (İAÜ), Doktora-Yüksek Lisans Üniversiteleri (DYÜ), Yüksek Lisans ve Lisans Üniversiteleri (YLÜ) yer almalıdır. ‘Üniversiteler dışındaki yükseköğretim kurumları’ başlığı altında da; Lisans ve mesleki eğitim yükseköğretim kurumları (LMY) ve Özel İlgi yükseköğretim kurumları (ÖİY) yer almalıdır.”

‘Tek tip’ tartışmaya açıldı

“Tek tip devlet üniversitesi anlayışından vazgeçilmeli ve yeniden yapılandırmayla devlet üniversitelerimizin misyonları paralelinde yapılanmalarına olanak sağlanmalıdır” denilen raporda, üniversitelerin, talep, kapasite ve gelişme stratejilerine bağlı olarak niteliklerini değiştirebileceği belirtildi. ODTÜ’nün bu önerisi YÖK tarafından değerlendirmeye alındı. Ancak YÖK’ün ODTÜ, Hacettepe, Boğaziçi gibi üniversitelerin yapılarında değişiklik düşünmediği, özellikle yeni kurulan üniversitelerde bu modele sıcak baktığı dile getirildi.

YÖK yerine YÜKKUR

Devlet üniversitelerinin işleyişine getirilen dış müdahale ve bürokratik kısıtlamalardan vazgeçilerek, özerk yapının önünün açılması gerektiği vurgulanan raporda, YÖK’ün yerini de yeni kurulacak Yükseköğretim Koordinasyon Kurulu’nun (YÜKKUR) alması istendi. Özcan’ın daha önce dile getirdiği, “YÖK çok yıpranmış bir kurum, ne yapsak adımızı temizleyemiyoruz” sözlerinin de yansıdığı raporda, YÜKKUR ile hem isim hem yapı anlamında bir değişimin önünün açılması istendi. Öneriye göre YÜKKUR’un asli görevi ülkenin yükseköğretim gereksinimlerini planlamak olacak. Kurulun, sadece, program açma, kapama, kuruluş aşamasındaki üniversiteleri yönlendirme, her üniversitede oluşturulacak ‘üniversite konseyi’ne üniversitelerin önereceği isimlerden görevlendirme yapma yetkileri olacak. Yaklaşık 330 üyesi bulunan Üniversiteler Arası Kurul’un da yeniden yapılandırılarak 40 üyeli ‘Üniversiteler Arası Konsey’e dönüştürülmesi ve rektör dahil tüm yöneticilerin seçimi ve atamasının üniversitelere bırakılması istendi.

‘Üniversite seçsin’

Raporda dikkat çeken bir diğer öneri ise skandalların göbeğinde olan ÖSYM’nin öğrenci yerleştirme fonksiyonunun zaman içinde kısmen yüseköğretim kurumlarına devredilmesi oldu. Raporda “Üniversitelerin kontenjanlarının bir kısmına kendi sistemleriyle seçecekleri öğrencileri kabul etmelerine diğer kısmına ise merkezi sistemle öğrenci yerleştirilmesine olanak sağlanmalıdır” ifadeleri yer aldı.
ODTÜ, üniversitelerdeki kalite, akreditasyon, performans ölçümü için de Yükseköğretim Değerlendirme ve Kalite Kuruluşu adıyla ayrı bir kurum önerdi.