Müslümanın çilesi.

İslam'ın ilk çıkışından bu yana kan,göz yaşı ve savaşların İslam'ın egemen olduğu alanlarda hiç bitmemiş olmasının bir nedeni olmalı.

İslam ülkelerinin içine düştüğü duruma baktıkça acımak ve ''zavallılar'' demekten başka bir şey elimizden gelmiyor.

Bu gün İslam diye sunulan yaşam biçimi insan tipolojisine bakınca inançla ilgili bir sürü soruyu sormadan edemiyoruz.

Mevlana,Hacı Bektaş-ı Veli, Pir Sultan, Yunus Emre,Ammar,Harizmi,Farabi,Byruni,Sabit bin Kurra aynı İslam'dan esinlenerek barışçıl ve bilim dolu hayatlar sürmüştür.

Humeyni,Taleban, Hamas, El Fetih,Işid v.s gibi örgütler de aynı dinden esinlenerek kelle kesen ciğer sökenler olmuştur.

Bu iki anlayışın esin kaynağı Kuran olmasına rağmen nasıl oluyor da birbirlerine düşman oluyorlar,nasıl oluyor da aynı kitaba bakarak siyah ve beyaz kadar ayrılabiliyorlar.

Cumhuriyet devrimleriyle yetişmiş Türkiye Müslümanı bunları görünce ''Bunlar Müslümansa ben değilim'' diyebiliyor.

İslam coğrafyasının insanları ve inananları Allah'ın aşağıladığı, beddua ettiği, yok olun dediği bir dönemin içine girmiş olabilir mi?

Bu gün Türkiye de Arap ve Işid İslam anlayışına özenen ve utanmadan televizyonlarda bile'' Işid terör örgütü değildir'' diyen cahilleri görünce şaşırıp kalıyoruz.Bu iklimde bu kafa nasıl ve nereden yetişti diye şaşkınlığımızı gizleyemiyoruz.

Peki bu gün ülkemizde egemen olan din anlayışıyla orta doğuda uygulanan din anlayışı neden birbirinden keskin çizgilerle ayrılmaktadır.

Neden bizim ülkemizin Müslüman'ı beş vakit namaz kılıp, oruç tutup ve İslam'ın gereklerini yerine getirip onlar gibi bir Müslümanlığı benimsemiyor.

Müslümanlık denilen inanç biçiminin esin kaynağı kuran değil mi?

Kuran bizim ülkemizde bu şekilde anlaşılırken, Afganistan da, Pakistan da diğer Müslüman ülkelerde neden farklı algılanıyor?

Kuran' a bakarak Mevlana olmak yani hoşgörüyü en üst düzeyde yaşamak ortaya çıkarken,aynı Kuran'a bakarak Işid ve diğer şiddet örgütleri nasıl çıkıyor?

Bu gün Işid'çilere veya Taleban'a sorsan bizim gibi ülkelerde ki İslam anlayışı Kuran'a uygun değil.

Bizim ülkemizdeki İslam alimlerine sorsak, onların anlayışı Kuran'a uygun değil.Cübbeli Ahmet hoca bile Işid anlayışının İslam'la ilgisinin olmadığını açıkladığına göre fikir ayrılığının ve uçurumun ne kadar büyük olduğunu en güzel anlatan bir örnek olarak önümüzde duruyor.

O halde bu işin doğrusunu kim söyleyecek?

Doğal olarak bu sorunun en kestirme cevabı kurandır.

Hıristiyanlıktan Müslüman olan Cat stevens yeni ismiyle Yusuf İslam diyorki;

'' Ben Müslüman olmadan önce Müslümanları tanısaydım kesinlikle Müslüman olmazdım.Ben önce kuran ile tanıştım ve de Müslüman oldum''

Küba'ya giden yazar karikatürist mimar arkadaşın anlattı.

Küba da Türkiye den geldiklerini anlattıklarında, Kübalılar ''Siz Müslüman olamazsınız, siz nasıl olu bu halinizle Müslümanlığa tahammül göstererek Türkiye de yaşayabiliyorsunuz'' diyebiliyorlar.

İslam'ın dünyadaki imajının ne halde olduğunu gösteren iki tane örnek.

Bizler ve içimizdeki kravatlı Talebanlar ve Işid'çiler ise İslam'la hiç ilgisi olmayan bu tür örgütlerle kucaklaşarak ülkeyi ateşe atıyorlar farkında değiller.

Ya da farkındalar emir büyük yerden geldiği için ses çıkaramıyorlar,ya da sadece inandıkları için akıllarını başkaları kullanıyor da olabilir.

Kim ne derse desin bu gün Türkiye birazcık demokrasiden, insan haklarından kadın haklarından insanlıktan bahsedebiliyorsa, bizim dindarımızın en ucu kabul edilen Cübbeli Ahmet hoca bile bu Işid'çileri eleştirebiliyorsa bunun tek nedeni Atatürk devrimleridir.

Atatürk düşmanları kimse onlar akıllarını başlarına almalı bir kez daha Atatürk devrimlerini okumalıdır anlamalıdır veya anlamaya çalışmalıdır.

Laikliğin ne kadar önemli olduğunu, bu gün bu ülke ayakta durabiliyorsa dinci terör bu ülkede barınamıyorsa bunun sebebinin laiklik ve Atatürk devrimleri olduğunu herkes anlamalıdır,anlatmalıdır. (Yaklaşan Ranmazan ayının Müslümanlar için barış kardeşlik ve huzur getirmesini diliyorum.)