OLAY1-

Arabanızın kapısını açan uzaktan kumandalı anahtar bozuldu ne yaparsınız?

 doğal olarak servise gidersiniz.

Servis'' Tamam yaparız ama 750 lira alırız'' dediğinde bir düşüneyim diyerek servisten ayrılırsınız.

Bu arada ara sıra aracınızı yaptırdığınız tamircinize sorasınız o bir adres verir gidersiniz adam derki;

'' Aracı sabah bırakırsan  gün sonunda alırsın'' der.

Fiyat nedir diye sorduğunuzda 200 lira.

 Olur düşüneyim diyerek oradan ayrılırsınız.

Bu konuyu bir arkadaşınızla konuşurken sana derki ''falan adrese git arabayı da götürmene gerek yok anahtarı götür otuz kırk liraya yapıyorlar''

Hemen o adrese gidersin anahtarı on dakika gibi bir sürede yapıverir ve kırk lira verip çıkarsınız.

Merakla arabanızın yanına gelirsiniz uzaktan kumandalı anahtar tıkır tıkır çalışır.

 

OLAY2-

Göz muayenesi için bir özel hastaneye gidersiniz.

Muayene için sıranızı bekler muayeneye giresiniz.

Göz doktoru bir kaç makinede sırayla gözünüze bakar ve ''Gözlüklerde sorun yok yalnız gözünüzde katarakt var hemen ameliyat olmanız gerekir'' der.

Ameliyat için kağıdı yazar gün almanız için ilgili birime yönlendirir.

Doğal olarak o hemen ameliyat ol demekle hemen ameliyat olmayacağın için başka bir hastanenin göz doktorundan randevu alırsın ve gidersin.

Daha önce doktora gittiğiniz söylemeden muayene olursun,muayene biter ve en sonunda doktor derki  ''Gözlüklerin derecesi güzel altı ay sonra en geç bir yıl sonra bir daha kontrol için gelebilirsin çünkü bir yıl içinde gözlük derecen geri düşebilir'' der.

Teşekkür falan derken en sonunda ''Gözümde katarakt var mı?'' diye sorduğunda ''Hayır şu anda görünen bir şey yok'' der.

Kafanız karışır Amerikalı yazar Robin Cook 'un yazdığı KOMA adlı kitap aklınıza gelir.

Sağlığın tamamen özelleştiğinde  insanın nasıl meta olduğunu, para kazanmanın aracı haline geldiği değersiz bir obje olduğu aklınıza gelir.

OLAY3

Evinizde buzdolabınız bozulur servisi ararsınız bir gün sonraya gün verirler.

 Bekleme süresinde internet denen yeni dünyada servislerle ilgili bölüme göz atarken buzdolabı markasının genel merkez servis bölümün kaydı gözünüze ilişir.

Orayı arasınız servisten gün aldıklarını gün ve randevu veren servisin şirketin bilgisi dahilinde olup olmadığın ı sorduğunuzda verilen cevap şöyledir.

''Bizim kayıtlarımıza göre öyle bir yetkili servis kaydımız görünmüyor size en yakın servisimizin numarasını vereyim'' der ve verir.

Orayı ararsınız ve yeniden randevu alırsınız.

Ertesi gün olur sahte servisçi sizi arar ve ''Geliyorum'' der ne yaparsınız.

''Biz bu gün evde yokuz lütfen servis randevumuzu iptal edin'' dediğinizde verilen cevap aynen şöyledir.

''Biz geldik adresinize yakınız servis paramızı alırız.''

Ne  yaparsınız doğal olarak ilk önce nezaket gösterip saçma sapan bu insanları başınızdan defetmek istersiniz.

Bu da yetmeyince işin aslını anlatmak zorunda kalıp onun geri adım atması için kendinizi, sosyal konumunuzu tanıtarak emniyeti devreye sokacağınızı söylersiniz.

Karşınızdaki bakarki karşısındaki tüketici bilinçli, haklarını biliyor, yasal yolların ne olduğunu biliyor bu sefere biraz evvel parayı alırım ederim diyen kabadayı tip köpekleşerek kuyruğunu kıstırıp bir sürü özür dileyerek telefonu kapatır.

OLAY4-

Arabanızı tamire bırakırsınız akşam olur tamirden alırsınız ve usta ne yaptın diye sorarsınız size söyler ve paranızı öder çıkarsınız.

Tamirden çıkan aracınızla uzun yola gidersiniz aracınız dağın başında kalır.

Kendi yöntemlerinizle aracı çalıştırmanız mümkün olmayınca dağın başından kaskonuzu devreye sokarak çekici istersiniz.

Üç saat sonra çekici gelir aracınızı en yakın şehirdeki ilgili servise çekersiniz ve aracın arızasına bakılır.

Sonuçta derlerki; ''Bu aracın baskı balatası ne zaman değişti?''

Sizde birkaç gün önce dersiniz.

Servisteki ilgili kişi şanzuman içinden çıkardığı baş parmak büyüklüğünde anahtar başını göstererek derki '' Baskı balata değişimi sırasında bu parça şanzuman içinde unutulduğu için şanzuman dişlileri ve falanı filanı parçalanmış.''

Masraf ne kadar şu kadar diyor ve kasko ödemiyor falan filan aracı iki gün bırakıyorsun yapılıyor ve alıyorsun.Ne yaparsınız?....Hiçbirşey.

Olay 5..

Belediye başkan aday adayı oluyorsunuz ön seçim oluyor ön seçime bir gün kalana kadar bir çok insanla görüşüyorsun gruplara hakim olan kişilerle konuşuyorsun  bu iş tamam diyerek seçime doğru yol alıyorsun.

Seçime bir gün kala ne oluyorsa oluyor sizinle yol alacağını söyleyen grup öncüsü kişilerin bir anda yer değiştirerek sizin dışınızda yarışan arkadaşlarınızı desteklediğini yerel basından ve yakın arkadaşlarınızdan öğreniyorsunuz.

Ne yaparsınız hiç bir şey bu tür insanlarla sosyal ilişkinizi kesersiniz bir kez daha birlikte olma durumu olduğunda olmazsınız ve sosyal medya ortaklığınız da bitirirsiniz.

Çünkü bu tür adamlara bir şey söylemenin sözün israf olacağına inandığım için muhatap bile olmazsınız yolunuza bildiğiniz gibi devam edersiniz.Biz de öyle yapytık,küsmeden kin tutmadan merhaba merhaba o kadar.

SONUÇ:

Bu güzel ülkede bu olayları yaşayan bu arkadaşınız ülkenin her şeyiyle bozulduğunu bir kaç örnekle anlatmaya çalıştım.

Bozulanlar nedir diye sormaya gerek yok bozulmayan nedir diye aramak daha az zaman alacaktır diye düşünüyorum.

İnsanımız bozulduktan sonra insanların kullandığı mesleklerin, alanların, doğanın, denizin,havanın,suyun, ekmeğin,siyasetin,tamircinin,doktorun,mühendisin bozulması gayet doğal değil mi?

 

2015 yılı geldi geçiyor ülkenin her yanından kan ve göz yaşı akarken,en büyük temennimiz 2016 yılının ülkemiz için huzur mutluluk barış getirmesi  yobazlığın ırkçılığın,bölücülüğün, pisi pisine ölümlerin,faili meçhullerin,fakirliğin,sömürünün olmadığı, insanın insan yerine konulduğu,çocukların ölü bedenlerinin sahillere vurmadığı  yeni bir yıl dileğiyle yılbaşınız ve yeni yılınız kutlu olsun.