Sözcü Gazetesi davasında sanıklar ilk kez hakim karşısına çıktı. Davanın tek tutuklu sanığı olan Sözcü Gazetesi muhabiri Gökmen Ulu, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını dünyaya duyuran ilk gazeteci bendim" dedi.  

Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay ile 3 gazete çalışanının  "Silahlı terör örgütünü yönetme", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından yargılandığı davanın ilk duruşması başladı. İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmaya davanın tek tutuklu sanığı olan Gökmen Ulu bulunduğu cezaevinden getirildi. Tutuksuz sanıklar Melda Olgun ile Yonca Kaleli de duruşmada hazır bulundu. Duruşmayı CHP'li milletvekilleri Barış Yarkadaş, Mustafa Balbay ile Sözcü Gazetesi'nin yazarları Uğur Dündar, Yılmaz Özdil ve çok sayıda gazeteci de izledi.  Mahkeme başkanı iddianamenin özetini okuduktan sonra sanıkların kimlik tespitini yaptı. Ardından tutuklu sanık Gökmen Ulu savunmasına başladı. 

"EVRENSEL GAZETECİLİK İLKELERİNDEN ÖDÜN VERMEDİM"

Sözlerine "Yurtsever bir gazeteci ve Mustafa Kemal'in takipçisiyim" diyerek başlayan Ulu, "Demokratik hukuk devletini, adaleti, insan haklarını, ulusal bütünlüğü, cumhuriyetin kazanımlarını savundum. Hakikatten ayrılmadım. Herhangi bir dernek ve cemiyete angaje olmadan evrensel gazetecilik ilkelerinden ödün vermedim" ifadesinde bulundu. 

"ASIL SORUN MUHALİF GAZETECİLİK İSE..."

FETÖ ile suçlanmasının ağır bir iftira olduğunu ve bu durumunda son derece ağrına gittiğini belirten Gökmen Ulu, "Asıl sorun muhalif gazetecilik ise bununla yargılanmak daha doğru olurdu" dedi. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de liderlerin attığı her adımın haber niteliği taşıdığına dikkat çeken Ulu, "Özal'dan Demirel'e kadar liderlerin sayısız haberleri yapılmıştır. Cumhurbaşkanı'nın da birçok yerde yaptığı tatillerle ilgili haber olmuştur. Bu haberleri de tüm gazeteler kullanmıştır" diye konuştu.  

"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN ORADA TATİL YAPTIĞINI TÜM MARMARİS BİLİYORDU"

Ulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı otelin haberini 15 Temmuz günü sabah saatlerinde yaptığını, haberin de herhangi bir olumsuzluğun henüz yaşanmadığı saat olan 16.25'te yayınlandığını belirtti. Ulu, "Zaten Erdoğan'ın orada tatil yaptığını tüm Marmaris biliyordu. Hatta otelde kalan Türk turistler de Erdoğan'ın orada tatil yaptığını sosyal medyada paylaşmışlardı" diye konuştu.

"O OTELDE FETÖ MAĞDURLARIYLA SAYISIZ RÖPORTAJ YAPTIM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kaldığı yeri bu haberlerden öğrendiğini kendisinin de gidip bu durumu haberleştirdiğini anlatan Ulu, "Sözcü logolu arabayla otelin önüne gittim. Gazetecilik refleksiyle otelin kapısının önünde bekledim. Yanımda fotoğraf makinem de vardı. Çıkarsa belki fotoğrafını da çekerim. Hatta şansım olursa belki küçük bir demeç de alırım diye düşündüm. Otelin yetkililerini tanıyordum. Birlikte yemek de yedik. Onlar da Cumhurbaşkanlığı yetkililerine söylediler. O yetkililer de biliyordu benim orada olduğumu. Bu bir tatil haberi. Otelin güvenlik kameralarından görülebilir bu" diye konuştu. 

Gökmen Ulu söz konusu otel de daha önceleri FETÖ kumpasları mağdurlarıyla da sayısız kez televizyon programları yaptığını sözlerine ekledi. 

"CUMHURBAŞKANININ AÇIKLAMASINI DÜNYAYA, İLK DUYURAN GAZETECİ BENİM"

Darbe girişiminin saat 22.00'da herkes gibi televizyonlardan öğrendiğini ve soluğu Cumhurbaşkanı'nın kaldığı otelde aldığını anlatan Ulu, "Marmaris'teki tüm basın mensupları davet edildi. Villanın bahçesine alındık. Saat 00:05'te Cumhurbaşkanı ilk kamuoyu açıklamasını yaptı. 5 dakikalık açıklamasını tamamladıktan sonra Hasan Doğan bizi villanın çıkışına uğurladı. İstanbul'daki haber merkezini arayıp hemen Erdoğan'ın açıklamasının satırbaşlarını yazdırdım. Cumhurbaşkanı'nın açıklaması saat 00:13'te sozcu.com.tr'de yayımlandı. Erdoğan'ın 'herkesi meydanlara bekliyorum' açıklamasını dünyaya, ilk duyuran gazeteci benim" ifadesini kullandı. Daha sonra da durmadığını gidip kaldığı otelde Erdoğan'ın açıklamasının tam metnini haberleştirdiğini anlatan Ulu, halkın darbeye karşı yürüyüşünü de haberleştirdiğini ifade etti. 

"DARBECİLERİN, ERDOĞAN'IN KALDIĞI YERİ GÜNLER ÖNCESİNDE FOTOĞRAFLADIKLARI ORTAYA ÇIKTI"

Gökmen Ulu,  o gece bazı televizyonların   'Cumhurbaşkanı İstanbul Atatürk Havalimanı'na geliyor' alt yazıları geçtiğine de dikkat çekerek, "Şimdi o basın mensuplarının da darbecilere yardım ettiğini mi söylemeliyiz" dedi. Muhafız Alayı iddianamesi ve Muğla suikast davası ile Darbe Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı raporda, darbecilerin günler önce Erdoğan'ın kaldığı yerle ilgili keşif  yaptıkları ve fotoğrafladıklarının belirtildiğine dikkat çeken Ulu, "Darbecilerin, Erdoğan'ın yerini gazetecilerden öğrenmedikleri kanıtlandı. Hakikat ortaya çıktı" diye konuştu. Ulu'nun savunması sona erdi. Duruşmaya ara verildi. 



BURAK AKBAY YAZILI SAVUNMA SUNDU

Sözcü Gazetesi davasında tüm sanıkların savunmaları tamamlandı. Gazetenin sahibi olan ve firari sanık Burak Akbay da, avukatı aracılığıyla mahkemeye yazılı savunma sundu. Savunmasında, Sözcü Gazetesi'nin Atatürkçü bir gazete olduğu için hedef alındığını ileri süren Akbay, "Türk adaleti buna alet olmuştur. Şahsım adına yapılan suçlamalar kumpasın bir parçasıdır" ifadesini kulandı.  

Sözcü Gazetesi sahibi Burak Akbay, İzmir muhabiri Gökmen Ulu, internet sitesi çalışanı Mediha Olgun ile muhasebe sorumlusu Yonca Yücekaleli hakkında, "Silahlı terör örgütünü yönetme", "Silahlı terör örgütü propagandası yapmak" ve "Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek isteyerek yardım etme" suçlarından açılan davanın ilk duruşması sona erdi. Öğleden önce yapılan oturumda tutuklu sanık Gökmen Ulu savunmasını tamamlamış, 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kaldığı yerin haberini yaparak darbecilere yer bildiriminde bulunduğu iddialarına cevap vermişti. Ulu, yapılanın sadece haber olduğunu anlatarak suçlamaları reddetmişti. 

BURAK AKBAY: ATATÜRKÇÜ BİR GAZETE HEDEF ALINMAKTADIR

Öğleden sonra ki oturumda gazetenin sahibi firari sanık Burak Akbay'ın mahkemeye gönderdiği 4 sayfalık yazılı savunması okundu. Avukatı tarafından okunan savunmasında, iddianamenin Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce'nin beyanları üzerine yazıldığını belirten Akbay şunları kaydetti; "Şahsım, Atatürkçü bir gazete kurduğum için hedef haline getirilmiştir. Türk adaleti buna alet olmuştur. Şahsım adına yapılan suçlamalar kumpasın bir parçasıdır. Gerçek bir kumpastır bu. Fehmi Koru denen şahsın gerçek dışı savlar içeren köşe yazısıdır. Atatürkçü bir gazete hedef alınmaktadır. Sözcü Gazetesi'nin yok olması kimin işine gelir? Bu iddianamenin varlığı bu örgütün faal olduğunu göstermektedir. Fehmi Koru ve Hüseyin Gülerce kısmen 17 Aralık'ı kısmen 15 Temmuz sonrasının izlerini silmek için bu kumpasa dahil oluyorlar. Dayatma mı var yalancı tanıklık için? Hakkımda FETÖ lideri ile bir fotoğraf için fotomontaj gibi bir yola başvurulmuştur. Şahsımın fotomontajlı görüntülerine karşı içerik engelleme talebim reddedilmiştir. Ben adaleti nerede arayacağım? Bu kumpaslar geç de olsa anlaşılmıştır. Aileleri mağdur olmuştur. Bunu yapanlar bir gün adalet karşısına çıkacaktır. Okullarında okumadım. Semtlerine bile uğramadım. İş hayatımda kurmuş olduğum gazetelerin çizgisi modern hukuk devleti çizgisidir. Hem özel hayatımda hem Sözcü gazetesinde FETÖ'yü eleştirmiş biri olarak tespitim; bunlar gerçek FETÖ'cüleri gizleme çabasıdır"

"NASIL FETÖ'YE YARDIM İLE SUÇLANIYORUM. ANLAMADIM"

Mediha Olgun ise  savunmasına, özgeçmişini anlatarak başladı. Mavi Marmara'nın olayının tanığı olduğunu ve kitabını yazdığını belirten Olgun, "7 yıldır İsrail'i yargılatmaya çalışıyorum. Bir vakte kadar yürüyen davanın müştekilerinden biriyim. Bu şartlarda ilk sorum bu: Nasıl FETÖ'ye yardım ile suçlanıyorum? Anlamadım" ifadesinde bulundu. Marmaris haberinin hiçbir noktasında yokum. Haberin suç olmadığını da söylüyorüm. O haberi siteye giren, yayınlayan biri de değilim. Yetkim bile yok. Yüce yargımızın 'canı sağolsun' diyorum. Sadece böyle bir örgütle anılmaktan ve bu damgayı almaktan dolayı çok üzgünüm" diye konuştu. 

YONCA YÜCEKALELİ: O İFADELER BANA AİT DEĞİL

Tutuksuz sanık Yonca Yücekaleli de yaptığı savunmada, gazetenin muhasebe bölümünde çalıştığını belirterek, "Ben muhasebede çalışıyorum. Savclıktaki ifademde 3-4 satırlık darbe komisyonuyla ilgili bir bölüm var. O benim ifadem değil. Savunmamın aksine, delil olmadığı için FETÖ örgütüne yardım etmekle suçlanıyorum" dedi. 
Duruşma yarına ertelendi.