Bakmayın siz Anayasa ve yasalarda “özgürlük” falan yazdığına; aslında bizde her şey “yasak ve günah” üzerine kurulmuştur.



TBMM, “bizlere zorla seçtirilen” vekillerimizin ceylan derisi koltuklarda oturdukları, ülkemizdeki her türlü işlerin “Yürütme(!)”, yasaların da “Yasama” eliyle çözülme ve uygulama yeridir. Burada olup-bitenleri çok az sayıda torpilli izleyici bir süreliğine de olsa canlı olarak görüp izleyebilir.



Ama tüm vatandaşlarımızı ilgilendiren ve “Haber Alma Hakkı” kutsal bir hak iken Meclis TV, yani TRT-3 yayınları yasaklandı! Kutsal saydığımız “Haber Alma Hakkı” şimdi “Hakkı; Haber Alma!” oldu!



Nedenini soracağız ama; Yassah Gardaş!



Ülkemizde, dünyada eşi görülmemiş bir şekilde bu ülkenin “ismini ve ulusunu” belirten “TC, Türk, Türkiye” gibi kelimeler de çaktırmadan yasaklandı. Gerçi artık “çaktıra çaktıra” yasaklıyorlar ya, neyse!



“Niye yasak?” diye soracak birini arasak; Yassah Gardaş!



İşte bu nedenle TRT’nin ilk T’si de “Türkiye” anlamına geldiğinden “Kadük” oldu!



Ama iktidar bunu “Tayyip Radyo Televizyonu” olarak mı kullanıyor diye sormaya kalksak: Yassah Gardaş!



E; şimdi vatandaş “git benim adıma iş yap” diye Meclise yolladığı “Vekil”lerini nasıl izleyecek?



“Hani haber alma özgürlüğü” mü? ; Yassah Gardaş!



Hâlbuki Meclis TV’yi izleyince neler görüyorduk, neler! Demokrasinin “olmazsa olmazı” muhalefet konuşurken bomboş koltukları, telefonlarıyla oynayan vekillerimizi, uyuyanları, ağza alınmayacak küfürler edenleri, yumruk-tekme atanları; ama artık göremiyoruz!



En önemlisi; bir tartışma ya da konuşmada bomboş olan koltukların bir oylama sırasında ise yaramaz ilkokul çocukları gibi birbirlerini ite kaka kapıdan girenlerle nasıl doldurulduğunu da görüyorduk!



Liderinin talimatıyla mekanik olarak “inip kalkan eller” acaba neyi oyladığını biliyor muydu? Soracağız da; Yassah Gardaş!



Seçim Kanunu ve Parti tüzüklerine göre, özellikle sağ partiler başta olmak üzere neredeyse barajı geçebilen tüm partilerde MV adaylarının ona oy veren seçmen kitlesinin mi, yoksa tek başına Başkanın mı seçtiğini;



“Demokrasi, seçme-seçilme özgürlüğü, özgür irade” falan diye de soracağız ancak ; Yassah Gardaş!



“Vekillerimizin tüm ülkemizi ilgilendiren kararların alınıp uygulanması ve Yasama görevinin yapılmasında hiçbir baskı altında kalmadan(!) nasıl özgürce oy kullanabildiklerini de görüyoruz” diyecem amma; buna en saf vatandaşımızın bile bir taraflarıyla güleceğini de biliyorum!



Bu durumda vekillerin işi “başkanının emriyle parmak kaldırıp-indirmek” midir diye sorsak; Yassah Gardaş!



Hadi Meclisi anladık! %35-40 oyla %60-65 sandalye kapmayı da öğrendik.



Ama ikide bir “Milli İradeyi ben temsil ediyorum” diyenlere, aldığın oy tüm seçmenin % kaçı da sen sanki %100 oy almış gibi yalan söylüyorsun;



Böyle Milli İrade olmaz! Diye soracağız ama ; Yassah Gardaş!



Meclisi geçtik; Anayasada “Toplantı ve Gösteri Özgürlüğü” maddesinin olduğunu bilenler açık alanlarda bu hakkını kullanmak için toplandı mı, “orantısız polis gücü, cop, basınçlı kimyasal su ve bolca biber gazı” ikramı başlıyor!



“Kalsın, ben almayayım” deme lüksün de yok; “Allah Allah” nidalarıyla kalabalığa dalan polisimiz “Allah ne verdiyse!” ikramda kusur etmiyor!



Bazen safça “anayasa, hak-hukuk, yok mu bunun sorumlusu?” falan demeye kalkınca; Yassah Gardaş!



Meclisi de, sokakları da hallettik; artık toplantı, pankart, slogan yok; bu kadar! Hatta halka açık parklarda bile üç kişi yan yana gelemeyecek! Son günlerde elektrik düğmesi gibi park açıp kapatıyoruz; hem de törenle!



“Hepsi iyi de “yüksek lise”leri ne yaparlar acaba?” diye düşünecektim; ama fırsat bırakmadılar! Zaten liseye kadar 4X4’le “dindar ve kindar” nesillerimizin yetiştirilebileceği tüm altyapı fazlasıyla sağlandı.



Artık tüm okullar İmam Hatipleşecek; ama yetmez; hangi seçmeli dersi seçecekleri de söylendi!



Artık derslere türbanlı öğretmenler girecek! Elbette “bu yetmez ama” çarşaf giymenin önünde hangi engel kalıyor ki?



Şimdi “ülkede demokrasi, eğitim özgürlüğü, çağdaş eğitim var mı?” diye soracağım ya;



Onlar demeden bu kez ben diyeyim:



YASSAH GARDAŞ!