''Bir sözden bir makale bir roman bir destan çıkar'' diye boşuna dememişler.

Geçen günlerde katıldığım bir toplantıda, bir bayan partili arkadaşımın haykırışı beni çok düşündürdü.

Bayan arkadaş ''Ortadoğu da olanlar ve ülkemizde oluşan dinsel ayrımcılıktan çok korktuğunu, hatta çocuklarımın bile korkarak okula gittiğini'' söyledi.

Bu sözleri,çığlığı duymamak ve dikkate almamak mümkün mü?

Elbette hayır.
Suriye de özellikle dinci terör örgütlerinin egemen olduğu bölgelerde, insanların farklı inançtan olduğu tespit edildiği takdirde kafalarına sıkılarak öldürüldüğü haberlerini izliyoruz.

Artık sünni inancının radikal grupları ''tek doğru benim inancım'' diyerek, yıllar boyunca orta doğu coğrafyasında birlikte yaşayan alevi,sünni, nuseyri,ortodoks hristiyanları boğazlamaya başladı.

'' Ya Allah ya bismillah Allahu ekber'' diyerek koyun keser gibi insan kesen,kelle koparan,çoluk çocuk demeden öldüren bu anlayışa ''Müslümandır,iyi çocuklardır'' muamelesi yaparak, silah yardımı ve lojistik destek yapanlar tarih önünde teröre destek verdiklerinden dolayı yargılanacaklardır.

Bakın dünyaya, bu görüntüler bizim ülkemizde oluşursa, buna hiç şaşmayın.

Sıra bizdedir.

Alevi yurttaşlarımız tedirgindir.

Diğer inanç grupları tedirgindir.

Suriye den ülkemize giren beş yüz bin insan içinde çeşitli terör gruplarının olduğu ve bu grupların zamanı geldiğinde toplu katliamlar içinde olacağı konusunda makaleler okuyoruz.

Bunun en canlı örneği Kenya'nın başkenti Nairobi de eş- şebab örgütünün alışveriş merkezine yaptığı saldırı ve bir çok insanın canavar dinci terör örgütü üyeleri tarafından öldürülmeleri.

Pakistanın Peşaver kentinde kilisede ayin yapan insanlara saldırılar, Irakta yapılan saldırılar gözü dönmüşlüğün canlı görüntüleri.

Toplantıda ''korkuyoruz çocuklarımız da korkuyor'' diye feryat eden bayan arkadaşın bu görüntülerden sonra korkuyor olmasını anlayabiliyor muyuz?

El- kaide ve eş- şebab örgütlerinin Suriye de başarılı olması için destek verenler 2003 yılında ülkemizde yapılan el-kaide katliamlarını unutmuş görünüyorlar.

Bu örgütlerin kuklacısının ABD ve emperyalistler de olduğunu unutuveriyorlar.

AVM de peygamberin annesinin adını bilmiyor diye,sabah namazı kaç rekat olduğunu bilmiyor diye insanları katletmek caizdir diyen yeni bir kuran,yeni bir İslam mı mı çıktı da bizim haberimiz yok.

İşte bu görüntüler ülkemizde yaşayan Alevileri ve Müslüman olmayan veya Müslüman gibi yaşamayan kesimleri fazlasıyla tedirgin etmiştir.

İşte bu ortamda Türkiye seçimlere gidiyor.

Hangi parti olursa olsun, kim neyi desteklerse desteklesin bu seçimler ülkenin dönüm noktası seçimleri olacaktır.

Bu seçim, çağdaş modern, yüzü batıya dönük,liberal ekonomiyi ve kurumlarını savunan, özgürlükçü ortamlardan yana olanlar,laik demokratik cumhuriyetin yaşamasını savunan en azından bırakın demokrasiyi laik cumhuriyeti savunanlarla, orta doğuyu kan gölüne çeviren dinci terörü destekleyen,demokrasiye inanmayan,Atatürk cumhuriyetine karşı olanlar, tek doğrunun sünni İslam ve onu destekleyenler olduğuna inanan,imam hatip mezunu adam gibi adam diğer okullardan çıkanlar ayyaş tinerci çapulcu diye bakan anlayış arasında geçecektir.

Bu seçimlerde liberaller, merkez sağda olanalar, cumhuriyet ve Atatürk devrimlerine inananların dinci,yobaz, gerici anlayış içinden koptuğu seçimler olacaktır.

Bu seçimde ya orta doğu bataklığı ve her gün kalabalıklar içinde bombaların patladığı bir ortamın oluşacağı bir durum tercih edilecek, ya da özgürlükçü demokrasi,laiklik cumhuriyet ve çağdaşlık tercih edilecektir.