DİZİ ve sinema oyuncusu Sinem Uslu, ABD’nin yıllarca Türk halkına Pearl Harbour ve Vietnam üzerinden kendi kahramanlıklarını ezberlettiğini belirterek, “Ama asıl gerçek kahramanlıklar bizim ülkemizin her karış toprağında var. Bizim kadar vicdanlı, bizim kadar sevgi dolu, bizim kadar insanı insan olduğu için seven bir millet daha yoktur” dedi.

Türkiye’nin Oscar adayı olan ve Kore Savaşı’nda yer alan Astsubay Süleyman Dilbirliği’nin başından geçen gerçek hikayeden esinlenilerek beyazperdeye aktarılan ‘Ayla’ filminin Antalya galası yapıldı. Filmin oyuncu kadrosunun çoğunluğunun katıldığı Özdilekpark’taki galaya Antalyalılar yoğun ilgi gösterdi. Kendileri için hazırlanan platforma alkışlar eşliğinde çıkan oyuncular, yönetmen ve yapımcı, duygularını sinemaseverle paylaştı.

Kısa söyleşinin ardından filmin oynatılacağı sinema salonlarına geçen ekip, burada da filmi izleyenlerle buluştu. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan sinema ekibi, filmin dünya çapında gördüğü ilgiden söz etti.

Yapımcı Mustafa Uslu, ‘Ayla’ filminin oscara aday olduğunu hatırlatarak, “Los Angeles’ta çok iyi reaksiyonlar aldık. Umutluyuz, çok umutluyuz. Belki de Türkiye ilk defa bu kadar oscara yakın. Bir tık ileride. Bu yıl katılan filmlerin içerisinde gerçek hikaye olmaması ve konjonktürel olarak da Ayla filminin, dünyanın kanayan yarasına parmak basması açısından bütün dünyada da anlamı olan bir film. Bence oscar heyetinin bunu gözardı etmeyeceğini, bu insanlık hikayesi ile bütün dünyayı kavuşturacağını düşünüyorum. Bu hikayenin bir milliyeti yok. Bugün dünyanın her yerinde savaş yaşanıyor. Savaşın binlerce mağduru çocuklardan oluşuyor. Ayla filmi ne mutlu ki bize, çok güzel etkiler alıyoruz. Örneğin Los Angeles’ta filmi izleyen bir Amerikalı aile, Türkiye’ye Gaziantep’e gelip savaş mağduru bir çocuğu evlat edindi. Bu da bizi mutlu etti” dedi.

Oyuncu Sinem Uslu da ABD’nin yıllarca Türk halkına Pearl Harbour ve Vietnam üzerinden kendi kahramanlıklarını ezberlettiğini belirterek, “Ama asıl gerçek kahramanlıklar bizim ülkemizin her karış toprağında var. Aslında bir irdelesek neler neler çıkacak. Çünkü bizim kadar vicdanlı, bizim kadar sevgi dolu, bizim kadar insanı insan olduğu için seven bir millet daha yoktur. Bütün dünya Türkiye’nin adını Ayla ile duydu. Bundan sonra da rekabet ortamı arttıkça, bu çıta yükselecektir” diye konuştu.

Oyuncu İsmail Hacıoğlu ise filme gösterilen ilgiden çok mutlu olduğunu ifade ederek, “Seyirci ile buluşmak benim de ilk deneyimim. İyi bir film yapmak için yola çıktık. Şimdi hepimizin filmi oldu. Ülkemizi temsil edecek. Umarım Ayla’mızın yolu açık olur” dedi.
Oyuncu Murat Yıldırım da dünyanın her yerinde savaş olduğunu ve kendilerinin buna alıştığına vurgu yaparak, şunları söyledi:
“Her gün çocuklar ölüyor. Her gün çocuklar anne ve babasız kalıyor. Bu bizde normal gibi görünüyor. Ürkütücü olan taraf da bu bence. Ülkemiz kahraman bir ülke ama biz bunu gösteremiyoruz. Çünkü, sinemamız henüz ABD’deki gibi değil. Orada Japonya’yı bombalayıp, kendilerini acındıracak filmler yapabiliyorlar. Biz bir çok konuda, bir çok yerde kahraman olmamıza rağmen bunu çok fazla gösteremiyoruz. Ayla bunlardan bir tanesi oldu. Bu açıdan çok mutluyum. Herkes Ayla’yı sevdi, sahiplendi.”

Ayla’ya hayat veren küçük yıldız Kim Seol ise gazetecileri ‘Merhaba’ diyerek karşıladı. Nasıl bir film olduğunu bildiğini söyleyen Kim Seol, “Bu içinde savaş olan bir film. İçerisindeki hikaye çok güzel bir hikaye. Bu film ağlatırken çok ağlatan, güldürürken de çok gülderen harika bir film bence. Teşekkürler” diye konuştu.

Ayla filminde ‘Halit’ karakterine hayat veren Koray Ergün, filmin ‘En iyi yabancı film’ oscarını alabileceğini tahmin ettiğini, hatta sürpriz yaparak başka oscarlar da alabileceğini ifade etti.

Oyuncu Halil Kumova ise medyanın filme ilgisizliğinden yakındı. Kumova, “Ne olur medyamız da sahip çıksın bu filme. Seyircimiz sahip çıktı. Sizler de sahip çıkın. Ne kadar gündemde olursak o kadar bu filmin lehine olacak. Türkiye’nin aday adayı olduğu bir film. Her şeyi ile dört dörtlük bir film” diye konuştu.

Yönetmen Can Ulkay da hedeflerinin sinema standartlarına uygun bir film yapmak olduğunu belirterek, sevginin evrensel bir duygu olduğunu ve bu sevgiyi anlatabildikleri için mutlu olduğunu söyledi.