CUMHURBAŞKANLIĞI Kültür Sanat Politikaları Kurulu üyesi sanatçı Hülya Koçyiğit, dünyaya film ve dizi satıyor olmanın sektöre ve Türkiye ekonomisine olağanüstü katkı sağladığını söyledi. Türkiye’nin bu anlamda dünyada ikinci sırada olduğunu ifade eden Koçyiğit, “Gönül diliyor ki bu dizilerimiz, filmlerimiz yoluyla gerçekten kendi kültürümüzü aktarabilelim dünyaya. Çünkü olağanüstü bir tarihimiz, coğrafyamız var. Gelmiş geçmiş bu kadar medeniyet var. Gönlüm Türk kültürünün biraz daha ön planda olmasını istiyor” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Politikaları Kurulu üçüncü il ziyaretini Eskişehir’e yaptı. Kurulda yer alan sanatçı Hülya Koçyiğit, gazetecilerin sorusu üzerine dünyaya en çok dizi ve film pazarlayan ikinci ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. Film ve dizi sektörü için olağanüstü bir kazanç sağlandığını kaydeden Koçyiğit, Türk kültürünün yeterince tanıtılmadığından yakınarak, “Sektör için olağanüstü bir kazanç. Ülkemiz için de ekonomik olarak bir kazanç. Hakikaten dünyanın ikincisiyiz. Bütün dünya ülkelerine dizilerimiz satılıyor, pazarlanıyor. Bu çok hoş bir şey. Tamam, para kazanıyoruz, tanınıyoruz. Bunların hepsi güzel. Fakat ne kadar çok Türk kültürünü aktarabiliyoruz? Bunu eleştirmiştim. Gönül diliyor ki bu dizilerimiz, filmlerimiz yoluyla gerçekten kendi kültürümüzü aktarabilelim dünyaya. Çünkü olağanüstü bir tarihimiz, coğrafyamız var. Gelmiş geçmiş bu kadar medeniyet var. Gönlüm Türk kültürünün biraz daha ön planda olmasını istiyor. Elbette modern çağ, modern yaşam ilgi görüyor. Aşk hikayeleri çok büyük ilgi görüyor. Fakat biraz da bizi biz yapan değerlerimizi dünyaya pazarlamalıyız” dedi.
‘BOL BOL AŞK HİKAYELERİ YAPIYORUZ’
Türk dizi ve filmlerinin pazarlama başarısındaki sırrın aşk hikayeleri olduğunu belirten Hülya Koçyiğit, “Bu durum arz taleptir muhakkak. Her zaman için aşk hikayeleri geçerlidir. Bol bol aşk hikayeleri yapıyoruz. Ben geçen yıl Diriliş Ertuğrul dizisini izledim. Çok gurur duydum. Bu bir ilkti ve iftihar ettim. Tarihimizi bize tanıttı, sevdirdi. Merak ettik, kitaplar alıp araştırdık. İnsan bir şeyi tanımaz, bilmezse ön yargıyla bakar. Fakat tanırsa o zaman daha iştahlı, sahiplenerek tarihine bakar. Dolayısıyla bize bu dizinin katkısı oldu” diye konuştu.
Gazetecilerin Yeşilçam filmlerinin hala izleniyor olduğunu hatırlatması üzerine konuşan Koçyiğit, “Samimiyet ve dürüstlük çok önemli. Gerçekçilik vardı. Elbette birçok filmde duygusallık vardı. Aile kavramı, komşuluk ilişkileri vardı. İnsanlar bu dizi ve filmlere teknolojiyi izlemeye değil hikayeyi izlemeye geliyordu. Güzel ve evrensel hikayelerden de esinlenilmiş filmlerimiz var. Kendi hikayelerimiz de vardı” ifadelerini kullandı.