Hakan TÜRKTAN - Saadet KEFAL/ESKİŞEHİR, () - ANADOLU Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi'nin 6-14 Mayıs tarihleri arasında düzenlediği 18'inci Uluslararası Eskişehir Film Festivali'nde bu yılki onur ödülleri, sinema sanatçıları Yılmaz Güney ve Şerif Sezer’e verildi. 1984 yılında hayatını kaybeden Yılmaz Güney’in ödülünü, eşi Fatoş Güney aldı. Uluslararası Eskişehir Film Festivali'nin açılış töreni, akşam saatlerinde Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü'deki Sinema Anadolu Salonu'nda yapıldı. Törene, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Adnan Özcan, Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Savaş Özaydemir, rektör yardımcıları, öğretim üyeleri, sinema sanatçıları ile çok sayıda davetli katıldı. ŞERİF SEZER SAHNEDE DUYGULU ANLAR YAŞADI Onur ödülünü almak için sahneye çıkan sinema sanatçısı Şerif Sezer, konuşmasına başladığı sırada duygulu anlar yaşadı. Kendisi hakkında gösterilen kısa filmde geçmişini gördüğünü söyleyen Sezer, şöyle konuştu: “Şu anda ağlayacağım. Anadolu Üniversitesi’ne çok teşekkür ediyorum bu ödülü bana layık gördükleri için. Bütün geçmişimi gördüm. Eskişehir'e Eskişehirlilere teşekkür ediyorum. Ben Eskişehir’e turne vesilesiyle geldiğimde burası gerçekten bir Anadolu kasabasıydı. Porsuk Çayı’na herkes çöpünü atıyordu, kötüydü. Tekrar ben film için bu salonda söyleşi için geldiğimde o zaman Anadolu Üniversitesi’nin kampüsünde kaldık. Aman tanrım, keşke ben burada okusaydım dedim. Bu kadar güzel bir yer, güzel bir üniversite, muhteşem. Daha sonra tekrar geldim, bir kere daha. Aradan birkaç sene geçmişti. Eskişehir inanılmaz bir şehir olmuş. Bugün o Anadolu kasabasından dünya şehrine Eskişehir’i bu hale getiren Yılmaz Büyükerşen'e çok teşekkür ediyorum. Türkiye'nin böyle vizyon sahibi çok insanlara ihtiyacı var. Ona ben gerçekten bütün kalbimle teşekkür ediyorum.” YILMAZ GÜNEY YÜREKLERDE VE BİLİNÇLERDE YAŞAYACAK Onur ödülünün diğer sahibi Yılmaz Güney’in ödülünü eşi Fatoş Güney aldı. Fatoş Güney yaptığı konuşmada, vatandaşlıktan çıkarıldığını öğrendiği zaman Yılmaz Güney’in ağladığını söyledi. Güney, Yılmaz Güney’in insanların yüreğinde ve bilincinde her zaman yaşayacağını ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ne yazık ki Yılmaz Güney adına bu ödülleri almak bana kaldı. Keşke o yaşasaydı da kendisi alabilseydi. Ben onun hep üzüntüsünü hissederim. Ama bu benim içinde bir görev oldu. Hem sevinci, gururu, hem de üzüntüyü aynı anda yaşıyorum. 1981 yıllarında yazılarından dolayı Yılmaz aldığı ceza nedeniyle sürgüne gittiğimizde bir gün, Paris’te Yılmaz Güney'in vatandaşlıktan çıkarıldığı haberini duyduk. Yılmaz o kadar kederlendi ki; üzüntüsünden ağladı. Ben dedim ki; Yılmaz ağlama vatandaşlıktan çıkartılmak olayı sadece kağıt üzerindeki bir işlemden ibarettir. Sen ülkenin insanlarının yüreğinde ve bilincindesin. Hiçbir güç, hiç kimse seni onların yüreklerinden, bilinçlerinden söküp atamayacak. Senin köklerin orada. Sen hiç unutulmayacaksın dedim. Ve de öyle oldu. Böyle ödüllerle, insanlığıyla, mücadelesiyle, üzüntüsüyle, sinemalarıyla hep anıldı, hep yaşatıldı, hep yaşıyor ve hep yaşatılacak. Ben bu vesileyle Anadolu Üniversitesi'ne çok teşekkür ediyorum. Festivale emeği geçen herkese çok teşekkür ediyorum. Yaşasın festival yaşasın sinema yaşasın Yılmaz Güney diyorum.” EMEK ÖDÜLÜ PARLA ŞENOL’A Emek Ödülü’ne layık görülen Parla Şenol yaptığı konuşmada, emeklerinin karşılığını bu ödülle aldığını belirterek, “İlk sinema ödülümü 53 yıl önce 1963 yılında almıştım. Yarın da 60 yaşına basıyorum daha doğrusu dolduruyorum. Uzun bir yolculuk bu. Gerçekten bu ödül benim için çok önemli. Çünkü emek ödülü. Emeklerimin karşılığını almış oluyorum. Benim en yakın arkadaşlarım, ilk arkadaşlarım set işçileriydi. 35 milimetrelik o bobinli makaralarından kuleler inşa ederdik, arabalar yapardık, evler inşa ederdik. O günleri çok sevmiş olacağım ki; ben büyümemeye karar verdim. Yaşlandım ama büyümedim. Bu küçük kalmış, büyümüş yaşlı kadına bu denli özel bir ödülü veren Eskişehir Anadolu Üniversitesi Uluslararası Film Festivali komitesine çok çok teşekkür ediyorum beni onurlandırdıkları için. Ve diyorum ki; sanatsız kalmamak için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Çünkü sanat sizin söyleyemediklerinizi söyler, sizin hissedip de dile getiremediklerinize aracı olur, somutlaştırır. Yürekleri yakınlaştırır, her türlü engele, her türlü badireye rağmen lütfen sanata sahip çıkın. Sanata sahip çıkmak bu festivallerle oluyor. Ben de bu festival için yaşasın sinema diyorum” diye konuştu. Festival programında Türk Sineması 2015-2016, Dünya Sinemasının Genç Yıldızları, Dünya Festivalleri, Canlandırma Filmleri, Gece Yarısı Sineması, Hayatımız Belgesel, Sinema Tarihinin Unutulmazları ve Kısa Filmler başlıklarında kısa ve uzun metrajlı filmler yer alıyor.