Kainatta ölümsüz hiç bir şey yok... Canlı ürer, doğar, büyür, yaşlanır ve ölür... Normal ölümün seyri bu... Bir bitki tohum olarak toprağa atılır, sonra toprakta yeşermeye başlar fidan olur, büyür, yaşlanır, ırkına göre ömrünü tamamlar ve ölür. Bitki içinde normal seyir bu. Oysa bir bitki fidanını elinize alır, bahçenize dikmek için götürürsünüz, dikersiniz ve bir de bakmışsınız ki birkaç hafta  sonra büyüyeceği yerde kurumaya başlamıştır. Bir insan doğduğu zaman onun ölümü için bir tarih veremezsiniz. Belki daha emeklemeden, gençliğinde belkide düşünülenden fazla yaşayarak ölmüştür. Şimdi öleceğiz diye korkmanın bir faydası yok. Oysa korkmadan yaşamak varya her şeye değer. Ölüm korkusu yerine Allah korkusu olsun yüreklerde... Dürüst, namuslu, dininin vecibelerini samimi olarak yerine getiren insanlar, kul hakkı yemeyenler Allah korkusuyla yaşarlar ama, kuşkusuz yürekleri vicdanları rahattır.
Bir de paranoyak korkular vardır insanların içinde... İşte en kötü korkular bunlardır. Olacağı belli olmayan, ancak her an olabileceği düşünülen korkular... Ensenizden rüzgarın hışırtısı geçse ‘Ne oluyo’ diye korkarsınız.
Türkiye’de siyasette bu tarz korku salmaya başlandı insanların üzerine... Yani insanlar yapılan siyasetler sonucu siyasi paranoyak oldu.
Nasıl ki;
-CHP iktidara gelirse din elden gider...
-Milli Görüş iktidar olursa yaşam alanları sınırlanır, otobüsler haremlik selamlık olur. İçki içilmez, içkili yerler kapatılır...
Şimdi iki karşıt görüşün paranoyalarını verdim...
Aslında ne kadar yanlış böyle korkularla yaşamak.
Demokratik ülkelerde iktidarlar sandıktan çıkıyor. Türkiye’de çoğunluk sandıkta iktidarını oluşturmuşsa, bu iktidar seçim vaadlerini yerine getirecektir. Peki her zaman sandıktan çıkan bir ülke için iyi sonuç demekmidir. İyi bir gelecek midir?
Yakın tarihimizde, derin devlet denilen yapı iktidarlar üzerinde hegemonya kurmuş demokrasiye sürekli müdahale etmiştir.
Müdahelenin ana kaynağı ‘irticai faliyetler’.
Bugün Türkiye. T.C Anayasa Mahkemesi tarafından ‘irticanın odağı olmak’ suçu ile cezalandırılmış bir parti tarafından yönetiliyor.
Peki bu parti zamanında irtica ne kadar azdı.
Tam tersi, zina suç olmaktan kaldırıldı. Artık bir kadın veya erkek yaşı 18’i geçmişse istediği gibi bir otele gidip birlikte olabiliyor.
Bir referandum yaşadık...
Referandum’da ‘Evet’ diyenlerle ‘Hayır’ diyenlerin bulundukları nokta, yaşam tarzları oldukça değişken...
Bu referandum’un galibi ‘Evet’çiler olmuştur...
Evetçiler derken tek başına Tayyip Erdoğan ‘evet’ meyvelerini toplamıştır.
Korkunun ecele faydası var mı?
Ne kadar korkarsak korkalım, yüzde 58 evet.
Evetlerle hayırlar arasında bir kavga var mı?
Millet bunu unuttu bile, herkes kendi gündemine döndü.
Siyasetçilerde referandumu unutup seçime bakıyor.
Evet referandum korkusunu atlattık, şimdi seçim korkusu sardı siyasetçileri... Siyasetçileri sararda vatandaşları sarmaz mı?
Devletten ekmek yiyen 14 milyon 750 bin kişi “Ya Ak Parti
kaybederse” diyor.
Ne olur Ak Parti kaybederse? Aslında hiç bisey olmaz. Ama Başbakanlığın yoksulluk araştırması sonucu ortaya çıkan bu rakama mükabil kişiler “Ak Parti giderse ekmeğimiz kesilir” korkusunu yaşıyor. Oysa bu fakir fukaraya ekmeği Ak Parti değil, devlet veriyor...
Tabi bu korkuyu yaratan politikalar...
Ak Partinin yaptığı sosyal politikalar içinde gerçekten takdire değenleri olduğu gibi, insanları tembelleştiren, asalaklaştıranları da yok değil. Ama bir kere alıştırdığınızda insanlar kaybetme korkusu yaşıyor. Nasıl ki siyasetçi seçimi kaybetme korkusu yaşıyorsa, devletin ekmek verdiği bu kadar insan da iktidara güvenerek, ekmeğini kaybetmekten korkuyor.
Bir korku daha, benimde çok korktuğum ve sık takip ettiğim bir konu.
Türkiye bölünür mü?
Ben diyorum ki; “böyle giderse kaçınılmaz”. Arkadaşlar diyor ki;  Yanılıyorsun...
Yanıldığımı sanmıyorum; siyonistler, emperyalistler sinsice bir oyun oynuyorlar alıştıra alıştıra bölüyorlar. Fiiliyatta bölünmüş zaten... Özerklikte istendi. Devlete kafa tutar tavırlar devam ediyor. Bölücü örgüt 30 yıl sorra haklılığını kamuoyu önünde ispatladı...
Eee... Ne yapalım... Korkunun ecele faydası yok!