Sevgili vatandaşlarım; lütfen, sizden çok rica ediyorum, bana yardımcı olunuz! Zaten kuşa çevrilen emekli maaşımla zar-zor geçinebiliyorum, bir de siz keseme el atmayın!... Şimdi “bu da ne demek” diyeceksiniz; anlatayım:

Bakın, sevgili tek adam iktidarımız, sizler geçesiniz diye duble duble otoyollar yaptı. Boğaza üçüncü köprüyü yaptı. Yetmedi Körfez’e de köprü yaptı. Şimdi de Şehir Hastaneleri yapıyor. Elbette bu hizmetler bedava olmayacaktı; olmadı da!
Tüm bu yapılan işler karşılığı yandaş firmaların kimine 15 yıl, kimine 25 yıl “geri ödeme garantisi” verdiler! Hem de dolar üzerinden!...
Yani bu ne demek, anlayabildiniz mi?

Biliyorum, birçoğunuz halen “akkoyun modunda” her denileni alkışlamakla meşgulsünüz. Sizin tuzunuz kuru olabilir; ama ben öyle değilim. Ne makarnam, ne kömürüm geliyor. Hatta kışın bile buzdolabı falan vermiyorlar bana. Hele “şu parası-bu parası” diye değişik isimler altında cüzdanıma kuruş girdiği yok! Bu nedenle cüzdanım inceldikçe yoksulluğun daha da çok farkına varıyorum!

Bu dert beni iyice bitirecek! Nasıl mı?

Eh, onlarda sanki haklı gibi… İktidar oldun mu elbette doyurulacak yandaşlar da artıyor. “Rabbena , hep bana” demek yerine yandaşları sağlama almak için “ara sıra da sana” demek gerek!... Gerçi koca ülkemizde o koskoca ihaleler toplasan üçü-dördü bulmayan firmalara veriliyor. Başka öyle yetenekli firma falan yok demek ki! Ya onlar “milletimizin a… koymayı beceremiyor, ya da “afet ayağından özel davet” ile ihale verildiğinden diğerleri çağırılınca gelmiyorlar anlaşılan…
Evet; birçok büyük projeler yapıldı. Muhalefet, başımıza gelecekleri anlatmak için ne kadar bağırsa da “bu onların muhalif olmalarındandır her halde” diye ya susturuldu, ya dinlenmedi. Ama “görünen ihale kılavuz istemediğinden” gerçek ancak şimdi ortaya çıkmaya başladı.

Kardeşim; dedim ya; o yollar, köprüler, hastaneler yapılırken “garanti ücretler” vaat edilerek yaptırıldı. Yapan yandaş yoldaşları, yıllarca, hem de döviz cinsinden ve her yıl zamlanarak; pardon “fiyat ayarlaması” yapılarak alacağı paraya bakacak!
Şimdi anlayabildiniz mi benim derdimi?

O yol ve köprülerden her gün belli sayıda araç geçmezse ben yandım!
O hastanelerde yatakların %70’i dolmadıysa ben yine yandım!
Aradaki farkı çatır çatır benim cebimden alıp o yandaşa verecekler, hatta şu anda veriyorlar bile!...

Bu nedenle sayın vatandaşlarım, sizden çok rica ediyorum:

O yollardan siz ne kadar çok geçerseniz,
O köprüleri ne kadar çok kullanırsanız,
O hastanelerde kendiniz olamasa da olur, eşinizi-dostunuzu ne kadar çok yatırırsanız ben biraz olsun rahat edeceğim.
Yoksa zaten geçinmek zor, bir de bunlara benden para almasınlar. Size güveniyorum sevgili vatandaşlarım!
Allah duble yollarınızı ve köprülerinizi her daim açık etsin ki sık sık buraları kullanın!
Allah eşinize dostunuza ufak tefek de olsa hastalıklar versin ki; hay Allah, burası pek uymadı ama…
Yahu başka çarem mi var sevgili vatandaşım!
Umudum sizde!