Sözümüz Var Hareketi İcra Kurulu olarak 11 Eylül 2020'de Ankara'da toplanıp yaklaşan kongreyi değerlendirmiş ve görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmıştık.

Kongre yapıldı ve bugün itibarı ile de kesinleşti.

Sonuç: Sıfıra sıfır, elde var sıfır… İleriye değil, geriye gidiş var.

Bildirimizde "Kurultayda olumlu bir gelişme ve değişimden yana bir umudumuz yok" demiştik ama bu denli "geriye gidiş" yaşanacağını da tahmin etmemiştik.

Kuruluş amacından sapan partiler yaşayamaz; çöker ya da kapanır demiştik. Kuruluş amacı, kurucuların amacıdır... Kurucular ortada yok ki amaçlarını sorgulayalım.

Bazı rakamları hatırlarsak, hakikat daha somut anlaşılacaktır:

Daha iki yıl önce Birinci Olağan Kongresi’ni 200 kurucu ile yapan partinin bu İkinci Olağan Kongresi’nde, kurucuların yarısı istifa etmiş, kalan yarının yarısı da "ümitsiz vaka" görerek kongreye bile gelmemiş.

Nitekim 200 kurucudan sadece 28 kişi yeni GİK'e seçilmiş, gerisi bir şekilde harcanmış. Parti değil sanki insan harcama makinası… Tabi ki, insanlarla beraber bazı değerler de aşındırılmış, öğütülmüş durumda... En başta da demokrasi!

Sözümüz Var Hareketi olarak "engelsiz siyaset, engelsiz demokrasi" çağrısı yapmıştık. Bunun olmadığını hem Büyük Kongre öncesi süreçte hem de Büyük Kongre esnasında bir kez daha yaşadık.

Nitekim bahse konu olan son Büyük Kongre’de, bir değil, üç aşamalı engelli bir -sözde- yarış ile olası rakipler saf dışı edilmiştir.

BİRİNCİ ENGEL: En az 10 il dolaşıp, korkmayan (!) delegeleri tek tek bulup 70 imza toplamak ve "aday olmama tavsiyesi" ile karşılaşmak.

İKİNCİ ENGEL: Genel Merkezdeki simsarların gönlünü yapıp, Genel Başkana aittir denilen 100 kişilik anahtar listeye girmeye çalışmak ki; o anahtar liste dışında bir kişi bile seçilemedi!

ÜÇÜNCÜ ENGEL: 100'lük anahtar listeye girdin diyelim; 18 vekil gibi o "kara listeye" girmemeyi de başaracaksın! Zira "oy verilmeyecek" buyurulanların da hiçbiri seçilemedi.

Kimlerin, nasıl seçildiği, sosyal medyada yaptıkları, her biri bir itirafname olan "teşekkür" paylaşımlarından anlaşılıyor zaten.

Siyaset bu değil, hele demokrasi, hiç değil!

Delege iradesi imiş!

Seçenler doğru seçilmemişse, orada sağlıklı seçim olmaz.

Nasıl seçilmişseniz, öyle de seçersiniz.

İstisnalar hariç, "parti teşkilatı" değil de sanki birilerinin "bayilik ağı".

Sonuç;

Keşke biz yanılsaydık ama yanılmamışız diyoruz.

Türk Milletine gösterilen ya da dışarıdan görülen ile içeride yaşananlar apayrıdır.

Bu durum karşısında, Sözümüz Var Hareketi, Ekim ayında yapılacak olan Antalya toplantısında, "yeni bir yol bulmak" da dâhil, kendi rotasını belirleyecek ve yürüyüşünü başlatacaktır...

Yüce Türk milletine saygıyla arz ederiz.