Yeni bir eğitim yılına daha başladık. Yine geçmişte olduğu gibi sorunlarla dolu bir eğitim yılına adım attık.

Yaklaşık 18 milyon gencimiz ders başı yaptı. Biz ne yazık ki her zaman daha ileri eğitim yerine yarattığımız sorunları nasıl düzeltiriz diye başlıyoruz. Dolayısıyla öğrencinin de velinin de öğretmenin ve akademisyenin de kafası hep karmakarışık. Baktığımızda, her insanın aklını iyi kullanması önemlidir.

Hani deriz ya “Allah akıl vermiş.” 

Evet, her insan akla, akıl da eğitime muhtaçtır. İnsana ve eğitime yapılan yatırım geleceğe yatırımdır.

O halde, eğitim yatırımları çok önemlidir ve bu yatırımlar yapılırken öncelikle üst aklın kullanılması gerekir.

Bugün olduğu gibi bir terör örgütünün eğitimle ilgili yaptığı yatırımları yıllarca görmeyip, sonradan fark etmek bu işin planlayıcılarının aklını iyi kullanamadığını gösterir. Onun için özellikle Milli Eğitim denildiğinde onun tüm idarecilerinin aydın kişilerden seçilmesi lazım.

Her aydın; toplumdaki her türlü hastalğı teşhis edip görmek, onu tedavi etmek, çağdaş bir şekilde ilerletebilmek için çalışmalı, akıl ve bilimin öncülüğünde, fedakar, temiz yürekli ve vatansever olmalıdır.

Bu ölçekte seçilmiş eğitim kadrolarımızın okullarımızda bulunmasına dikkat etmemiz gerekir. Çünkü gençlik, ailesinden daha çok okulda; insanlığa saygıyı, millet ve ülkeye sevgiyi, şerefi ve bağımsızlığı öğrenir. Milli kimliğin oluşmasında, millet bilincinin anlaşılmasında öğretmenlerin önemli bir işlevi vardır.

Toplumun zihin dünyasının mimarları öğretmenlerdir. Öğretmenler; çağın bilgisiyle ve mesleki becerisiyle donanmış, Türk Milleti’nin istikbalinin teminatı gençleri geleceğe hazırlamak ve yetiştirmek gibi büyük bir sorumluluk taşırlar. Mustafa Kemal Atatürk’ün söylediği gibi; “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller yetiştirmek, her öğretmenin asli görevidir.

Ne yazık ki Türkiye’de eğitim sistemi, her dönem yazboz tahtasına çevrilmiştir.Her yıl yeniden ele alınan sınav ve yönetmelikler, başta öğretmenler olmak üze-
re herkesin kafasını allak bullak etmiştir.

Böyle bir sistemle öğrenciden, öğretmen den, akademisyenden nasıl başarı beklersiniz. Gelişmiş ülkelerde, başarılı öğrenci-
ler o kadar değerlidir ki, bizde ne yazık ki çok gencimiz harcanıyor. Farkındalık bile yaratamıyoruz. Oysa eğitime önem veren ülkeler; vizyon sahibi gençlerin peşindedir.

Bulduklarında her türlü bursu vermeye hazırlar. Bunlar başarı ölçütleri ezberci değil, yaratıcı ve girişimci gençler arıyor. Onun için bizden beyin göçünü durdur-
mak mümkün görülmüyor.

Etkin ve saygın üniversiteler; sadece derslere odaklı değil, sanatı ve sporu da hayatının bir parçası haline getiren öğrenciler istiyorlar. Bulduklarında da hiç kaçırmıyorlar. Üniversiteler memur zihniyetli akademisyen yerine; özgürlükçü, üreten, bilim adamı amaçlı akademisyen politikası benimsemedikçe, öğrenciler de diplomalı niteliksiz insanlar olmaktan kurtulamayacaktır. Eğitim ve öğretimde temel amaç; bilimi, ilmi algılamış, fikir ve düşünce özgürlügünü benimsemiş, insan haklarına ve hukuka saygılı, Cumhuriyetin ve demokrasinin değerlerine sıkı sıkıya bağlı, milli, manevi ve kültürel değerlerle evrensel ahlaki değerleri kişiliğinin bir parçası haline getirmiş, vatan, millet, bayrak ve edindiği mesleği ile ülkesine ve milletine hizmet aşkıyla dolu, bilimsel, fiziksel ve ruhsal anlamda donanmış gençler yetiştirmektir.

Yeni eğitim öğretim yılı gençlerimizin ufkunu açsın, eğitmenlerimize ve tüm milletimize hayırlı olsun...