Bayramlar küskünlüklerin atıldığı, yardımlaşmanın son safhaya ulaştığı önemli günlerdir hayatımızda.

Savaş tehditlerinin, terörün gölgesinde bir bayrama daha giriyoruz Türkiye olarak. 

Umarız ki bu bayram barış için vesile olur.

Türkiye zor bir dönemden geçiyor.

Dış güçler Türkiye’ye öyle bir tuzak kurdu ki, bu tuzağa bir kere düştük. Bu aşamadan sonra vazgeçmemiz de zor.

Sayın Başbakan geçmiş yıllarda Türk dış politikasını yeniden şekillendirirken önemli bir mesaj vermişti. Ve hoşumuza gitmişti. Her vatandaşın da benim gibi hoşuna gittiğini düşünüyorum.

O politikanın sloganı şuydu:

-Komşularımızla sıfır sorun…

Hani bir atasözümüz vardı; Ev alma komşu al…

Şimdi gelinen nokta da bu atasözünden ne eser kaldı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın çizdiği dış politika söyleminden hiç bir şey kalmadı.

Ne sıfır sorunlu bir komşumuz var, ne güvenilecek bir dostumuz.

Türkiye’yi Suriye’nin kucağına iten Amerika bir şeyi itiraf etti.

Suriye politikasını İsrail ve Türkiye ile birlikte yürütüyoruz.

Barack Obama’nın seçim propagandası yaparken kendi kamuoyuna açıkladığı bu bilgi bizim Türk kamuoyunda nasıl yankı bulacak bilemiyorum.

Her seferinde İsrail’e ‘giydiren’ Dış İşleri Bakanı Ahmet Davutoğlu bu açıklamanın ardından çıkıp ne diyecek diye düşünüyorum.

Acaba şunu söyleyebilecek mi?

-Bizim İsrail’le bir işimiz yok. İsrail’le birlikte Suriye ve Ortadoğu politikası yürütmüyoruz.

Yoksa hükümet İsrail politikası konusunda milletin gözünün içine baka baka yalan mı söylüyor. İsrail’le kavga ediyormuş gibi görünüp, tiribünlere mi oynuyor.

Başbakan Tayyip Erdoğan bir Dvaos zirvesinde ‘One Munite’ diyerek İsrail Devlet Başkanı Perez’e posta koyduğunda çok şaşırmıştım.

O gün bir yazı kaleme almış ve bunun danışıklı dövüş bir politika olabileceği önsezini okuyucularımla paylaşmıştım. Ve şöyle demiştim: Eğer gerçekse, Başbakan Türkiye’ye gelir gelmez İsrail’le olan tüm anlaşmaları yırtar atar. İlişkileri bitirir.

Hiçte öyle bir şey olmadı. O günden sonra İsrail’le ağız kavgasının dışında her şeyimiz gelişti. Ticaret hacmimiz arttı.

O günlerde hem Türkiye’nin hem İsrail’in seçime hazırlandığını yazmıştım. Çünkü Başbakan’ın böyle bir çıkışı, Türk halkı tarafından sevilmeyen İsrail politikaları karşısında büyük destek bulacaktı. Yine İsrail devlet başkanı Perez’de, Türkiye gibi güçlü bir ülkenin saldırısına uğramış bir lider olarak kendi kamuoyundan destek bulacak, içeride yapılan protestoları milli duruşa çevirecekti.

Bu çıkış gerçekten Başbakan Tayyip Erdoğan’a büyük prim yaptırdı. Ak Parti’nin oylarını artırdı.

Ama bugün Oba’manın yaptığı açıklama, Türkiye’nin İsrail politikasının bir danışıklı dövüş olduğunu ortaya koydu.

Halk buna uyanırsa, hükümet bu konuda ciddi sıkıntı yaşayabilir.

Halkın benimsemediği Suriye politikasının İsrail’in bir projesi olduğunu ABD başkanı açıkça söylemiş oldu. Baksanıza söylem olarak Müslümanlığı dilimizden düşürmeyen, her ağzımızdan çıkan kelimede milletin bu duygularıyla oynayan siyasi iktidar, İslam dünyasına karşı, ABD ve İsrail’le iş birliği yapıyor.

Müslüman kanının döküldüğü Afrika, Ortadoğu ve Asya coğrafyasında olaylar derinliklerine inilerek iyi analiz edilmeli. Müslümanı müslümana kırdırmanın hangi İslam ülkesine faydası olabilir. Tek Allah’a onun kitabı Kur’an’a ve elçisi Hz. Muhammed’e inanan insanlar yaptıkları mezhep kavgalarını da bi analiz etseler, altında İsrail gibi ülkelerin fitnesinin olduğunu anlayacaklardır.

İnşallah İslam toplulukları bunu anlarlar. Bu Kurban Bayram’ı barış ve anlayış için bir vesile olur.

İyi bayramlar…