İlçe siyaseti açısından kiminle karşılaşsak ''ilçede ne oluyor '' diye soruyorlar.

CHP ilçe başkanlığın da ne olduğuyla ilgili konuları partili arkadaşlarla ve parti içi toplantılarda bol bol konuşma fırsatı buluyoruz.

İlke olarak parti içi sorunların kamuoyu önünde ve basında sosyal medyada tartışılmasını doğru bulmam.

Geldiğimiz noktada geçen yıl nisan ayında kongreyle gelen Ümit Kaplanseren ''İşlerim yoğun istifa ediyorum"dedi, sayın Mehmet Polat ta "benim vaktim var işlerim bu işi yapmaya engel değil'' dedi parti içi iç hukuk ve tüzük doğrultusunda yönetim kurulu tarafından ilçe başkanı seçildi.

Kamuoyuyla paylaşılan bilgiler bu kadar.

Detay bilgiler ve parti içi tartışmalardaki bilgiler ise bizde saklıdır.

Onları konuşmanın yeri de burası değildir.

Bu konu bu kadar konuşulduktan sonra genel olarak bakacak olursak.

İlçenin şu anki mevcut yönetim kurulu ilçeyi 2014 yılı yerel seçimlerine hazırlayacak ve yirmi yıl önce kaybedilen belediye başkanlığını tekrar almak için bir iddia ortaya koyacak.

Yani biz kimin ilçe başkanlığı olmasını parti içinde konuşurken esas hedefimizin 2014 yılı seçimleri olduğuna inanıyoruz.

Bu bağlamda sayın Polat ''2014 yılında ben partiyi burada iktidar yapmak istiyorum onun için göreve talibim'' diye yola çıkmış olabilir.

Esas hedefte bu olmalıdır.

Eğer bu hedefler mevcut yönetim ve ilçe başkanlığı tarafından partiye ve partililere anlatılamıyorsa o zaman da kiminle bu iş başarılabilir arayışı parti içinde yaşanır.

Parti içinde daha iyi nasıl olur arayışı hiç bir zaman bitmez.

Bunun olması da gayet doğal karşılanmalıdır.

CHP"nin içinde yaşanıyor gibi duran karmaşa tamamen bu anlayış çerçevesinde sürmektedir.

Bazen bu tartışmalara dışarıya da taşıyor ve kamu oyu ''CHP de kavga var'' havasına anında kapılıveriyor.

Oysa CHP tek bir parti programı ve tek bir tüzük doğrultusunda işleyen bir partidir ama örgüt ve üye profili açısından ise homojen değildir

Parti de çeşitli kanatlar görüşler ve farklılıklar mevcuttur.

Bunların toplamda ortak paydaları ise CHP'nin programıdır.

Yani partide Atatürkçüler, Kemalistler, sosyal demokratlar,demokratik solcular,sosyalistler,özgürlükçü solcular, azda olsa totaliter solcular, liberal demokratlar, liberaller, emekçiler, fakirler, yoksullar, kapitalistler ve daha bir çok toplum katmanlarından grup grup insanlar mevcuttur.

İşte bu yapı da ister istemez bir kakafoni oluşmaktadır.

Bu durum dışarıdan bakınca kavga gibi algılanmaktadır.

Bu durumda parti üyeleri bu farklılıklar içinde sonuna kadar tartışabilir,konuşabilir savunduğu fikirleri ve kişileri kongrelerde parti içinde görev anlamı da iktidar yapma mücadelesi verir.

Bu iş bitince de partinin iktidar olması yolunda mevcut duruma destek olur,yürüyüş sırasında da eksik gördüğü yanlış, gördüğü konular da parti yöneticilerine parti içi tartışmalar yoluyla söyler.

İşte CHP deki durum budur.

Parti iç tartışmaları sonucunda sayın Polat onuncu defa ilçe başkanı olmuştur.

Bunun anlamı şudur:

Sayın Polat ''Geçmişte başarısız seçim sonuçları almış olabilirim, bunlara rağmen derin ve engin tecrübelerimle Gaziosmanpaşa ilçesinde yerel yönetim seçimlerinde Belediye başkanlığını ben kazanırım, bunu benden başka kimse de başaramaz'' iddiasıyla görev almış olabilir.


Bu iddialarla görev aldığına inandığımız sayın Polat'ın başarılı olması her partilinin ve partinin istediği bir sonuçtur.

Bu durumun dışında farklı grupların ve partililerin ''Seçimlerde sayın Polat'la iktidar olamayız,farklı alternatif yapı ve isimle bu iş olur'' görüşlerine sarılmaları da parti içi disiplin çerçevesinde doğal karşılanmalıdır.

Bu durum bu çerçeve içinde parti yaşadıkça sürüp gidecektir.

Sonuçta kişiler gidici partiler ve kurumlar kalıcıdır.

Siyasette hiç kimse vazgeçilmez değildir.

Mezarlıklar vazgeçilmez sanılan insanlarla doludur.

Görev yapan kişilerinde bu doğrultuda olaylara ilişkilere ve insanlara bakmasın da fayda vardır.

Bundan dolayı tartışmanın konuşmanın olduğu yerde devinim ve ilerleme olur.

Tartışmanın olmadığı yerler ise bir süre sonra çağın dışına düşer köhner kokar ve tarihin çöplüğünde yerini alır.